Erdoğan'a göre "cellat"lar pusuda!..

Read Hajji Osman,

Ahmed İsa ve Taki Al Shamy kod adlı Y.A.A...

Kim bu şahıslar?.. Emniyet kaynaklarına göre, IŞİD'in yüzlerce celladından bir kaçı... Daha doğrusu, o "cellat"lardan Türkiye'ye sızan onlarcasından üçü olarak, biri Kocaeli'nde, biri Bursa'da, diğeri de Adana'da yakalandı...

"Cellat" demişken şaşırmayın, bunların Irak ve Suriye'de savunmasız insanları kurşuna dizdiklerini, kılıçla başlarını kestiklerini gösteren yüzlerce video var internette...

Suriye iç savaşında IŞİD büyük darbe alırken,  sınırları delik deşik olan Türkiye'ye ellerini kollarını sallayarak giren militanlar sadece medyaya "cellat" olarak yansıyanlardan ibaret değil...

Konu Selefi militanlarsa, "cellat" olur da, "bombacı" olmaz mı?..

İşte Muhammed Raghil Al Hardani, Muhammed Abduaalrazak Alzalan ve

A. Ş. adlı militanlar...

Maraş, Bursa ve Diyarbakır'da yakalanan bu militanlar da örgütün Suriye'den Türkiye'ye sızan yüzlerce "bombacı"sından üçü...

Hiç kuşku olmasın, bu 6 kişi dışında, IŞİD içerisinde kanlı eylemlere imza atan ve bomba üretiminde çalışan 50'den fazla tehlikeli militan daha Türkiye'nin çeşitli kentlerinde yakalandı...

Türkiye'de son 4 yılda El Kaide ve IŞİD militanlarının saldırılarında 500'den fazla yurttaşın öldüğü, 2000'den fazlasının yaralandığı düşünüldüğünde, bu militanları Türkiye'ye sızdıran, saklayan ve yeni eylemlere yönelten örgütün ne kadar tehlikeli bir boyuta ulaştığı ortaya çıkıyor...

IŞİD'in 2017 yılının 31 Aralık gecesi İstanbul'daki Reina eğlence merkezine baskın düzenleyerek 39 insanı katletmesiyle birlikte, dinci terör örgütünün sadece ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılmadı, Türkiye içerisinde ne kadar kolaylıkla barınabildiği de ortaya çıktı...

Fırat Kalkanı ve benzeri harekatların sınır ötesinde yoğunlaşması dinci örgütleri dağıtırken, Suriye'den kaçan militanların ilk adresi ne yazık ki Türkiye oldu...

Bir bölümü sığınmacıların arasına gizlenen, bir bölümü de kaçak yollarla Türkiye'ye sızan militanlar sakallarını kestiler, modern kıyafetler giydiler ve halkın arasına karışarak hem saklandılar, hem de örgütlendiler...

Hatta IŞİD cellatlarından birinin yaptığı gibi, kimileri de Bursa'da doğalgaz işinde çalışacak kadar pervasız halde dolaşmaya başladılar...

Türk devleti Suriye'deki iç savaşa yoğunlaşmışken ve sınırlar delik deşik olmuşken, örgütün bombacılarının birinin Adana'daki bir hastanenin ortopedi servisinde tedavi olurken, diğerinin de Samsun'a giderken otobüste yakalanması da, Türkiye'nin radikal dinci örgütlerin sığınması açısından ne kadar rahat bir ülke haline geldiğini göstermişti...

 

farac-cellat-1.jpgfarac-cellat-2.jpg

 

Binlerce IŞİD'li deşifre...

Evet; Türkiye Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı

operasyonlarıyla sınır ötesinde binlerce IŞİD militanını etkisiz hale getirirken, çatışmalardan kurtulan ya da daha öncesi ve sonrasında Türkiye'ye sızan militanlar intikam almak için eylem planları yaptılar ama operasyona uğramaktan kurtulamadılar...

Son 3 yılda Türkiye'de yakalanan El Kaide, IŞİD ve benzeri dinci örgütlere bağlı militanların sayısının 2 bine ulaştığı tahmin ediliyor... Son 8 yıldaki rakamın ise 10 bine ulaştığına dikkat çekiliyor... Örgüte yakın onbinlerce yabancı uyruklu ise sınır dışı edildi...

