Yinelemekten bıkmadığım bir gerçek var:
Yöneticinin iyisi işler yolunda giderken, gelecekte nelerin aksayabileceğini gören ve ona göre tedbir alandır.
Trabzonspor’da başta geçtiğimiz sezon olmak üzere, en anazından 10 sezonluk geçmişe baktığımızda, bugünkü gidişat için “Çok iyi” denebilir.
Özellikle de gelecek için..
Ancak, başarıyı tarif etmek için, kötü dönemlere bakarak takılı kalmak hiç ama hiç doğru değildir. Bunun için, Trabzonspor yönetimi, teknik adamı ve taraftarı, bugünkü değerlendirmeyi tamamen geçmiş üzerinden yapmamalı, başarı beklenen geleceğin tarifini, yine başarı için gerekenler üzerinden yapmalıdır.
Neden bunları dile getiriyoruz?
İşler yoluna girerken, sanki bir şeyler gözden kaçıyor, kaçırılıyor gibi..
Mesela, yönetimin, hatta teknik adamın gözden çıkardığı iddia edilen Hüseyin’i birinci kaptan olarak ilan etmesi..
Hüseyin, içi başka, dışı başka şekilde düşünülerek takım kaptanı ilan edilmemeliydi.
Hüseyin, “Bu takım da banko oynar” denilerek gereken yapılmalıydı.
Aksaklıkta kaptanlıkla başladık, onunla devam edelim.
İkinci kaptan Yattara denildi. Üçe ise Song yerleştirildi.
Yattara, özellikle saha dışı davranışları ile kendi kendi ile problemli bir adam. Liderlik vasıfları yok.
Herhalde, yönetim kurulu ve teknik adam bunu sonradan farkettiler ki, “İkinci adam Yattara değil, Song” açıklamasını yaptılar.
Anlayacağınız, başta yapılması gereken doğru seçim, yani Song’da bile doğru bir yanlış yapıldıktan sonra bulundu.
Sadece kaptanlık konusunda bile tabir yerinde ise “yüzüne gözüne bulaştırmaların” yaşanmasında yönetimin tek başına olmadığı, teknik adamında bu işin içindebulunduğu biliniyor.
Özellikle Erszun Yanal’ın tavrı baştan kararlılık taşımalı..
Hatta, bu tavır, son olarak alınan Isaac ile çok daha zenginleşen kadro içinde, “o mu olsun, bu mu olsun” arayışını önümüzdeki sezonunun yarısına kadar sürmememeli.
Çünkü, Ziya Doğan ile bir sezon boyu, sonrasında da yine Ersun Yanal ile yaşanan bu tür arayışlar, ideal onbir oluşturulması ve takım ruhunun harekete geçirilmesi noktasında zaaf oluşturmuştur.
Ersun Yanal’ın önümüzdeki sezon için, özellikle defans bloğunda yapacağı tercihler, geçmişte, “Kanatları kırık” oynayan, yani sağ ve sol kanadı bulunmayan Trabzonspor için önemlidir.
Endişemiz odur ki, ErsunYanal, bu kanatlara işlevine uygun olanları değil, ismi ön plana çıkıp ta, “Burada da yapabilir” denilebilecekleri koymasıdır.
Mesela, bir Tayfun’u sağ  kanata, Egemen’i sol tarafa koyma düşüncesinde  olduğu ifade edilmesi gibi... Oysa, sağa Serkan, sola Cale daha uygun düştüğünü düşünenler hiç de az değil..
İşte, kısa zamanda iki kafa karıştırıcı durum...
Bu tür benzeri karışıklıkların süreç içinde artması da muhtemeldir.
Artabilir.. Ama, yönetim ve teknik adam, bu tür kafa karışıklıklarında,  net ve doğru müdahaleler yapmalıdırlar. Aksi takdirde, çorap söküğü gibi, karmaşalar art arda gelmeye başlar ki, böylesine söylem ve ideallerle oluşturulan bir kadroya yazık edilir.
Sözümüzü, “En kötü kararın bile kararsızlıktan iyi” olduğunu hatırlatarak bitirelim..