Fatih Erbakan: AKP'de milli duruş yok

17 Kasım'da 1.Olağan Büyük Kongresini yapacak olan Yeniden Refah Partisi kurulmasından bu yana geçen 11 aylık süre zarfında 100 binin üzerinde üye sayısına ulaştı. Fatih Erbakan, "AKP, milli görüş ve milli duruş çizgisinden uzak bir siyaset yapıyor" dedi. "Hedefimiz iktidar olmak" diyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile konuştuk:

-Necmettin Erbakan'ın bıraktığı siyasi miras AKP, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi olmak üzere 3'e bölündü. Bu partiler mirasın neresinde?

AKP bu mirası üstlendi ve devam ettirdi demek mümkün değil. Milli görüş gömleğini çıkarttık söylemi ve uyguladıkları siyasetle bunu zaten kendileri de ifade ediyorlar. Tayyip Erdoğan Bey, 'referansımız İslam olmayacak' dedi, hâlbuki milli görüş hareketinde İslam'ın, inancımızın çok önemli yeri var.  Bundan sonra 'milli görüş'ten ziyade 'milli duruş' önemli olacak. AKP siyasetinin dili milli görüşe yatkın, ancak milli duruş yok. Söylemlerle, eylemlerin bir arada olması son derece önemlidir. Milli görüş sadece inanç özgürlüğü demek değildir. Milli görüşün adalet boyutu, ekonomik boyutu, dış politika boyutu, sosyal boyutu var. AKP döneminde rantçılık o kadar ayyuka çıktı ki, yani sadece başörtüsü, imam hatip, Kur'an kursu Milli Görüş demek değil. Adalet, Milli Görüş'ün olmazsa olmazıdır.

Şimdi bir de FETÖ borsası var. Paran varsa FETÖ'cü değilsin, paran yoksa FETÖ'cüsün. Bunu iktidarın temsilcisi dile getiriyor. Okulun sahibi dışarıda geziyor, okulda bir sene eğitim görmüş insanı içeri alıyorsun. FETÖ'yle mücadelenin de artık suyu çıkmaya başladı. Tabi ki devlete, millete tehdit oluşturan bir örgüt varsa bununla hukuk çerçevesinde en etkili mücadele verilsin ancak bu mücadelede dengesizlik ve adaletsizlik olursa bu olmaz.

-Trump'ın yazdığı Türk milletinin onuruna dokunan, hakarete varan bir mektup var. Bu mektup için ne diyorsunuz?

Bu asla kabul edilemez, diplomatik sınırlar içerisinde en sert tepkinin konulması lazım. Ancak bu noktaya gelinmesini doğuran sebepler var. Sizin ekonomik gücünüz, teknolojik gücünüz, sanayiniz, ihracatınız olmazsa, tarım ülkesiyken bugün samanı bile ithal eden ülke konumuna düşerseniz sürekli borçlanmaya başlarsınız. IMF'ye 20 milyar dolarlık borcu kapattığımızı söylüyor ama öbür taraftan 200 milyar dolar borç alıyor. Artık borcu borçla kapatma dönemini de geçtik. Borcun faizini borçla kapatıyoruz. Yıllarca Amerika'ya dostum, stratejik ortağım diyorsunuz. Amerika 100 bin kişilik bir orduyu donatarak silahları gözümüzün önünde PYD'ye verdi ve onları eğitti. Modern kale karakollar inşa ederek teröristlere teslim etti. Sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmak gerek. Aksi halde sivrisineklerin sonu gelmez.

İncirlik Üssü'nü kapatalım, biz bağımsız ülke değil miyiz? 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra Amerika ambargo uygulayınca MSP-CHP koalisyonu döneminde İncirlik Üssü kapatıldı, dünya başımıza yıkılmadı. Şimdi de bunu yapalım. Gözümüzün önünde terör ordusu kuran, onlara koridor açıp başımıza bela eden, utanmadan birde bu mektubu yazan bir ülkeye yapılacak iş budur.

-Peki, sizce Erdoğan, Amerika'ya gitmeli mi?

Tabi ki gitmemeli. Bizim başta gideceğimiz yer 57 Müslüman ülke olmak üzere tüm ezilen ülkelerdir. Bu ülkelerin sahip olduğu doğal kaynaklar, nüfus gücünü zalimlere karşı bir yaptırım olarak kullanmanın yollarını bulmamız gerekiyor.

-Parti olarak hedefleriniz nelerdir? Cumhurbaşkanı adayı mısınız?

Seçime girme hakkı olan tüm siyasi partilerin genel başkanları potansiyel cumhurbaşkanı adayıdır. Hedefimiz iktidar olmak. 1 seneden kısa sürede 77 ilde il teşkilatımızı kurduk. 700'e yakın ilçede ilçe teşkilatı kurduk, 60 ilde il kongremizi, 400'ün üzerinde de ilçe kongremizi yaptık. Biz bunları 11 ayda arkamızda iktidar desteği, medya desteği, holding patronlarının desteği, hazine yardımı olmadan, sıfır bütçeyle son derece zor şartlar altında gerçekleştirdik. 100 binin üzerinde de bir üye sayısına ulaştık. Biz bunları bir başarı olarak görüyoruz. Büyük kongrenin ardından da tüm enerjimizi seçimlere hazırlanmaya vereceğiz.

-Artık ittifaksız bir seçim zor gözüküyor. Siz ittifakın neresinde olursunuz?

Deyim yerindeyse ne iktidara ne muhalefete yaranabiliyoruz. Çünkü iktidarın doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyoruz. Bu durumda hem iktidar hem muhalefet bize kızıyor. Dolayısıyla iki ittifaka da yakın olamadık. Seçime yakın yeni oluşumlar, siyasi atmosfer, ittifaklar yeniden şekillenecek. Bu noktada yeniden bakılıp değerlendirilmesi gerekir.

 

Yazarın Diğer Yazıları