Bu arada, özellikle Antep'ten sonra Urfa'yı bir karargah haline getiren ve bu kentte suikastlar da yapan militanların, buradan yola çıkardıkları çok sayıda bomba ve intihar eylemcisinin yakalandığını bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklamıştı...

IŞİD, Reina saldırısından sonra Türkiye'de daha büyük bir eyleme girişemedi ama yapılan operasyonlar örgütte ciddi kıpırdanmalar olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi...

Devletin güvenlik birimlerinin, Irak ve Suriye'de büyük darbe alan örgütün yeniden yapılanma ve ayağa kalkmak için Türkiye'de sansasyonel eylemler yapacağı konusunda çok ciddi istihbaratlar aldığı biliniyor...

İşte bu yüzden Ayasofya'nın açılışı sırasında kaleşnikofla eylem yapmaya çalışan bir militan İstanbul'daki bir otelde yakalanmış, bu kişiye talimat verdiği öne sürülen örgütün "Türkiye emiri" Mahmut Özden ile ondan sonra görevi devralan oğlu da tutuklanmıştı...

Bu operasyonlarla örgüt başsız kalmış gibi görünse de, IŞİD'deki yoğun hareketliliğin devleti iyice kaygılanırdığı anlaşılıyor...

Çünkü son bir ay içerisinde IŞİD'e karşı çok kapsamlı operasyonlar yapıldı...

İstanbul'un 15 ilçesinde IŞİD ve türevlerine yönelik 8 Ekimde düzenlenen operasyonda, aralarında Suriye ve Irak'taki çatışma bölgelerinde bulunmuş 19 şüpheli yakalandı.

İstanbul Terörle Mücadele'ye bağlı özel operasyon timleri, 21 adrese, 22 Ekimde eş zamanlı operasyon düzenledi, Suriye'deki IŞİD üyeleriyle irtibatlı oldukları belirlenen çok sayıda şüpheliyi gözaltına aldı..

Ankara'da 26 Ekim'de yapılan çalışmalar sonucunda yakalanan, 18'i Irak, ikisi Suriye uyruklu olmak üzere 20 şüphelinin IŞİD'le irtibatlı olduğu tespit edildi.

27 Ekimde Ankara'da IŞİD'e yönelik operasyonda da  7 şüpheli yakalandı...

Eylem peşindeler...

Peki; Suriye iç savaşıyla birlikte Türkiye'ye de kaçan IŞİD ne yapmaya çalışıyor?..

Bu sorununun yanıtını Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün şöyle verdi;

"Suriye sınırımız boyunca terör örgütü varlığının artarak sürdüğünü görüyoruz... Bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkarılmazsa harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum. Suriye'den ülkemize gelen DEAŞ mensuplarının eylem arayışında olduğunu biliyoruz."

Güvenlik birimlerinin saptamalarına göre IŞİD Marmara'dan Orta Anadolu'ya, Güneydoğu'dan Akdeniz Bölgesi'ne kadar en az 40 kentte örgütlenerek hücreler oluşturmuş...

Yakalananların ifadelerinden de anlaşılıyor ki, sınır ötesinden getirilen

tonlarca patlayıcı ele geçirilmesine rağmen, IŞİD hem yurtdışından gelen örgüt yöneticileri hem de yerel hücrelerle birlikte eylem yapmak için fırsat kolluyor...

Evet; Hizbullah'tan El-Kaide'ye, oradan da IŞİD'e uzanan dinci yapılanmaların son 20 yıldaki çabaları yüzlerce yurttaşın katledildiği, binlercesinin de yaralandığı dehşet verici saldırıları ortaya çıkardı...

Suriye iç savaşının ardından sınırların yeterince kontrol altına alınamaması nedeniyle iyice büyüyen dinci örgütler, bir dönem kontrol dışına çıkmalarına rağmen, devletin Suriye içindeki etkili operasyonlarıyla büyük darbeler aldılar...

Ancak bu darbelere rağmen IŞİD hücrelerindeki hareketlilik ve her gün yeni bir grubun çökertilmesi, sinsi terörün "cellat"larıyla ve "bombacı"larıyla halen pusuda olduğunu kanıtlıyor...

 

Yazarın Diğer Yazıları