Erdoğan'dan önce terörist Mazlum…

Türkiye ile Amerika arasında gerginleşen ilişkileri "kopma" noktasına taşıyacak yeni bir istihbarat, başkent Ankara kulislerine bomba gibi düştü.

Amerika Birleşik Devleti Başkanı Donald Trump'ın 10-11 Kasım 2019 tarihlerinde PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütünün sahte generali, Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'i Beyaz Saray'da ağırlayacağı iddia edildi.

Diplomatik kulislerden sızan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Beyaz Saray'da görüşmek için Amerika'ya davet eden Başkan Trump, benzer çağrıyı terörist başı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'e de yaptı.

Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki koymasın diye bu davet son derece gizli tutuluyor.

Hatta basına yansımaması için terörist başına sahte kimlik çıkartılacağı iddiası da seslendiriliyor.

Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar ise bu konuda bir bilgi sahibi olmadıklarını ifade ettiler.

Amerika Başkanı Trump, 26 Ekim 2019 tarihinde yaptığı Twitter paylaşımında, "General Mazlum, nazik sözleriniz ve cesaretiniz için teşekkür ederim. Lütfen en içten saygılarımı Kürt halkına iletin. Seni yakın bir zamanda görmek için sabırsızlanıyorum" demişti.

Trump'ın kullandığı bu ifade diplomatik çevrelerde, 'YPG'li terörist Mazlum Beyaz Saray'a davet edildi' şeklinde algılandı.

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trump'ın bu açıklaması üzerine, "Hakkında kırmızı bülten olan biriyle (Terörist Mazlum Kobani) müttefiklerimizin görüşmesi kabul edilemez" demişti.

52 yaşındaki terörist başı Ferhat Abdi Şahin, Wikipedia'ya göre 1990-2012 tarihleri arasında PKK örgütünde terör faaliyetlerinde bulunurken 2015 yılında Amerika tarafından oluşturulan Suriye Demokratik Güçlerinin başına geçirilmişti.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Barış Pınarı harekâtına başlamasının 10. gününde Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mektup yollayarak şunları söylemişti:

"Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım!

Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız.

Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.

"Sorunlarınızın bazılarını çözmek için çok uğraştım.

Dünyayı yüzüstü bırakmayın. Harika bir anlaşma yapabilirsiniz.

General Mazlum sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor.

Size güvenerek, (Mazlum Kobani'nin) bana yazdığı, elime yeni ulaşan mektubu da ekliyorum."

Değerli okurlarım,

Amerika Birleşik Devletlerinin 30 bin TIR silah ve mühimmat vererek terör ordusu yarattığı ve Suriye'nin petrol kaynaklarının bekçiliğini yapmakla görevlendirdiği YPG terör örgütü Türk ordusunun bu mektup sonrası durdurduğu askeri operasyon sonucunda Amerika ile birlikte 30 kilometre içeriye çekildi.

Milli Savunma Bakanlığı da, Cumhurbaşkanlığı da 30 bin TIR silahtan ne kadarının ele geçirildiğini açıklamadı.

Amerikalılar da teröristler de anlaşılan o ki bu silahlarının tamamını alarak 30 kilometrenin dışına çekildiler.

Fırat'ın batısında 10. kilometre bandında Rus askerleri ile ortak devriye haberleri Milli Savunma Bakanlığı tarafından açıklanırken, Fırat'ın doğusunda Amerika ile Türkiye'nin ortak herhangi bir devriye yaptıkları vurgulanmıyor.

Değerli okurlarım,

Amerika'nın Türkiye'nin değil teröristlerin müttefiki olduğunu defalarca yazdım.

Sahte General Mazlum Kobani ya da Şahin Cilo kod adlı Ferhat Abdi Şahin adlı teröristi Türkiye uluslararası polis teşkilatı İnterpol aracılığıyla da arıyor.

Amerika'nın bunu bilmemesi mümkün değil ki Başkan Trump Türkiye'nin bu kararını hiçe sayarak kendisini itibarlı bir şekilde gördüğünü ifade etmekten çekinmiyor ve utanmadan kendisine yazdığı mektubu kendi yazdığı küstah mektubun ekinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderiyor.

Bu da yetmezmiş gibi, 13 Kasım'da Erdoğan'ı Beyaz Saray'a davet ederken 2-3 gün önce de terörist başını davet edebiliyor.

Bu davetin duyulmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika'ya Başkan Trump'ın daveti üzerine gidip gitmeyeceği hakkında yorum yapmak elbette olanaksız.

Şunu söyleyebilirim, ben Erdoğan'ın yerinde olsam asla gitmem…

 

Yazarın Diğer Yazıları