Erdoğan'a "seni deviririz" mesajı!

Amerikan askerlerinin, YPG'lilerle birlikte aynı masada yemek yemesi, sanki yeni bir durummuş gibi çok konuşuluyor.

Ne yemeği, Amerikalılar, adını Suriye Demokratik Güçleri diye değiştirdiği PKK'lılara ordu kurdurdu, devlet ilan etmeye hazırlanıyor!

Yemekle ilgili değil ama ABD'nin Irak-Suriye politikası ile ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bazı açıklamalar yaptı:

-En son üç teröristi listesine alıp güya milletimizin gönlünü alacaklar. Güya bizle dalga geçiyorlar. İki bakanı yaptırım listesinden çıkartıp, üç teröristi yaptırım listesine koyuyorlar. Bize demek istiyor ki "senin bakanınla terörist arasında bir fark söz konusu değil", biz de bunu yiyeceğiz...

-Stratejik ortağımız, Suriye -Irak cephesinde, PKK ile beraber "petrolün yüzde 25'i benim olacak, yüzde 75'i senin olacak" hesabını yapıyor. Bu bir ikiyüzlülüktür. Nerede, hangi gün, kiminle bu konuşmaları yaptıkları da bilgimiz dahilindedir. Türkiye, eski Türkiye değildir. Türkiye'yi eski Türkiye olarak niteleyenler yanılmaktadır ve yanıldıklarını da anlamaktadır.

***

ABD, gerçekten Türkiye konusunda yanıldığını anladı mı? Yoksa bu yöndeki değerlendirmeler bir oyundan ibaret mi? ABD'nin dış politikasını yönlendiren kuruluşlardan biri olan foreignaffairs.com'da yayınlanan yeni bir analiz var. Yazının başlığı, "Orta Doğu'da yeniden büyük bir düzenleme mi var?" diye konulmuş ama alt başlıkta "Türkiye neden İran ve Rusya'ya yöneliyor?" sorusu soruluyor.

Colin S. Clarke ve Ariane M. Tabatabai imzalı analizde, özetle şöyle deniliyor:

-Orta Doğu'daki yeni konumlanmalar, tektonik plakaları değiştiriyor. Türkiye, ABD'den uzaklaşıp İran ve Rusya'ya doğru sürükleniyor.

-Tayyip Erdoğan'ın 2014 yılında Türkiye Cumhurbaşkanlığına yükselişi, ülkenin temel siyasetinde bir kayma olduğuna işaret ediyordu. Erdoğan, dinî fraksiyonları güçlendirdi ve ülkeyi Atatürk'e kadar uzanan Ankara'nın ünlü laikliğinden uzaklaştırdı. Erdoğan'ın dünya görüşü, İran İslâm Cumhuriyeti ve Rusya'nınkilerle birçok ilkeyi paylaşıyor. Moskova ve Tahran gibi Ankara da şimdi daha fazla Batı karşıtı. Türkiye, NATO'dan da uzaklaşıyor.

-Türk Cumhurbaşkanı, bölgedeki Sünnilerin liderliğini üstlenmeyi "miras" sayıyor ve kendisini modern bir sultan olarak görüyor.

-Kaşıkçı cinayeti ise Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki gerginliği artıran bir dizi gelişmenin sadece sonuncusudur.

-Türkiye için, İran-Rusya bağlantısı artık NATO'dan daha iyi gibi görünüyor. Hem İran hem de Türkiye için, Suriye'nin parçalanması ve bir Kürt devleti kurulması tehdit olarak görülüyor.

-Erdoğan, Suriye'de oluşturduğu kendisine bağlı güçleri Kürt milis kuvvetine karşı yönlendirebilir...

-Aslında İran, Rusya ve Türkiye hâlâ tarihi sebeplerle birbirlerine güvenmiyor. ABD'nin Suriye politikasının başarısı ise kısmen Türkiye'ye bağlıdır.

-Sonuç olarak Washington, Ankara'nın temel bölgesel hedeflerini anlamalı ve NATO'nun bölgesel güç dengesinde istenmeyen bir değişimi önlemelidir. Çünkü Türkiye'nin görünürdeki yeniden düzenlenişi, Suriye'deki ABD hedeflerini ve Washington'un Orta Doğu politikasının sürdürülmesini etkileyecektir.

--Yine de İran, Rusya ve Türkiye'nin uyumlu bir blok olarak ortaya çıkmasını ve hızla değişen jeopolitik manzaraların ivmesini durduracak çok az şey olacaktır.

-Suriye'deki ortak çıkarlara dayanan bu üç ülkenin bloklaşması, ABD'nin bölgedeki iktidarları daha köklü bir şekilde yeniden düzenlemesini getirebilir.

***

foreignaffairs.com açıkça Erdoğan'a "Seni deviririz" mesajını iletiyor! Oysa Erdoğan, iktidarını korumak için yeniden ABD'ye yanaşıyordu. AKP, zaten kuruluşundan itibaren Amerikan yörüngesindedir. ABD karşısında büyük açıkları olan AKP, Türkiye'yi Amerikan yörüngesinden çıkaramaz ama adamlar yine de tehdit ediyor!

Yazarın Diğer Yazıları