Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

FETÖ'nün siyasi ve akademik ayağı...

FETÖ'yü büyütüp, semirten, devletin kılcal damarlarına sızmasını sağlayan iktidar, 17-25 yolsuzluk haftasından sonra "FETÖ mağduru" rolünü benimsedi. Ne de olsa "Mağduriyet"ten iktidar olup, 19 yıldır da mağduriyet ile sürdürüyorlar varlıklarını... FETÖ'nün asker, polis, bürokrasi, baklavacı, lokantacı, sürahici, havlucu ayakları üzerine operasyonlar devam ederken bir tek "Siyasi ayağına" ulaşılamadığı tezini savunanlar ne yazık ki yanılıyor. "Siyasi ayak" AKP ve ortağı sayesinde ortaya dökülürse AKP diye bir parti kalmaz. Dolayısı ile AKP iktidarda kaldığı sürece bunun üzerine gitmek imkansız.

İktidardan uzaklaşmasının ertesi günü bu dosyaların açılıp, siyasi ayağına ulaşılacağını sananlar da iyimser. Öncelikle vesayet altındaki hukuk özgür olmadan çıkılmaz bu işin içinden.

Sadece Türkiye'de değil, dünyanın dört bir yanındaki "Dinbaz" örgütlerin tamamının taktiği soru çalmaktır!.. Lafa gelince hırsızlığın şeriattaki cezalarından dem vuran ihvancılar, "Hedefe giden her yol mübahtır" anlayışı ile kul hakkı felan demeden soru hırsızlıkları, mülakat kayırmacılıkları ile cehennemde zebanilik kadrolarına bile sızmıştır.

1986 yılında Askeri Okullar sınavları sorularını çalanların bu işle kısıtlı olduğunu mu sanıyorsunuz? Sadece kurmaylık için akademi sorularının mı çalındığını düşünüyorsunuz? Polis koleji, Polis akademisi, kaymakamlık, savcılık-hakimlik sınavları ile yetinmediler. Üniversite seçme sınavlarını bile çaldılar. Lakin bu işin üstü hemen örtüldü. Mahkemelerce tespit edilen ÖSS-ÖSY sınavlarındaki hırsızlık, üç-beş matbaa işçisi ve müdürünün tutuklanması ile halının altına süpürüldü. O sorulara sadece FETÖ'nün mensupları değil, siyasi destek aldıkları kesimlere de ulaştırılmıştı. Bu yüzden olayın üzerine gidilmedi.

O soru çalanlar teknoloji ile bir bir tespit edilmesi gerekirken "Es" geçildi. Zira çalınan sorular yüzünden çok sayıda siyasi ve yüksek bürokratın çocukları dereceye girip hak etmedikleri okullara girip, mezun olmuşlardı. İncelense, araştırılsa diplomalarının iptal edilmesi gerekmiyor muydu?

Basit bir örnek vereyim. TUS Sınavı. (Tıp da Uzmanlık Sınavı) Bu sütunlardan defalarca yazdım. Tv programlarında anlattım. Türkiye'de Tıp Fakültelerinin tarihini ve başarılarını meraklısı bilir. TUS'da dereceye girenler Cumhuriyetin köklü üniversitelerinden mezun olur. Fakat FETÖ'nün türettiği üniversitelerinin öğrencileri senelerce dereceye girdi. Yazdık, suç duyurusu anlamında açıkladık. Ucu siyasilere, yüksek bürokratlara gidecek diye kulaklarının üzerine yattılar...

Enver Paşa'nın ünlü sözüdür: "Hainler korkak olur..." Korkanlar ve paçayı kurtarmak için davaları sulandırmak isteyen FETÖ'nün hipnoza uğrayan mensupları 15 Temmuz gecesi uyandıklarını iddia ederek itirafa başladılar. Generali, valisi, kaymakamı, müdürü, polisi, savcısı, hakimi soruların nasıl mahrem imamlar kanalı ile ulaştırıldığını beyan ettiler.

İktidar erkini elinde bulunduran hükümet FETÖ ile mücadele kapsamında bu sınavları mercek altına alıp; kararname ile bu sınavların iptal edilerek; bu sınav sonuçları ile göreve getirilenlerin işine son verilmedi! Verilse bu gün caka satan, yalakaların hiç biri gasp ettikleri makamlarda oturamaz!..

Gelelim üniversitelerimizi yol geçen hanına çeviren, bilimden, akıldan uzaklaştıran: "FETÖ'nün Akademik ayağı"na...

AKP iktidara geldiği günden bu yana 197 defa ihale kanunu değiştirip; başta "5'li çete" olmak üzere yandaşlarına para aktarmak için yaptıkları ortada. Gözden kaçan ise YÖK ve Üniversite yasa ve tüzüklerinin değişikliklerindedir. Yatay ve paralel geçişlerle ilgili mevzuatlar, "Dinbaz"ların talepleri yönünde yüzlerce kez değiştirilip, FETÖ'nün yurtdışındaki okullarından Türkiye'deki üniversitelere geçişleri; kendilerini "Fetösavar" olarak lanse edenler görmezden geldi. Zira birinci, ikinci derece yakınları bundan faydalanmışlardır.

Üniversitelerimizde "Yüksek lisans", "Doktora", "Doçentlik" ve "Profesörlük"ün 20 yıl önce ciddi kıstasları vardı. Şimdi "İşporta"ya düşmüş. Parayı bastıran, torpili bulan akademik unvanı kapıyor. Akademi dünyasını ayağa düşüren "Dinbaz"ların oyunlarını ortaya çıkarmak son derece basit. Çorap söküğü gibi gelir... Lakin işin ucu siyasi ayağa çarpar. Bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları