Faiz-Kur etkileşimi

16 Ocak Perşembe günü yapılacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısında, gösterge faizi olan bir haftalık faiz oranlarında indirim bekleniyor.

Halen yüzde 12 olan gösterge faiz oranı ne kadar düşebilir? Ne kadar düşürülmelidir? Döviz kurlarına etkisi ne olur?

Faizler kurlar üzerinde reel faiz üstünden etkili olur. Mevduatta reel faizi bu gün mevduata verilen faiz oranı ile beklenen enflasyon oranına göre hesaplamak gerekir. Mevduatta faiz oranlarının enflasyon altında olacağı anlaşılırsa, TL'den kaçış olur ve dövize talep artar.

Bu gün MB verilerine göre, ortalama bir yıl vadeli mevduat faizi yüzde 9,75 ve yine MB beklenti anketine göre yıllık enflasyon beklentisi de yüzde 10.01 dir. (Aşağıdaki tablo) Bu demektir ki bu günkü koşullarda 2020 mevduat reel faizi stopajı da eklersek eksi 0.25 olacaktır. Gösterge faizi düşerse  bankalarda mevduat faizini düşürecek. Kronik bir yapı kazandığı için enflasyonda aynı oranda düşüş beklemek yanlış olur. Bu şartlarda reel faiz daha da düşer ve TL'den kaçış hızlanır.

MB verilerine göre; Halen ticari kredilere uygulanan faiz oranı yüzde 12.23'tür. Ortalama fonlama maliyeti ise 11.74'tür. Eğer değişmezse ticari kredilerde arada 0.49 puan fark var. Bankalar tüketici kredilerinden daha yüksek faiz alıyor. Ticari krediler masraflarını kurtarmıyor.

Üstelik hükümet kamu bankalarını ucuz krediye zorluyor. Kamu bankalarının bu nedenle ortaya çıkan zararını hazine karşılıyor. Gerçekte hazine topluma faydalı olan tarım kredileri veya esnaf kredilerini desteklerse sorun olmaz. Fakat yat satın alacak birine, kamu bankalarının ucuz kredi vermesi ve zararın da hazine tarafından karşılanması, yatın bir kısmının halk tarafından vergilerle finanse edilmesi demektir. Bu durum gelir dağılımını bozar ve halkta vergiye karşı tepki yaratır.

Eksi faiz döviz talebini artırmasın diye MB bazı önlemler aldı. Bankalar nezdinde cazibesini düşürmek için Döviz tevdiat hesapları karşılığını yüksek tutuyor. Bankalar bir yıla kadar olan mevduat hesaplarından yüzde 21 oranında MB'na karşılık yatırıyor. Yani bankalar 100 dolarlık mevduatın ancak 79 dolarını kullanabiliyor. Yetmedi Merkez Bankası karşılık olarak tutulan bu dövizlerden ayrıca komisyon almaya başladı. Dolar mevduatı karşılık hesaplarından binde 25 ve diğer döviz hesaplarından on binde 25 komisyon alacağını açıklamıştı. Yani vatandaşın döviz hesabı için bankalar artık MB'na bir komisyon ödeyecekler. Bu durumda bankalar da döviz mevduat hesaplarının faizlerini düşüreceklerdir.  Burada da MB'nın amacı döviz mevduat hesaplarının cazibesini düşürmektir.

Türkiye şartlarında  tasarruf sahibi faiz getirisinden ziyade parasının değerini korumak için döviz tevdiat hesabı açıyor. Netice olarak bu kararın dolara talebine etkisi  marjinal kalacaktır. Daha önemlisi de kısmen de olsa dövizin yurt dışına çıkmasına veya yastık altına girmesine neden olacaktır.

MB 2019 Aralık ayında Tüfe bazlı reel kur endeksinin 76.17 olduğunu açıkladı. Bu demektir ki, TL döviz karşısında halen yüzde 24 oranında daha düşük değerdedir. Bu durum kur artışını frenliyor. Ayrıca Türkiye'nin yurt dışında beş yıllık tahvillerinde iflas risk pirimi 450 baz  puan dolayında iken, 290 baz puana geriledi. Halen yüksek olmasına rağmen düşme eğiliminde olması Türkiye'nin eskisine göre daha ucuz dış kredi bulmasına yardımcı ve dış borçları çevirme riskinin azalmasında etkili olmaktadır. 

Bu şartlarda Merkez Bankası para politikası kurulu faizleri 1 yüzdelik puan olarak (100 baz puan ) düşürürse, dengeleri fazla bozmaz. Ancak Cumhurbaşkanının faizleri tek haneye indireceğiz demesi, para politikası kurulunun faizleri daha fazla indirmesi olasılığını artırıyor.

Faiz kur dengesinin bozulması, kurların daha kırılgan olmasına, stres birikmesine neden oluyor. Kurlar bu şartlarda devam etse de, olası bir sosyal ve siyasi  olay halinde kur artışı kaçınılmaz oluyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları