FETÖ mağduru Fatih Eryılmaz ve Onur Aydın'dan ortak film projesi

FETÖ mağduru Fatih Eryılmaz ve Onur Aydın'dan ortak film projesi
“Girdap” filmini yazan Onur Aydın ile 15 Temmuz gazisi emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz yeni bir proje için kolları sıvadı. 

Sözcü'den Can Özçelik'in haberine göre, FETÖ’cülerin Ergenekon kumpasıyla vatanseverleri hapsettiği dönemde Türkiye’deki tarikat ve cemaatlerin Amerika’nın kontrolünde olduğunu anlatan “Girdap” filmini yazan Onur Aydın ile 15 Temmuz gazisi emekli Emniyet Müdürü ve İYİ Parti Gik üyesi Fatih Eryılmaz yeni bir proje için kolları sıvadı. Projeyi hazırlayan Onur Aydın’a FETÖ’nün kumpas kurduğu Emniyet personelleri arasında yer alan Fatih Eryılmaz danışmanlık yapacak. 

“BİZİM GİBİ CESARETLİ YAPIMCI ARIYORUZ”

Onur Aydın çalışmayı şu sözlerle aktardı: “Fetullah Gülen ve o dönem cemaat olarak tanımlanan yapıyı, yıllarca öven çok sayıda film seyrettik. Büyük paralar kazandılar. 15 Temmuz sonrası ise FETÖ’ye saldıran, propaganda güdümlü, hiçbir sanatsal değeri olmayan, gerçekleri eğip büken ve temelde yine ticari kaygılar taşıyan filmler seyrettik. Oysa FETÖ’nün gerçek yüzünü anlatan ilk ve tek filmi biz yapmıştık. Şimdi Girdap’tan bağımsız, bütün yönleriyle bu yapılanmayı anlatan bir filmin senaryo yazımına başladık. Bu seferki filmin en büyük gücü ise, Fatih Eryılmaz gibi Türkiye’nin en büyük FETÖ uzmanının danışmanlığında yazılıyor olması. Bu güne kadar bildiklerimizin, buz dağının görünen yüzü olduğu açık. Fatih Eryılmaz, yıllarca devletin bütün kademelerine bu konuyu anlatmış bir isim. Şimdi gücümüzü birleştiriyoruz. Özetle, ‘FETÖ’yü ilk biz anlattık, yine biz anlatacağız.' Bu projeyi bizimle birlikte yürütecek yüreklilikte bir yapımcı bulduğumuzda hemen hayata geçireceğiz.”

Bu arada Fatih Eryılmaz söze girerek şunları söylüyor: “Bugüne kadar, FETÖ ile ilgili yazılan ciddi kitap ve makalelerin ilklerine hep katkı yaptım. 15 Temmuz sonrası FETÖ’yü anlatan pek çok kitap çıktı. Bunların büyük kısmının içi boş. 15 Temmuz öncesi bunları anlatan bir kitap projem vardı. Nasip olursa bunu da yazacağım. Ama öncesinde, sinemanın gücünü kullanarak, bir sinema filmi ile anlatmanın daha etkili olacağına inanıyorum.”

“FETÖ'NÜN CIA BAĞLANTISINI 2008'DE FİLM YAPTIK”

2008 yılında “Girdap” filmi gösterime girdikten sonra o dönemki FETÖ medyası ve yandaş basının kendilerine “Ergenekon'cu” yaftası yapıştırdığını aktaran Onur Aydın, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ergenekon operasyonları başladığında, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, devletin her kademesine ve Cumhuriyet’e tam bağlı sivil unsurlara kumpaslar kurulduğu, bizim için çok açık bir gerçekti. Cemaat kisvesi altında, emperyalist maşası bir ajan yapılanmanın olduğunu görüyorduk. Bu gerçeği bir sanatçı ve aydın duyarlılığı ile anlatmak zorundaydık. Herkesin güce eğildiği, cemaatle ilişkilenmek için fırsat yaratmaya çalıştığı, diğerlerinin yok edildiği bir zamanda, yönetmen arkadaşım Talip Karamahmutoğlu ile gözümüzü karartıp bir yola girdik. Bu yapılanmanın, çocuklarımızı devşirerek, birer militana dönüştüren CIA güdümlü bir terör örgütü olduğunu anlatmaya karar verdik. Girdap’ı vizyona sokmadan, daha galasını yaptığımız anda saldırılar başladı. Önce gösterimi durdurma girişimi oldu. Sonrasında ise FETÖ sevici yandaş basında, bizim Ergenekon’un sinema ayağı olduğumuz iddiası ortaya atıldı. İş hayatımız ve itibarımız saldırı altına alındı. O dönem cemaate diye adlandırılan yapıya sempati duyan çevrelerden, ‘Hocayı ajan olarak gösteriyorsunuz' ithamları geldi. Hatta bunun bütün hocaları zan altında bıraktığı söylendi. Oysa biz, Fetullah Gülen'in ajan olduğunu söylemiyorduk. Bir ajanın hoca olduğunu anlatıyorduk.”

