Erdoğan'ın elma şekeri politikası!

Çocukken hiç elma şekeri yediniz mi? Şekerle kaplanmış ve altına bir çubuk takılmış elmalar genellikle çürük çıkardı!

Türkiye'de bütün çürük projeler de tıpkı o elma şekerleri gibi halkın hoşlanacağı başka bir ad altında kamuoyuna sunuluyor.

Bu konuda sayısız örnek vermek mümkündür. En belirgini, Türkiye'yi Türkiye olmaktan çıkaracak "Türksüz Türkiye projesi"nin halka "Yeni Osmanlı Projesi" diye satılmasıdır.

***

Ankara'da Başbakanlık binası olarak inşa edildiği açıklanan, ancak sistem değişikliği ile "Cumhurbaşkanlığı külliyesi"ne dönüştürülen sarayda, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Yerel Yönetimler Sempozyumu" düzenlendi.

Tayyip Erdoğan'ın bu toplantıda yaptığı konuşmaya değil, New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde Suriye için önerdiği yönetim modeline dikkat çekmek istiyorum.

Erdoğan'ın Suriye için düşündüğü model şöyle:

"Atılması gereken ilk adım, Suriye toplumunun tüm kesimlerinden savaşçıları kapsayan bir istikrar gücü kurulmasıdır.

Ancak tüm kesimleri bir araya getiren bir yapı, Suriye vatandaşlarının tamamına hizmet ederek, ülkenin muhtelif kısımlarına düzen ve asayiş getirebilecektir.

Bir başka önceliğimiz ise tüm kesimlerin yeterli siyasi temsilinin sağlanmasıdır. Türkiye'nin gözetiminde, şu anda YPG veya DEAŞ terör örgütlerinin kontrolünde olan Suriye toprakları, halk tarafından seçimle belirlenen yerel meclisler tarafından idare edilecektir.

Suriye'nin kuzeyinde, nüfusunun çoğunluğu Kürt olan yerlerde kurulacak yerel meclislerde Kürt toplumunun temsilcileri çoğunluğu oluşturacak; ancak diğer tüm kesimlerin adil bir şekilde siyasi temsil hakkından faydalanmaları sağlanacaktır."

***

Tekrar olacak ama çok önemli... "Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi" ile ilgili Anayasa değişikliği paketini hazırlayan ekip içinde yer alan Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Mehmet Uçum, Türkiye için nasıl bir yönetim modeli öngörüyordu?

Mehmet Uçum, bu soruya şöyle cevap vermişti:

"Kürt politikası, Türkiye'nin yeni siyasal sistem ihtiyacı içerisinde bir yere sahiptir ve 'yeni anayasal sistem'in bir boyutudur. Türkiye'ye özgü 'başkanlık modeli', üniter yapı içerisinde 'adem-i merkeziyetçiliğin geliştirileceği' bir esasa dayandığından 'Kürtlerin yaşadığı bölgeler' de dahil olmak üzere tüm Türkiye bakımından güçlü 'yerel-bütünleştirici merkez yapısı'nı kurmak hedeftir.

Yeni siyasal perspektif; yerelden temellenerek merkeze yükselen başkanlık ve 'yerelden merkeze kadar örülen meclisler sistemi' ile halk-devlet ilişkisini yeniden yapılandıran ve halkın devlet üzerindeki etkisini artıran, böylelikle üniter yapıyı da güçlendiren bir içeriğe sahiptir. 'Bu siyasal perspektif yeni Anayasa ile başlayacak bir hukuk reformu sürecini zorunlu kılıyor.' Ancak bu reform süreci, 'Türkiye milletinin inşa süreci'ni tamamlayıp güvence altına alabilir.

Yani 'dışlayıcı ve baskıcı Türk milleti'nden 'kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milleti'ne geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur."

Mehmet Uçum şunları da söylemişti:

"Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yeni anayasal sistem ihtiyacı tam olarak karşılanmıyor. Bu reform süreci devam etmek zorunda... Yeni Anayasa ihtiyacımız bu değişiklikten sonra çok daha güçlü hale gelecek. Sayın Bahçeli, 'merdiven teorisi' açıklaması yaptı, 'Türkiye'nin hukuk ihtiyacını adım adım karşılayalım' dedi. Bu iş birlikleri devam ettirilirse MHP ile birlikte yürünebilir. Gelecekte çok farklı siyasi aktörler de yeni anayasal sistem değişikliğinde rol alabilir."

***

"Erdoğan'ın Suriye için önerdiği yönetim modeli ile başdanışmanı Mehmet Uçum'un Türkiye için hazırladığı yönetim modeli arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar var?" sorusunun cevabını bulmayı size bırakıyorum?

Türkiye elma şekeri politikasıyla adım adım nereye götürülüyormuş?

Yazarın Diğer Yazıları