FETÖ gerçeği ve AKP iktidarı

28 Şubat davasının 1. dalgasında 12 Nisan 2012'de gözaltına alınarak 14 ay cezaevinde tutuklu kalırken, "Ağırlaştırılmış Müebbet" istemi ile yargılanan ancak beraat eden emekli Albay Alican Türk, "Bitmeyen Sömürü 28 Şubat, Yalanlar, Gerçekler, Belgeler" adlı kitabı ile kumpasçıların yakalarını bırakmıyor.
106 duruşmanın 105'ine katılarak Türk yargı tarihinde önemli bir rekora imza atan Türk, bugüne kadar medyaya yansımayan tarihi belgelere kitabında yer verdi.
Tarih: 17 Ocak 1997
Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 2. Başkan Çevik Bir ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı tarafından, sadece Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e brifing veriliyor.
Konu başlığı: "İrticaî Faaliyetler-Aşırı Dinci Akımlar, Dinci (Şeriatçı) Kadrolaşma ve Silahlanma"
Tamamı 65 sayfa olan brifing başlamadan önce Genelkurmay Başkanı Karadayı Paşa Demirel'e der ki;
- "Sayın Cumhurbaşkanım, bu brifingde parti ismi kullanıp kullanmamayı çok düşündük. Sadece size bu şekilde takdim ediyoruz. Bu hususu özellikle dikkatlerinize sunarım."
***
İşte bugüne kadar hiç açıklanmayan "Cumhurbaşkanına özel brifing" içeriğinden çok çarpıcı başlıklar:
"İrticaî gruplar, "Millî Görüşçüler, Radikal İslâmcılar ve Tarikatlar" olmak üzere üç başlık altında sınıflandırılabilir.
1. Tebliğ; Lâikliği dinsizlik olarak gören bir kitle oluşturmak, (Hâlâ bu çaba sürüyor - OU)
2. Cemaatleşme; (FETO budur - OU)
3. Cihad; Silahlı güçle, devlet güçlerini tasfiye edip teokratik rejimi gerçekleştirmek, (İşte 15 Temmuz uyarısı tam da budur - OU)
1995 seçimleri sonrasında; Adalet, Millî Eğitim ve İçişleri Bakanlıkları başta olmak üzere mevcut rejimi silahla değiştirmek gerektiğinde ihtiyaç duyacağı emniyet teşkilâtında kadrolaşma faaliyetlerine ve TSK bünyesine sızma gayretlerine hız vermiştir. (15 Temmuz öncesi faaliyetler - OU)
-   Yargı kurumu içerisinde gerçekleştirdikleri son hâkim ve savcı atamalarıyla Hâkim Ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda belirli bir üstünlük sağlanmıştır.
-   Atatürkçülüğü ve lâikliği savunan hâkim ve savcıların görev yerleri değiştirilmek suretiyle bunlar üzerinde baskı tesis edilmek istenmiştir.
-   Refah Partisi, Millî Eğitim Bakanlığı koltuğuna Fetullah Gülen'in desteği ile gelmiş olan Mehmet Sağlam'ın bulunmasından da mutlu olmaktadır.
-   Bu çerçevede sadece Fetullah Gülen'e ait yurt içinde ve yurt dışında toplam 448 yurt, 346 dershane, 181 okul ve 3 özel üniversite bulunmaktadır. Beşikten üniversiteye kadar kesintisiz ve etkin bir eğitim zinciri oluşturulmaktadır.
-   TSK başta olmak üzere devletin diğer silahlı güçlerinin ele geçirilmesi irticai kesimin en önemli hedefini oluşturmaktadır.
-   İrticaî kesim askerî lise ve harp okullarına veya bu eğitimi yeni almaya başlayan üniversitelerdeki askerî öğrencilere, astsubaylara ve uzman erbaşlara el atmaktadır.
-   İrticaî kesim küçük rütbeli asker kişilere öncelikle ulaşmak istemekle, bir taraftan yıllar sonra kendisinin arzuladığı şeriat devletinin silahlı kuvvetlerine komuta edecek ordu mensuplarını elde etmeyi, diğer taraftan da nihaî amacına ulaşmadaki en büyük engeli oluşturan Atatürkçü ve lâik TSK'ni ortadan kaldırmayı düşlemektedir. (Ergenekon, Balyoz gibi - OU)
-   Değişik rütbelerdeki askerî personele yaklaşarak, bunları Nurcu, Fetullahçı, Nakşibendici ve Kürtçü-İslâmcı subaylar ve astsubaylar olarak bölmek suretiyle TSK'ni içerden parçalayarak birlik ve beraberliğini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. (Sonuç 15 Temmuz - OU)
-   MİT Müsteşarlığı, hâlihazır durumu ile bu hayatî görevi yeterince yerine getirememektedir.
***
Değerli okurlarım,
AKP iktidarı 2002 yılında iktidar olunca 28 Şubat öncesi verilen bu brifingleri inceleyip önlem almadı.
Tam tersine Fetullah Gülen cemaati ile el ele yürüdü.
"Askerî Vesayeti sonlandıracağız" diye Türk Silahlı Kuvvetlerinde Atatürkçü subaylar tasfiye edildi.
AKP ve FETO Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi kumpaslarda birlikte hareket etti.
Sonuçta; 15 Temmuz AKP iktidarı için hesap vermesi gereken büyük bir kara leke oldu.