Erken seçim için hukuki durum...

24 Haziran olarak açıklanan seçim tarihi herkesi şaşırttı. Erken seçim bekleniyordu zaten ama elbette ki böylesine erkeni kimse öngöremiyordu. Ancak adına ister "erken seçim", ister "çok çok erken" seçim, ister "baskın seçim" deyin fark etmez. 63 gün sonra, ülkenin kaderini değiştirecek bir seçim bizi bekliyor!

Her ne kadar iktidar, ani karar vermiş gibi davransa da yapılan anayasa değişikliğinde bu duruma pek ala bir zemin hazırlanmıştı zaten. Şöyle ki…

16 Nisan 2017'de yapılan referandum sonrası anayasaya eklenen "Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 nci yasama dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır" cümlesi ile başlayan "geçici 21-A maddesi", devamında Meclis'in erken seçim kararı alabilmesini mümkün kılıyor.

Yani aynı maddede ilk hükmü hükümsüz bırakan başka bir hüküm daha yer alıyor.

Buna ek olarak, bu ihtimali kolaylaştırma yoluna da gidilmiş. Şöyle ki…

Anayasa'nın 67 nci maddesinin son fıkrası şöyle: "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanmaz." Ancak, yukarıda bahsettiğim geçici madde 21'in (H) bendinde 67 nci maddenin son fıkrasının yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ve cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Böylelikle, 16 Mart 2018'de yürürlüğe giren Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'da yapılan değişiklikler, seçim sürecinde uygulama alanı bulabilecektir.

Yani iktidar bloğu, anayasa değişikliği yaparken, ileride karşılaşılabilecek tıkanıklıkları göz önüne alarak, "erken seçim" acil yardım butonunu her an çalışır halde tutarak hareket etmiştir.

Tüm bunların da işaret ettiği üzere, erken seçime en başından zemin hazırlayan iktidarın, muhalefeti hazırlıksız yakalamak istediği açıktır. Nitekim gerçekten de partilerin ve cumhurbaşkanı adaylarının kampanya yapmak için zamanları yok. Partilerin, siyasal hakları oldubittiye getirilerek sınırlanmış durumda.

Peki, siyasi olarak hesaplamalar, hazırlıklar yapılırken hukuki olarak da hazırlıklar tamamlandı mı?

Çok partili dönemde ülkenin tümü OHAL rejimi altındayken ilk defa seçim yapılacak. O yüzden bu seçimin hukuki zemini ayrıca önem taşıyor.

Ancak Anayasa değişikliğinden sonra çıkarılması gereken uyum yasalarının hepsi henüz çıkarılmış değil. Seçime yalnızca 63 gün varken bu yasalar nasıl çıkarılacak?

Cumhurbaşkanı adaylığı için gereken 100 bin imzaya ilişkin uyum yasasının önümüzdeki günlerde çıkarılacağı söyleniyor. Peki ya, başbakanlık müsteşarının görev devri gibi yeni rejime uyum yasaları ne zaman düzenlenerek?

Takdir edersiniz ki 63 gün yasaların hazırlanıp, müzakere edilerek çıkarılması için yeterli bir süre değil. O halde, ne yapılacak?

Uyum yasaları çıkarılmadan seçim yapılıp, ülke bilinmezliklerle mi yeni rejime merhaba diyecek? Yoksa uyum yasaları da mı KHK ile çıkarılacak?

Hükümetin elinde bu imkân var. Malumunuz son zamanlarda iktidar elindeki bu imkâna çok sık başvuruyor ve her düzenleme KHK ile yapılıyor. Ancak OHAL' in sağladığı tüm imkânların seçim sürecinden uzak tutulması, seçimin hukuki düzlemde ve eşit koşullarda yapılabilmesi için en büyük şart.

Gerekli hukuki düzenlemeler yapılmadan seçime gidildiği için, herkesin kafasında soru işaretleri ve bu bilinmezliğin doğurduğu korku ortamı mevcut.

Olağanüstü haldeyken yürütme tarafından seçim kanununda yapılan değişiklikler ilk defa uygulanacak. Zaten bu değişikliklerin getirileri/götürüleri ve çıkarlara, hesaplanan şekilde hizmet edip edemeyeceği de merak edilenler arasında…

Ana muhalefet, değişikliklerin bazılarını AYM' ye götüreceği şeklinde açıklamada bulunmuştu. Zannedersem erken seçim onun da elini hızlandırmasını sağlayacaktır. Ancak AYM, bu kadar kısa sürede başvuruyu sonuçlandıramaz. O halde, ne yapılacak? 'Yürütmeyi durdurma' talebinde bulunulsa bile konunun netlik kazanması için ne kadar süre beklenilecek?

Tüm bunların yanı sıra, seçim kararı, 24 Haziran'a kadar ekonomiyi nasıl etkileyecek? Seçim ekonomisi uygulanabilmesi için bile süre çok az. Muhtemel ki, vatandaşın önüne görmek istediği rakamlar getirilecek…

Ve tüm bu soru işaretleri ile dolu seçim sürecinde, en çok merak edilen soru şu: "Seçim yarışı, hakkaniyete uygun bir şekilde sürdürülebilecek mi?"

Yazarın Diğer Yazıları