Esfender Korkmaz: “Merkez Bankası faizi kademeli düşürmeliydi”

Esfender Korkmaz: “Merkez Bankası faizi kademeli düşürmeliydi”
Yeniçağ gazetesi yazarı Esfender Korkmaz, Merkez Bankası’nın 425 puanlık faiz indirimini kademeli olarak yapması gerektiğini belirterek, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yeniden aşağı çekebileceğini söyledi.

Merkez Bankası’nın faizde yaptığı 425 baz puanlık indirim ekonomi çevrelerinde 'aşırı' bulundu. Yeniçağ gazetesi yazarı Esfender Korkmaz, Merkez Bankası’nın faiz indirimini kademeli olarak yapması gerektiğini belirterek, Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığı algısı nedeni ile Türkiye’nin kredi notunun yeniden aşağı çekilebileceğini söyledi. Korkmaz, bu durumda Türkiye’nin dış borcunu ödeyemez duruma gelebileceğine dikkat çekti.

Yeniçağ gazetesi yazarı Esfender Korkmaz’ın Merkez Bankası’nın faiz kararı ile ilgili yaptığı yorum şöyle:

“Gösterge repo faizi yüzde 19,75, enflasyon da yüzde 16 seviyesinde olursa burada yüzde 3 dolayında bir reel faiz var. Ekonomiyi reel faizi etkiliyor. Yüzde 3 dolayında bir reel faiz bizim gibi kırılgan ekonomiler için düşük bir faiz. Çünkü Türkiye’nin yurt dışındaki tahviller 350 baz puan seviyesinde. Türkiye’nin yurt dışındaki 5 yıllık tahvilleri 350-400 puan seviyesinde. Bunu yurt içine taşırsak, Türkiye’de yüzde 3-4’lük bir risk primi gerekiyor. Yani ancak riski karşılayabiliyor, geride reel faiz kalmıyor. Bu açıdan birden bire 425 puanlık bir indirim değil, kademeli bir geçiş yapılmalıydı. Faizlerin indirilmesi gerekliydi ama bunun için bir geçiş dönemi gerekirdi.

Faizlerdeki sert düşüşün kurlar üzerine negatif bir etkisi olacaktır. Zaten kurlarla ilgili iki konu var. Birincisi Türk Lirası yüzde 25 değer kaybetti. Daha fazla düşmesi jeopolitik konular ya da diğer ekonomik göstergelere bağlı olabilir. Ama bu durum kurun artışı yönünde bir baskı oluşturuyor. İkincisi piyasalar faizlerin düşeceğini ön gördüğü için bu düşüşü önceden satın aldı.”

KUR ARTTIKÇA ENFLASYON DA ARTIYOR”

“Doların 5,75 seviyesini fazla aşmayacağını düşünüyorum ama bu durum kurun artmayacağı anlamına gelmiyor. Düşük reel faiz yanında jeopolitik riskler ve diğer ekonomik sorunlar ortaya çıkınca kur artışı hızlı olur. Çünkü kur politikası adeta bıçak sırtına bindi.

 Merkez Bankası’nın döviz politikasına bağlı olarak kur fazla artmayabilir ama reel faiz riski karşıladığı için kur her zaman artabilir. Kur artınca üretim ithalata bağlı olduğu için üretici fiyatları yeniden artacak.

‘Ne kadar düşük faiz o kadar düşük enflasyon2 bizim gibi ülkelerde slogan olarak kalıyor. Çünkü kur arttıkça enflasyon da artıyor.”

“TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU YENİDEN DÜŞEBİLİR”

“Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığını hükümet kendi acıkıyor, yaptığı eylemlerle de bunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Faizler ne kadar düşerse enflasyon da o kadar düşer’ şeklinde bir yaklaşımı var. Reel faiz risk priminin altına düşerse kur yeniden artıyor. Kur bıçak sırtı olunca siyasi ve hukuki sorunlar da ortaya çıkınca uyarıcı etki yapıyor. Burada faiz politikası doğru değil. Merkez Bankasının bağımsız olmadığı algısı yaratırsanız Türkiye’ye olan güven azalır. İç piyasalar açısından da bağımsızlık önemli.

Uluslararası kuruluşlar Türkiye’nin kredi notunu yeniden indirebilir. Yatırım yapılabilme algımız spekülatif düzeyin en altında. Bir daha kredi notu indirilirse Türkiye’nin dış borcu açısından önemli sorunlar ortaya çıkar. Türkiye dışardan kredi bulamaz ve dış borçları ödeyemez duruma gelebilir. “

Türkiye’deki krizin devamı durumunda bankaların dönmeyen kredileri artacak. Şirket iflasları şimdi konkordato düzeyinde ama bunlar iflas durumuna gelecek. Bu durumda bankalarda kjriz bekleyebilir.”

İlgili Haberler