ERGENEKON DESTANI
Yazan ve çizen: Seyfi Karademir


RESMİ BÜYÜLTMEK İÇİN TIKLAYIN

Hendeği geçmeyi başarabilen düşman kuvvetleri önce okçularla sonra mızrakçı kuvvetlerle karşılaşmak zorundaydılar. İyice hırpalanan bu kuvvetler en sonunda atlı birliklere yem oluyorlardı. Nitekim Kıyan ve kardeşleri bu görevi üstlenmişlerdi.
Savaş bütün gün sürdü. Sonunda Sevinç Han bu şekilde sonuç alamayacağını anlayarak ister istemez ordusunu geri çekti.
-Geri çekiliyoruz...
Sevinç Han, çok büyük kayıplar vererek ordusunu İlhan Han’ın yurdunun karşısına konakladı.
O akşam Sevinç Han ordugâhında gizli bir toplantı yapıyordu. Beğlerine bakarak konuştu.
-Hepimiz gördük ve anladık ki bizi ne kadar çokluk olursak olalım onları bu şekilde yenemeyiz.
-O hendekleri aşamıyoruz.
-Aşabilenlerimizin sayısı ise yarı yarıya azalıyor.
-Onlarda kolay bir yem oluyorlar...
Sevinç Han sinsi sinsi gülümsedi.
-Onları yenmenin tek yolu var.
-Nedir o?
-Onları hendeğin bu tarafına çekmeliyiz.
-Bunu nasıl yaparız ki? Hendeğin öbür tarafında emniyette olduklarını biliyorlar.
-Hile yapacağız?
-Bu nasıl olacak?
Sevinç Han’ın yüzünde iğrenç bir ifade belirdi. Sesi bir yılan tıslamasına benziyordu.
(Devam edecek)