Anlamadığım değil...  Anladıklarımı anlaşılır bir şekilde kamuoyuna anlatmakta sıkıntı çektiğim, çekeceğim bir konudur bu... Ersun Yanal’ın; Trabzonspor ile 3’ücü kez buluşması, buluşturulması ile ilgili söylemler... Neyi, nasıl, neresinden ve neden ile kime anlatmak zorundayım? Görev yaptığı 2 dönemde yaşananlar ile giderken ve gittikten sonra yaşattıkları da ortada iken, neden boşu boşuna çenemi yorayım, parmaklarıma eziyet edeyim ki? Atalarımız; “görünen köy kılavuz istemez” dememişler mi? Ersun Yanal’ın yaptıkları daha doğrusu yapamadıkları ortada değil mi? Japonlar; “İnsanoğlu zaferden az, ama yenilgiden çok şey öğrenir” dememişler mi? Ersun Yanal ile ortada bir zafer yok, yenilgi çok değil mi? Şarkılar, “Parayla saadet olmaz” diye söylenmemiş mi? Yanal, alacakları için Trabzonspor’u icraya vermedi mi? Bütün bunlara rağmen, Muharrem Usta ve ekibi geçmişe sünger çekip, iyi niyetle hareket ederek, Yanal ile başarının geleceğini mi düşünüyorlar? İspanyollar; “Cehennem iyi niyetliler ile doludur” dememişler mi? O zaman: Hiç evelemeye-gevelemeye gerek yok!

Trabzonspor’da hiç ama hiç gerek ve ihtiyaç yok iken, öyle veya böyle Ersun Yanal teranesi tutturanlar ya da tutturacak olanlar bilsinler ki; “Gelen gideni aratır” gerçeğine tam örnek teşkil edeceklerdir. Onun için, boşu boşuna zaman kaybederek, ne ben anlamak, ne de size anlatmak istiyorum... Çünkü; camianın yüzde 99’unun karşı olduğu Ersun Yanal’ın 3’üncü kez teknik getirilmesinin, ne Muharrem Usta’nın, ne Yılmaz Büyükaydın’ın, ne de yöneticilerin gündeminde ve gönlünde olmadığını biliyorum. Onun için, akıl işi olmayan bir konu hakkında gönlünüzü ferah tutun.