Evet diyenlerin oranı yüzde 40!

Bugünkü anayasaların tamamı, Fransız düşünürü Rousseau’nun “toplumsal sözleşme” ilkesine dayanır. Rousseau şöyle der:
“Katılımcıların her birinin canını ve malını, oluşturacağı ortak gücün tümüyle savunup koruyacağı bir katılım biçiminin bulunması.. Her bireyin ortaklığa katılmadan önceki kadar özgür kalması. Toplum sözleşmesi buna çözüm getirir. Her katılımcı, kendini tüm haklarıyla beraber toplumun tümüne bağlar. Her birey için geçerli olduğundan, şartlar herkes için aynıdır. Kimseye daha fazla hak verilmez. Öyle olursa ortaklık, zorbalığa dönüşür. Her birimiz, kendimizi ve tüm haklarımızı, hep birlikte genel istencin yüce yönetimine veriyor, ve gövde olarak kendimizi bütünün bölünmez parçası olarak kabul ediyoruz...”
İşte günümüz demokrasisi, bu düşünceye dayanır.

* * *

Türkiye’de bir Anayasa değişikliği yapıldı. Bu değişiklik, millet iradesi ile oluşturulan parlamentoda tek bir siyasi partinin oylarıyla kabul edildi ve referanduma sunuldu.
Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre yurt dışındakiler dahil 52 milyon 51 bin 828 kayıtlı seçmenden 38  milyon 369 bin 99’u oy kullandı. Sonuçlara göre halkoylamasına katılım oranı yüzde 73.71 oldu.
Kullanılan oylardan 37 milyon 644 bin 37 oy geçerli, 725 bin 62 oy geçersiz  sayıldı.
Geçerli oylardan 21 milyon 787 bin 244 oy “Evet”, 15 milyon 856 bin 793  oy da  “Hayır” çıktı. “Evet” oylarının geçerli oylara oranı yüzde 57.88, “Hayır” oylarının geçerli oylara oranı yüzde 42.12 olarak belirlendi.
Referandumda çıkan evet oylarının genel seçmen sayısına oranı yüzde 40’dan biraz fazla!
Yani 52 milyon seçmenin 21 milyonu, seçmen sayısının yüzde 40’ı ediyor.
Buna üç yıl içinde seçmen sayısının şaşırtıcı bir şekilde 6 milyon artmasını ekleyelim. Evetler ile hayırlar arasındaki farkın da bu kadar olduğunu hatırlayalım.
Dolayısıyla, yapılan Anayasa değişiklikleri, milletin iradesini yansıtmamaktadır ve ortada toplumsal bir sözleşme yoktur. 

* * *

Ahmet Öztürk, mektubunda “Sayın hocam, son yazınızda ‘sonuçlara inanmıyorum’ diyorsunuz. Tamam ben de inanmıyorum. Oktay Ekşi yazdı, Yalçın Bayer yazıyor fakat YSK’dan ses yok. Benim anlayamadığım şu: Neden CHP ve MHP, birlikte hareket ederek YSK’ya başvuruda bulunmuyorlar? Bari siz yazın, her gün bir kalemi susturuyorlar...” diyor.
CHP ve MHP’nin Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı itirazlar var ama, bunlar küçük yerleşim birimlerinde ve itirazın da hiçbir anlamı yok.
Iğdır’da Ermenistan sınırı yakınındaki Çavuşbahçe köyündeki 1142 numaralı sandıktan çıkan 55 “Hayır” ile 7 “Evet” oyu, tutanağa, rakamlar yer değiştirilerek geçirilmiş. Birkaç ilçeden de benzer haberler var. MHP buna itiraz etti.
İyi güzel de CHP ve MHP,  “Üç yılda 6 milyon seçmen nereden çıktı. Yoksa ölüler de seçmen mi sayıldı?” diye YSK’ya niçin sormuyorlar? Seçmen listelerinin incelenmesini niçin istemiyorlar?
Referandum sonuçları alınır alınmaz;  “Sonuca saygılıyız” dediler. Ben ise seçmen sayısının 6 milyon artırılması ve iki partinin bu konuyu hiç araştırmamasından kaygılıyım.

Yazarın Diğer Yazıları