Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’da düzenlenen TDT Gayriresmi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türk dünyasının birliğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) önemini vurguladı. Erdoğan, “KKTC'nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz” diyerek KKTC’nin teşkilatta tam üyeliğe geçişi için çağrıda bulundu.
Zirvede konuşan Erdoğan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’ın TDT üyesi, Türkmenistan’ın ise gözlemci üye olarak yer aldığını hatırlatarak, bu ülkelerin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) büyükelçi atamalarının ardından KKTC’nin statüsünün yükseltilmesi gerektiğini belirtti. "KKTC'yi tam üye olarak kabul edeceğimiz günleri hep birlikte görmeyi ümit ediyorum.” diyerek bu konudaki beklentisini dile getirdi.
TDT’nin ilk kez bir gözlemci ülkede zirve düzenlediğine dikkat çeken Erdoğan, bu durumun Macaristan’a verilen değerin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Türk Devletleri olarak tarihin ve medeniyetin kesişim noktasında yer aldıklarını belirten Erdoğan, Doğu’nun bilgeliği ile Batı’nın dinamizmini birleştiren köklü bir mirasa sahip olduklarını vurguladı ve şöyle devam etti:
"Teşkilatımızın Doğu ile Batı'yı buluşturan bu stratejik bağlantının asli mimarlarından biri olacağına yürekten inanıyorum. Temsilcilik ofisiyle Kuraklık Önleme Enstitüsü’ne ev sahipliği yapan Macaristan’ın teşkilatımız ile Avrupa kuruluşları arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayan rolüne büyük önem atfediyoruz. Macaristan temsilcilik ofisimizin İcra İhraç Direktörlüğü’ne de Macaristan’ın İstanbul eski başkonsolosu Balazs Hendrich’in atanmasının ofisin etkinliğini artıracağı kanaatindeyiz. Bu vesileyle Macaristan’ın kültürel işbirliğimizin nişanesi TÜRKSOY’a gözlemci üye olarak katılımını teşvik ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Teşkilat olarak nice zorluğun, ön yargının, engelin üstesinden geldik. Geriye doğru baktığımızda bugün parmakla gösterilen bir seviyedeyiz. Elbette önümüzde daha gidilecek çok mesafe var ama siz kardeşlerimle hedefe varacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum."
Erdoğan, TDT sekretaryasının idari, personel ve bütçe açısından güçlendirilmesinin teşkilatı daha etkili kılacağını belirterek, ilk etapta sekretarya bütçesinin iki katına çıkarılmasının gerekli ve faydalı olacağını düşündüklerini ifade etti.
“21 MART’IN TDT NEVRUZ ANMA VE KUTLAMA GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLMESİNDEN MEMNUNİYET DUYACAĞIZ”
Nevruz Bayramı’nın, bin yılı aşan ortak kültür, tarih ve gönül birliğinin en önemli miraslarından biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"21 Mart’ın bundan böyle Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak ilan edilmesinden memnuniyet duyacağız. Keza Semerkant’ta bu yıl düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansı’nda 15 Aralık Günü’nün Dünya Türk Dili Günü olarak ilan edilmesinin çok anlamlı olacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda yürütülen çalışmaların konferans tarihine kadar neticelenmesini temenni ediyorum. Özbek kardeşlerimize başarıyla icra edeceklerine samimiyetle inandığım genel konferansta şimdiden üstün muvaffakiyetler diliyorum. Bu vesileyle Özbekistan’ın Türk Kültür ve Miras Vakfına üye olarak kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hakkını teşkil eden Orta Koridor stratejik bir güzergah olarak öne çıkıyor. Orta Koridor’un başarısı için teşkilat bünyesinde işbirliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz. Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Sesimizi duyuracağımız her vesile insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap verecektir. Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken, aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor."
“KKTC’Yİ TAM ÜYE OLARAK KABUL EDECEĞİMİZ GÜNLERİ HEP BİRLİKTE GÖRMEYİ ÜMİT EDİYORUM”
Erdoğan, Türk dünyasının KKTC’nin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade ederek, "Türk dünyasının doğru bildiği yoldan şaşmadan, gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türkleri’nin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini beklediklerini" vurguladı. "Bu minvalde Aksakallar Konseyi’mizin mayıs ayı başında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiği toplantıyı çok anlamlı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bugün zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Akademisi’ne gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni teşkilatımıza tam üye olarak kabul edeceğimiz günleri hep birlikte görmeyi ümit ediyorum.” dedi.
Kafkaslar’daki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, "Can Azerbaycan’ın Ermenistan ile barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz. İki ülke arasında kalıcı barış tesis edilebildiği takdirde bu durum şüphesiz Türk dünyamız için birçok fırsatı da beraberinde getirecektir. Bu noktada muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim.” şeklinde konuştu.
GAZZE VE BÖLGESEL İSTİKRAR VURGUSU
Gazze’deki duruma da değinen Erdoğan, "Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de sivil halk adeta cehennemi yaşıyor.” diyerek Birleşmiş Milletler’in “yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair” uyarısını hatırlattı. "Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir. Bölgemizdeki istikrar ve sükunet arayışları çerçevesinde İsrail’in sınır tanımayan yayılmacılığına karşı durulması ve Filistin’in yanı sıra Lübnan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün desteklenmesi gerekiyor.” dedi.
“SURİYE’NİN İSTİKRARA KAVUŞMASINA YÖNELİK YOĞUN ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel etkilerine de dikkat çeken Erdoğan, savaşın güvenliğe yönelik önemli bir sınama olduğunu belirtti. "Taraflar 2022 yılından bu yana ilk kez geçtiğimiz günlerde yeniden İstanbul’da bir araya geldi. Kapsamlı ateşkese ve adil bir barışa ulaşılması yönünde her iki ülkeyle yoğun temaslarımızı sürdüreceğiz. Keza 14 yıl süren ihtilafın ardından Suriye’nin istikrara kavuşmasına yönelik yoğun çabalarımız devam ediyor. Bu fırsatın etkin ve doğru şekilde kullanılması sadece Suriye’de değil, bölge ve ötesinde istikrarın sağlanması açısından önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.