Erdoğan'ın türbanla örttüğü sırlar!

Başbakan Tayyip Erdoğan, Europa Press adlı ajansın düzenlediği basın toplantısında Akdeniz Birliği hakkındaki soruları cevaplandırdı. 
Türkiye’nin, AB yerine Akdeniz Birliğine katılmayı kabul edip etmeyeceği sorusunu cevaplarken Erdoğan, şöyle dedi:
“Henüz Akdeniz Birliği nedir, ne değildir, neleri kapsayacak, nasıl olacak bu henüz bir yere, bir zemine oturmuş değil. Tabii ben bunu Sayın Sarkozy ile konuşmadan önce, meslektaşım Sayın Zapatero ile başbakan olmadan önce konuşmuştuk. Bunun AB’ye alternatif olarak düşünülmesi anlayışına bir defa kesinlikle karşıyız. Böyle bir oluşumun içinde biz, yani AB’nin alternatifi olarak Türkiye’nin orada yer alması gibi bir anlayışa kesinlikle karşıyız, böyle bir şeyin içinde de olmayız. Tabii ki Akdeniz Birliği’nin amacını, bu noktada nasıl oluşacağını, bir coğrafi kimlik mi, coğrafi esaslı mı olacak, bir siyasi birlik mi olacak, ekonomik birlik mi olacak bunları görmemiz, bilmemiz gerekiyor. Onun için her halde üzerinde çalışılacak.”

***

Peki Akdeniz Birliği kavramını biz ilk olarak ne zaman ve nereden duymuştuk?
Projeyi, dünyanın gündemine Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy getirdi. Sarkzoy, Türkiye’nin ancak Akdeniz Birliği’ne girebileceğini söyledi. 
Akdeniz Birliği deyince, içine İsrail de giriyor. Sarkozy de Yahudi asıllı! 
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso  “Bu öneri içi doldurularak tartışılmalıdır. AB’nin yönünü Akdeniz’e daha güçlü çevirme fikrini anlamlı buluyorum ve destekliyorum. Ancak bunun hangi biçimde olması konusunda esaslı bir şekilde düşünmeliyiz. Önemli olan AB’nin tek ağızdan konuşup bir bütün olarak Akdeniz ülkeleriyle işbirliği yapmasıdır. Güvenlik, kültür ve ekonomi gibi konularda Akdeniz ülkeleriyle daha iyi ilişkiler içinde olmak tabii ki hepimizin çıkarına olur”  dedi. 

***

Akdeniz Birliği’nden önce Doğu Akdeniz Birliği diye bir proje de vardı!
Projede,  “Türkiye, Ürdün, İsrail, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Filistin’in yer alacağı, ’Doğu Akdeniz Birliği’nin oluşturulması için girişimde bulunulacaktır”  deniliyordu. Bu ülkeler, 1996 yılında Bernard Lewis’in  “Ortadoğu kimliği üzerine”  başlığı altında İstanbul’da verdiği konferans sırasında gösterdiği haritada yer alan ve Büyük Ortadoğu Projesi içinde düşündüğü ülkelerdir.
İşin ilginç tarafı Doğu Akdeniz Birliği Projesi, MHP’nin 2002 seçim bildirgesinde yer almıştır! Konuyu defalarca gündeme getirdim, MHP yönetiminden çıt çıkmadı!

***

Tayyip Erdoğan’ın söylediği,  “AB’nin alternatifi olarak böyle bir projenin içinde yer almayız”  şeklindedir! Ya Barroso’nun dediği gibi olursa? O zaman olur mu?
Zaten, Türkiye-AB ilişkileri adeta dondurulmuştur. Türkiye, PKK meselesini çözebilmek için yeniden tam anlamıyla ABD yörüngesine girmiştir. ABD’nin istediği ise İsrail’in istediğidir. Yani Doğu Akdeniz Birliği veya Akdeniz Birliği!
Böyle bir birlik, aslında Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçmesidir. Hazır Merkez Bankası da İstanbul’a taşınıyor! Eh zaten Talabani 1996 yılında,  “Hayalim İstanbul’un başkent olduğu Ortadoğu Birleşik Devletleri”  demişti! Yani Büyük İsrail!
Tabii Mısır’sız bu proje yürümezdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kahire’ye sadece Mehmet Akif’in evini müze yapmaya gitmedi herhalde! 

***

Dikkat ederseniz, Tayyip Erdoğan, bir soruyu değerlendirerek konuşmasının yarısını türbana ayırdı. Türban sorusu geçtikten sonra da yeniden türbana döndü!
Erdoğan, ne zaman bir konuyu kamuoyu gündeminden saklamaya çalışsa türban meselesini ısıtıyor!
“Türkiye’nin, yeni anayasasına İspanyol anayasasından örnek alacağını söylüyorlar. Bölgelerin ve bazı grupların tanınmasının göz önünde bulunduracağını söylüyorlar. Kürt bölgesi de tanınacak mı o zaman?”  sorusuna  “Herhalde buradaki bilgi biraz yanlış aktarılmış. Biz tüm dünyadaki anayasalarla ilgileniyoruz. Hepsini masaya yatırdık” diye kaçamak bir cevap verdiği gibi!

Yazarın Diğer Yazıları