İKİSİ DE SİYASETE ATILMIŞ

Bu projeye imza atan Fatih Eryılmaz ve Onur Aydın'ın bir ortak özelliği daha var. İkisi de İYİ Parti'de siyasete atıldı. İkiliye İYİ Parti'nin FETÖ ile ilişkili olduğu yönündeki iddialar ve eleştirileri de sorduk. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde darbecilere karı dururken ölümden dönen Fatih Eryılmaz bu eleştirilere şöyle yanıt veriyor:

“Bu iddialar ancak iftira olur. Özellikle de geçmişinde Fetullah Gülen adını, ‘muhterem hocaefendi hazretleri' sıfatlarını koymadan söyleyemeyenlerin, aynaya bakmadan yaptıkları konuşmalarını ciddiye almıyorum. Benim olduğum yerde FETÖ’nün esamesi okunmaz. Bu mücadelede çok yara aldım ama daha ölmedim. Beni tanıyan herkes bilir ki, 15 Temmuz olmadan evvel, gerek milletimizi gerek şu anki iktidar partisi yetkililerini FETÖ’nün darbe yapacağı konusunda yıllarca çırpınarak uyardım. 15 Temmuz akşamı, Ankara semalarında ilk uçağı gördüğümde darbe girişiminin başladığını anladım. Hiç kimseden bir çağrı beklemeden harekete geçtim. FETÖ karşıtı olduğunu bildiğim polis ve asker arkadaşlarımı arayarak herkesin bu işgale karşı çıkması için çağrı yaptım. Ben de Ankara Emniyeti'ne giderek oradaki ilk direnişi organize ettim ve tankların önüne dikildim. Açılan ateş sonucu vurularak yaralandım. İYİ Parti olarak FETÖ ile mücadeleyi nasıl yapacağımızı anlatan bir kitapçık yayınladık. FETÖ ile mücadeleyi, onunla ortaklık yapmamış ve hayatı onunla mücadeleyle geçenler yapabilir. FETÖ’yü ve zihniyetini bu mübarek vatandan ancak biz kazırız. Sürekli kendi kalesine gol atan futbolcunun gol kralı olabildiği ve taraftardan en çok alkışı alabildiği bir zeminde aklımıza mukayyet olmaya çalışıyoruz.”

BİRİ SOLCU DİĞERİ ÜLKÜCÜ: ORTAKLIĞIMIZ VATAN

Kendini solcu olarak tanımlayan Onur Aydın ve ülkücü gelenekten gelen Fatih Eryılmaz aynı parti çatısı altında siyaset yapmalarını da Türkiye'nin olağanüstü koşullardan geçtiğini söyleyerek açıklıyor.

Onur Aydın, “Ülke olarak, 1919 şartları kadar zor bir dönem geçiriyoruz. İdeolojiler değil, bağımsızlık ve özgürlük önem kazanıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını devam ettirmesi asıl olandır. Bu amaca hizmet eden herkes, aynı fikrin yoldaşıdır. Yani, mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” diyor.

Fatih Eryılmaz da şu cevabı veriyor: “Ülkücü ve Türk Milliyetçisiyim. Emperyalist güçlerin Ortadoğu'da uyguladığı politikalar, bölgemizi yangın yerine çevirmiştir. Bu yangın, Mustafa Kemal Atatürk’ün bahsettiği iç cephenin asliyetini ve önemini ortaya koymuştur: ‘Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür. Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da sağlamışlardır.' Milleti bölen, kutuplaştırıcı siyaset, bu emperyalist güçlerin değirmenine su taşır. Emperyalistlerin istediğinin tersini yapmak, planlarını bozmak demektir. Bölen değil, birleştiren bir siyasetle, birlik içinde bu fırtınadan çıkabiliriz. Onur’un işaret ettiği gibi, ortak noktamız vatan.”

İlgili Haberler