ERGENEKON DESTANI
Yazan ve çizen: Seyfi Karademir


RESMİ BÜYÜLTMEK İÇİN TIKLAYIN

KARANLIĞI yırtan alevli oklar, geçiti aydınlattıkça hedefler ortaya çıkıyordu. Tepeye tırmanan Yüzbaşı Babrak’ın çerileri şimdi kolay bir hedefti. Nitekim alevli oklara hedef olan çeriler acı çığlıklar atarak aşağı düşüyorlardı.
Yüzbaşı Babrak çerilerine bağırdı.
-Kendinizi koruyun. Yaylarınızla karşılık verin.
Birkaç çeri yaylarına güçlükle yerleştirdikleri oklarını yukarıya atmaya çalıştılar. Ancak bu hiç kolay değildi ve yukarıdakiler kendileri gibi açıkta değildi.
Barkı Beğ aşağı doğru bağırdı.
-Hey! Aşağıdaki çeriler... Boşuna ölmeyin. Aşağı inin ve gidin!
Aynı anda ok ateşi birden kesildi. Yüzbaşı Babrak gerçekten zor durumda kalmıştı.
-Herkes aşağı insin! Bu durumda yapacak bir şeyimiz yok. Boş yere telef olmayalım.
Aynı anda Buğra Han, gecenin karanlığında buyruğundaki çerilerle sessizce ilerliyordu. Sonunda hedef görünmüştü. Buğra Han eliyle çerilerine işaret vererek onları durdurdu.
-İşte önümüzde Sevinç Han’ın karargâhı.
-Atlar? Onlar neredeler?
-Sakin olalım. Beni takip edin.
(Devam edecek)