Fehmi Koru'ya; ABD, şu anda kimi kullanıyor?

İki yazı üst üste Fehmi Koru’dan alıntı yaparak sorular sormuştum. Fehmi Koru da isim vermeden benim yazımdan alıntı yaparak bazı cevaplar verdi. İsim vermemesi kendi sorunu! Meslek ahlâkına yakışmıyor ama!

***

Önce ne sorduğumu hatırlatayım:
“Fehmi Koru, Kanal 7 haberlerinde ’Ergenekon’un tasfiyesine 5 Kasım 2007’de Tayyip Erdoğan-George W. Bush görüşmesinde karar verildi’dediğine göre, bizim bilmediğimiz çok şeyi biliyor! Bu doğruysa, Başbakan’ın operasyondan birkaç saat önce Amerika Büyükelçisi Wilson ile görüşmesi de bu konuyla mı ilgiliydi?
Fehmi Koru bu bilgiyi, doğrudan Başbakan’dan mı öğrendi, yoksa Başbakan Cumhurbaşkanı’na arz etti; Cumhurbaşkanı da Exeter Üniversitesi’nden arkadaşı olan Fehmi Koru’ya mı bildirdi, onu bilmiyorum!”
İkinci yazımda Fehmi Koru ile ilgili bölüm şöyle: “Gerçi Ergenekon kavramı öteden beri, derin devlet olarak gösteriliyordu. Hatta, Türkiye’deki NATO güdümlü komünizmle mücadele operasyonunun genel adı olarak da kullanıldı. Fehmi Koru, bu duruma işaret ettikten sonra, şimdiki Ergenekon’un tasfiyesinin 5 Kasım’da Tayyip Erdoğan-George W. Bush görüşmesinde kararlaştırıldığını söyledi!
Demek ki Ergenekon veya başka bir ad ile olsa bile veya örgüt söz konusu olmasa dahi, söz konusu faaliyetlerden en çok rahatsız olan güç ABD derin devletidir!”

***

Fehmi Koru, ikinci yazıdan alıntı yaparak cevap verdi ve  “5 Kasım 2007 tarihinde Beyaz Saray’da yapılan Tayyip Erdoğan-George W. Bush görüşmesi ile Ergenekon operasyonu arasında bir irtibat olduğuna inanıyorum. O görüşme PKK terörüne karşı ABD’nin geleneksel tutumunu değiştirdi, biliyorsunuz. Aynı görüşmede, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki diğer engellerin de konuşulmadığını bilemiyoruz. Konuşulmuşsa, ’devlet içinde yuvalanmış çeteler’konusu da masaya getirilmiştir. Bu benim bir tezim”  dedi!
Bir ülkenin kaderi ile ilgili böyle önemli bir konuda bilgiye dayanmayan tezler ileri sürmek bir gazetecinin işi değildir. Bu konuda Fehmi Koru, kendisine bilgi veren kişiyi, yani bir veya üç plakalı kişiyi korumaya çalışıyor kanaatindeyim!

***

Koru,  “Ergenekon operasyonunda tutuklananlara ve eylemlerine destek verenlerin şu an sergiledikleri şaşkınlık” tan bahsettikten sonra, bizim  “Demek ki söz konusu faaliyetlerden en çok rahatsız olan güç ABD derin devletidir”  sözlerimizi  “şaşkınlık”  olarak niteliyor.
Ve Fehmi Koru, “Yazarın ’Demek ki...’diye başlayan cümlesinin yanlışlığı ortada. Beyaz Saray’da bu konu konuşulmuş ve kararlılık sergilenmişse, bu, ABD’nin kendi örgütlediği bir çeteyi feda etmesi anlamına gelir; ABD’nin kendi oluşturduğu ve her dönemde arzu ettiği sonucu almak için kullandığı bir örgütü feda ederken hayli zorlandığını bile düşünebiliriz.
Kullanılanların ve kendilerini kullandıranların başına bu tür hoş olmayan olaylar gelebiliyor”  diyor.

***

Soruşturmada yayın yasağı olduğu halde, sanıkları bir kalemde Amerika’nın adamı ilan eden Fehmi Koru kendi yorumunun bir şaşkınlık olduğunu neden düşünemiyor acaba? Yani adamları hem Amerika örgütlüyor, hem de kullandıktan sonra atıyor! Peki ama Kemal Kerinçsiz’e Tayyip Erdoğan aleyhinde üç kuruşluk tazminat davası açtıran da Amerika mıdır?
Yine Hrant Dink ve Orhan Pamuk aleyhindeki davaları da CIA mı açtırdı? Yahut Güler Kömürcü’ye o değerli yazıları Amerika mı yazdırdı? Sevgi Erenerol’a Fener Rum Patrikhanesinin ekümenik iddiası ile mücadele görevini ABD mi verdi? Veya Veli Küçük’e jandarma istihbaratını kurma görevini ABD mi verdi yoksa dönemin üst düzey komutanları mı?
Kullanılma konusuna gelince!
NATO sürecinde ABD, Türkiye’yi bir bütün olarak kullanmıştır, halen de kullanıyor! Fakat eskileri şimdilik bir kenara koyalım! ABD şu anda kimi veya hangi kadroyu kullanıyor?  Fehmi Koru bu soruya dürüst bir cevap verebilir mi acaba?
Sorunun cevabını ben vereceğim merak etmesin!

Yazarın Diğer Yazıları