Ergenekon savcısının mütalaasına tepki var

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Hacısalihoğlu'nun 2017/16 sayılı Ergenekon dosyası için "Esas Hakkında" konulu Mütalaası İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 30 Kasım 2018 tarihinde verildi.

Ergenekon Davası 11 yıl sonra çöktü diye toplumda ve medyada büyük bir sevinç yaşandı.

Ancak Yargıtay Cumhuriyet Savcılığından ayrılan Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu savcı Hacısalihoğlu'nun bu mütalaasını dikkatle inceledi ve küçük gibi görünen çok önemli bir hukuki ayrıntıyı ortaya çıkardı.

Savcı Hacısalihoğlu mütalaasında Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre 223. Maddenin "2-e" hükmüne göre karar verilmesini istiyor

Madde şöyle:

223/2-e: Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,

Yani 223/2-e; delil yetersizliğinden beraat

Avukat Eminağaoğlu bu maddeye itiraz ediyor ve CMK'nın 223. maddesinin "2-b" hükmüne göre mütalaa yazılması gerektiğini ve bu maddeye göre mahkemede karar verilmesi şartını vurguluyor.

Madde şöyle:

223/2-b: Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,

Yani, yargılanan hakkında suç olmaması, iftira atılması...

Şimdi şöyle sorabilirsiniz: "İkisi de beraat ne fark var?"

Eminağaoğlu diyor ki "ÇOK BÜYÜK FARK VAR..."

"e" ve "b" maddelerinin farklarını da çok net şekilde şöyle ortaya koyuyor:

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Hacısalihoğlu'nun mütalaasına göre;

223/2-e: Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması yani delil yetersizliğinden beraat kararı verilirse ne olur?

 Eminağaoğlu anlatıyor:

 "Savcılık, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) bir kumpastır dedi mi, yoksa karar yine kumpasa mı getiriliyor...

Savcılık, beraat isterken üzerine düşeni yapmadı, kaçamak hareket etti.

Beraat görüşü açıklanması nedeniyle, sonuca odaklanıldığı ve basında da bu boyut öne çıkarıldığı için savcılığın tutumu gözlerden kaçtı.

Savcılık, ETÖ diye bir örgüt "kesin olarak kurulmamıştır", dolayısıyla suçlananlar bu örgütle ilgili hiç bir suç işlememiştir, "kesin olarak böyle bir suç işlenmemiştir" demedi.

ETÖ bir kurgudur, kumpastır demedi.

Savcılık, ETÖ'nün varlığı, "bu dava kapsamındaki yargılamada ispat edilememiş" böyle bir suç işlendiği sabit olmamıştır diyerek, 223/2-e maddesine göre beraat görüşü açıkladı.

Yani bu davada "delil yetersizliğine" göre beraat istedi.

Böyle olunca da ETÖ için açıkça bir kurgu ve kumpas nitelemesinde de bulunmadı.

Böyle bir nitelemede bulunmayınca da, bu kurgu veya kumpası yapanlar hakkında mahkemeden beraat kararıyla birlikte suç duyurusunda da bulunması yolunda görüş açıklamadı.

Savcılık adeta her şey yaşandığıyla kalsın, her türlü beraat durumunda haksız tutuklamalar gibi konularda isteyen zaten tazminat davası açar hakkını alır gibi bir bakış ve olayı kapatırcasına hareket ediyor."

Savcı Hacısalihoğlu'nun mütalaasına karşı görüş bildiren Eminağaoğlu'nun yorumuna göre şu sonuç çıkıyor:

- Ergenekon kumpasını kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunulmayacak,

- Türk Ceza Kanunu'na göre kumpasa neden olan gerek siyasi, gerek yargı, gerekse polisler hakkında dava açılamayacak.

Olması gereken CMK maddesi

Yargıtay Cumhuriyet Savcılığından ayrılan Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun "olması gereken" olarak vurguladığı CMK hükmüne bakalım.

223/2-b: Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,

Yani, yargılanan hakkında suç olmaması, iftira atılması durumunda mahkemenin de bu madde hükmüne göre karar vermesi halinde ne olmalı.

Eminağaoğlu anlatıyor:

"Ergenekon kurgu ve kumpası yaratanlar hakkında suç duyurusunda bulunma zorunluğunun ortaya çıkması da demek.

Yaşananların ve geç işleyen yargı sürecinin yol açtığı zararlar yanında ayrıca giderilemeyen zararlar ve hak kayıpları konularında mağdurlar yine davalar açabilecekler. Ama bununla kalmamalı.

Hukukun gerektirdiği gibi tescillenip, delil yetersizliği olarak değil, böyle bir suç işlenmediğinden hareketle kararda ifadesini bulması gerekir.

Aksi durumda savcılık bu kumpası yaratanlar hakkında şimdiye kadar soruşturma açmadı, yapılan başvuruları ciddi olarak soruşturmadı, delil yetersizliği gibi bir gerekçe ile beraat kararı da verilirse, sanki ETÖ vardı da ispatlanamadı gibi bir nedenle gene kumpası yaratanlardan hesap sorulma yoluna gidilmeyecek.

Ancak, ETÖ diye örgüt "hiç kurulmadı", böyle bir suç "hiç işlenmedi" gerekçesi ile mahkeme beraat kararı verirse, mahkemece yapılacak suç duyurusu karşısında, bu kumpası yaratan herkes hakkında da savcılık istese de istemese de, mahkemenin kararı karşısında ceza soruşturması açıp sürdürmek durumunda olacak."

- Ergenekon kumpasını kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunulacak,

- Türk Ceza Kanunu'na göre kumpasa neden olan gerek siyasi, gerek yargı, gerekse polisler hakkında dava açılabilecek.

SONUÇ:

Ergenekon Davası mağdurlarının beraat kararı karşısında mutlu olmaları elbette çok önemli, ancak verilecek karar bu mutluluğu bozmamalı. Ama iş hesap sormaya gelince şu hukuki durum ortaya çıkıyor:

Sanki ETÖ vardı da ispatlanamadı gibi delil yetersizliğine dayalı beraat değil de, ETÖ gibi bir örgüt kurulmadı diye beraat kararı verilip, bu konudaki suçu uyduranlardan, bu suçu destekleyenlerden ve engellemeyen siyasilerden hesap sorulabilmeli.

Ve Ömer Faruk Eminağaoğlu bu mütalaa hakkında noktayı şu önemli soru ile ortaya koyuyor:

"ETÖ'ye kurgu denilmemesi, acaba AKP+FETÖ sorumluluğu gündeme gelmesin diye mi?"

Yazarın Diğer Yazıları