ERGENEKON DESTANI
Yazan ve çizen: Seyfi Karademir


RESMİ BÜYÜLTMEK İÇİN TIKLAYIN

Gün doğup, Güneş bir mızrak boyu yükseldiğinde eski yurtlarına ancak gelebilmişlerdi. Çocukluklarını geçirdikleri bu topraklara yeniden dönmüş olmak içlerinde buruk bir duygu uyandırmıştı. Bu güne kadar korku nedir bilmeden özgür yaşadıkları bu topraklarda kendilerinden başka hiç kimseleri kalmamıştı.
Obaya iyice yaklaştıkları bir anda gözlerine bir şey takıldı.
-Bak aşağıdakileri sen de görüyor musun?
Kıyan, Nüküz’ün gösterdiği yöne baktı.
-Evet... Atlar, koyunlar, inekler, hatta birkaç tane de deve bile var.
-Ama nasıl olur?
-Savaşta iplerini koparıp kaçmış hayvanlarımız bunlar. Yani bizim hayvanlarımız.-Bunlar bizim için çok
kıymetliydiler.
-Gene öyleler... Onları yeniden teker teker yakalamamız gerekecek.
-Ama önce obayı görmek istiyorum ben.
Akşama doğru etrafa ne kadar dağılmış hayvan varsa hepsini toparlayıp etraflarını bir çitle çevirdiler.
-Neyse ki fazla uzaklaşmamışlar.
-Bu hayvanları ne yapacağız Kıyan?
-İntikamımızı alacağımız güne kadar bunlar bizi besleyecek. Hayatımızı kolaylaştıracaklar.
(Devam edecek)