FETÖ'nün Mağduru Ülkücüler!

FETÖ'nün Mağduru Ülkücüler!
Askeri liselerden Harp Okulu’na giden öğrenciler FETÖ Terör Örgütüne mensup subaylar tarafından baskıyla ya okuldan atıldı ya da zorla ilişkileri kesilip okuldan ayrılmak zorunda kaldı.

Ülkücü bir ailenin çocuğu olduğunu ve en büyük hedefinin Harp Okula gidip şerefli bir Türk subayı olmayı hayal ettiğini söyleyen Fethullahçı Terör Örgütü mağduru Hasan Dağ ve Semih Battal öğrencilik yıllarında yaşadıkları zulüm, mobing ve şoke edici olayları anlattı.

EN BÜYÜK HAYALİMİZ SUBAY OLMAKTI

14 yaşında Maltepe Askeri Lisesi’ne gittim. Burada çok güzel bir eğitim aldım. Komutanlarımız tamamen Atatürkçü ve milliyetçi çağdaş görüşe sahip aydın insanlardı. Bize çok iyi eğitim verdiler. Vatan sevgimizi kat kat arttırdılar. Buradan aldığımız eğitimin ardından Harp Okulun’da başarılı bir öğrencilik dönemimiz geçirip onurlu bir Türk subayı olacağımızı tüm arkadaşlarımızla konuşup birbirimize anlatıyorduk.

Maltepe Askeri Lisesi’nden mezun olduktan sonra İntibak (Uyum süresi-Oryantasyon) maksatıyla Kara Harp Okulu’na girişimizde tüm hayallerimiz yıkıldı. Sadece ben değil tüm Kuleli, Maltepe ve Işıklar Askeri Liselerinden mezun olup buraya gelen tüm arkadaşlarımız kapıdan içeri girdiğimizde sivil kıyafetlerimizle süründürmeye başladılar. Kapıdan adım atar atmaz noter tasdikli 92 bin liralık senetlere 18 yaşımızda vatana hizmet edip, ailemize karşı olgunlaştığımızı göstermek için imzalar attık.

EĞİTİM ADI ALTINDA FETÖ İŞKENCESİ

İntibak dönemimiz 45 gün sürdü. Bu süre zarfında günde maksimum 1.5 saat uyuyor 1000 kalori dahi almıyorduk. Üç dakika içerisinde 200 kişi yemek yiyorduk. Ekmek arasına ekmek koyup karnımızı doyurmaya çalışıyorduk. Biz yapılan tüm zulümleri güçlü bir Türk subayı olabileceğimizi düşünerek yapıyorduk ki zamanla FETÖ terör örgütünün o dönemki komutanlarının bize zulüm yaptığını ve bu yapılanların eğitimle bir alakasının olmadığını fark ettik.

Her şeye rağmen tüm arkadaşlar inatla can hıraş eğitim yapmamıza rağmen İntibak dönemine 370 öğrenci gitmiş 100’ün üzerinde öğrenci pes ederek ayrıldı. Normalde hatırladığım kadarıyla 600 civarında İntibak kampını tamamlayıp Harbiyeli olması gerekirken, pes eden arkadaşların yerine sivil lise kaynaklı yeni kadrolar yerleştirildi.

Normalde 45 gün intibak kampı olması gerekirken, sivilden gelenlerin bazıları hiç kampa eğitime dahil olmadan Harbiyeli oldu. Bugün FETÖ Terör örgütüne mensup kendi askerine polisine, sivil silahsız halkına vur emri veren komutanlar o dönemlerde Harp Okulundaki Alay komutanı Mehmet Şükrü Eken başta olmak üzere İntibak Tabur Komutanı Tanju Poshor, Bölük komutanımız Yüzbaşı Mustafa Kubilay, Takım Komutanlarımız Üsteğmen Cumhur Cansever, Ercan Eker, Özkan Özgenç, Hakan Erol ve ismini hatırlayamadığım diğer bölük ve takım komutanlarıydı. Bizim İntibak dönemimiz ve Harbiye dönemimizde görev yapan komutanların o dönemki ve şimdiki görevlerinin çok iyi irdelenip tekrar soruşturulması gerekir.  

ŞOK MANGALARI

Tüm zorluklara rağmen İntibak kampını başarı ile tamamladıktan sonra arkadaşlarımızla birlikte Harbiye’nin yolunu tuttuk. İntibak bittikten sonra işlerin düzeleceğini düşünürken, ders saatlerinin dışında ekstradan bizim sınavlara çalışmamız gerekirken, eğitim adı altında akla hayale gelmeyecek şok mangaları kurularak sözde askeri eğitimler veriliyordu. Tabi bu saçma sapan eğitimlere Askeri Liseden ve sivil liselerden gelenlerin bazıları katılıyordu. Yine bazı askeri lisedeki arkadaşlarımız ve sivilden gelen arkadaşlar, biz eğitim yaparken, onlar derslerine çalışıyordu ve istirahat ediyorlardı.

hasan-dag.jpg

Benim gibi ordudan uzaklaştırılmak istenen arkadaşlarımız gündüz bu zorlu eğitimlere tabi tutulduktan sonra geceleride gündüz zayıf düşmemiz ve uyuyamamaız için FETÖ’cü olan üst sınıflar nezaretinde eğitime tabi tutulup yetiştirilemeyecek kadar uzun çeşitli yazı görevleri vererek amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlardı. Görevlerimizi yerine getiremediğimiz için disiplin cezaları alarak disiplin notlarımızı düşürüyorlardı. Hafta sonları oda hapsi cezaları ile Ankara’ya çıkmamız engelleniyordu. 1. Sınıf süresince disiplin puanlarımız sudan sebeplerle düşürülerek bizleri öğrencilik yıllarımızda zor duruma düşürmeye çalıştılar. Her şeye rağmen inatla ve inançla ders puanlarımızı akademik ve askeri derslerimizi tamamladık ve 2. Sınıf öğrencisi olmayı hak kazandık. 1. Sınıftayken, son sınıf öğrencilerinden FETÖ’cu komutanlarla yakın onların gözdesi hatırladığım kadarıyla Ejder Ürün, İbrahim Arslan ve bu dönemimimde çok fazla üzerime geldiler.

ÖĞRENCİYİ İŞKENCEYLE ÖLDÜRDÜLER!

1.Sınıf sonunda ATAT (Askeri Tatbikat ve Atış) eğitimlerini tamamlamak üzere intibak Kampını yaptığımız İzmir Menteş’e gittik. Bu kamptada zorlu olan eğitim programının haricinde kalan istirahat zamanlarında yine okuldaki gibi şok mangaları kuruldu. Ve bu kamp esnasında unutamadığım ve hayatım boyuncada unutamayacağım şu olayı anlatamadan duramayacağım.  40 derece altında hiçbir eğitim yapılmaması gerekirken, içimizden seçtikleri güçlü öğrencilerden bir manga seçip bizi 8 kilometre tam teçhizat koşturup silahla atış yaptırdılar. Bir üst dönemin öğrencisi Erkan Eryiğit, aşrı sıcaklar nedeniyle sıvı kaybı yaşadı ve bayılıp düştü. İki gün sonra yoğun bakımda hayatını kaybetti. O dönemde izin hakkımız var iken bu arkadaşımızın cenazesine katılmamazı engellediler. Yine bu eğitim kampındaki Alay Komutanı Mehmet Şükrü Eken bugün yaşanılan darbe girişimi sonucunda FETÖ Terör Örgütü üyesi olarak alındı.

İkinci sınıfımızda aynı 1. Sınıftaki gibi zor ve meşakkatli geçti. Bizimle yola çıkan birçok arkadaşımız pes ettirilerek 2. Sınıfta ayrıldı. 2. sınıf bittikten sonra kamp dönemimiz geldiğinde 1. Gün aldığım kararla aynı gün dilekçemi verdim. Ayrılma dilekçemi kendim yazdığım için kabul edilmedi. Matbu olan ayrılma dilekçesini doldurmamı istediler bende kabul etmedim pazarlık sonucunda bir hafta orada mahsur kaldım. Zorla ayrılma işlemlerini belgelemek istemiyorlardı. Mecburen matbu evrakı kendi el yazımla yazarak işlemi sonlandırdım. Biz ayrılma kararlarını alırken, lisede bizleri çocuk yaşta eğiten vatansever, Atatürkçü, çağdaş komutanlarımız durumlarımıza çok üzüldüler ve baskı yapılmaması bizlere sahip çıkılması için görüşmeler yaptılar ama o komutanlarda baskı görmeye başladı. Ayrılma dönemimde ki Tabur Komutanım’da Yarbay Müslüm Kaya’ydı. Yine bu isim FETÖ Terör Örgütü’nün whatsapp yazışmalarında konuşmalarda geçen Kurmay Albay Müslüm Kaya idi. En son ayrılırken de Bölük komutanım Jandarma Üsteğmen Özkan Özen ve İstihkam Yüzbaşı Yunus Öztürk ve Takım Komutanımız Jandarma Üsteğmen Cengizhan Sarı. Birçok arkadaşımın haksız yere ayrılmasına neden olan bu isimdi. Bu ismi bu süreçte takip edemedim. En kısa sürede aynı örgütten tutuklanması için takipçisiyim.

100 KÜSÜR BİN LİRALIK TAZMİNAT CEZALARI ÇIKARILDI

Bu dönemde tutuklanan birçok isim Harp okullarında Okul Komutanı, Alay, Tabur, takım ve bölük komutanlıklarımızı yapıyordu. Buradaki birçok komutan bu alınanların idaresindeydi. Çocukluk hayalimiz vermiş olduğum karar neticesinde benim gibi diğer arkadaşlarımında son buldu. Küçük yaşlarda başlamış olduğumuz askeri disiplin hayatı yeni sivil bir hayata zorladı. Kaybettiğimiz hayallerle birlikte hiç bilmediğimiz sivil bir hayata ağır bir tazminat borcuyla hem biz hem de ailelerimiz karşı karşıya kaldı. Benimle birlikte yukarda söylediğim gibi 2 bin üzeri arkadaşımız ve aileleri 100 küsür bin liralık tazminatlara mahkum olduk.

Zamanla ve çıkan yasalarla bizim tazminatlarımız düşürüldü. Tabi bu zarf içerisinde benim gibi haksızlığa uğrayan tüm arkadaşlarımızla irtibatımızı kopartmadık ve toplu dilekçelerle hükümete sunduk. Hatta bugünleri bilircesine birçok isim TBMM dilekçe komisyonunda geçmektedir. 18 yaşında vatana hizmet maksadıyla atmış olduğumuz imzaların tazminatlarını hala ödemeye çalışan arkadaşlarımız var ve birçoğu ödeyemediği için hem kendisini hemde ailesini mağdur edip icralık oldu.

Hasan Dağ Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Semih Battal Akdeniz Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Mezunu oldu. Harp okulundan ve askeri liseden 40 arkadaşımızla birlikte Akdeniz Üniversitesi’nde yeniden buluştuk. Askeri olarak vatana hizmet edemesek de sivil bir vatandaş olarak vatanımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Tüm maddi ve manevi kayıplarımızın devletimiz tarafından karşılanmasını bekliyoruz.