Fırat'ın doğusunda "Mevlâ görelim neyler!"

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı "kuduz köpek" lakaplı John Bolton, James Jeffrey ile birlikte Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüşürken aynı saatlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık grup konuşmasını yapıyordu.

Bahçeli, John Bolton'un "Türkiye'nin Kürtleri katletmesine izin vermeyeceğiz. Kürtleri korumaya yönelik anlaşma sağlanmadan ABD askerleri çekilmeyecek" yolundaki ifadesine, "Bu nasıl bir terbiyesizlik? Bolton musun? Dalton musun?" diye cevap verdi ve "Esad yönetimiyle YPG arasında yeşeren temasların, bu temaslar içindeki ABD'nin rolünün ne olduğu gizemini muhafaza etmektedir. ABD, Türkiye ile Suriye'nin çatışmaya girmesi için YPG ile bir kumpas mı hazırlamaktadır? Türkiye için de karanlık ve kahredici senaryolar mı hazırlamaktadır. Esad, PKK, YPG, ABD arasında bilmediğimiz hangi uzlaşma söz konusudur? Öngörü hataları, aşırı iyimserlik beka düzeyinde kayıplara yol açabilecektir. ABD'nin IŞİD'i yendik demesi, Trump'ın 'mücadele edeceğiz' beyanı oldukça sorunludur." uyarısında bulundu.

***

Basında ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, New York Times gazetesinde yayınlanan "Türkiye'nin Suriye'de barışı sağlamak için bir planı var" başlıklı makalesi vardı.

O makalede Erdoğan, "Atılması gereken ilk adım, Suriye toplumunun tüm kesimlerinden savaşçıları kapsayan bir istikrar gücü kurulmasıdır. Ancak tüm kesimleri bir araya getiren bir yapı, Suriye vatandaşlarının tamamına hizmet ederek, ülkenin muhtelif kısımlarına düzen ve asayiş getirebilecektir. Bu vesileyle bizim Suriye Kürtleriyle herhangi bir sorunumuz olmadığını ifade etmek istiyorum." diyordu.

Bu ifadelerden anlaşılan odur ki Erdoğan, Suriye'de barış sağlandığında, Türkiye'nin Amerikan projesine uyarak Körfez ülkelerinin verdiği parayla eğitip donattığı Özgür Suriye Ordusu'nu, Suriye içinde ama bu ülkenin bir kısmında, meşru bir güç haline getirmeye çalışmaktadır.

Oysa hiçbir ülkenin iki ordusu olmaz, olamaz. Böyle bir öneriyi kimse kabul etmez!

***

Yine basında eski özel kuvvetler mensubu Metin Gürcan ile yapılan bir röportaj var. Gürcan, Al-Monitor'da yayınlanan "Erdoğan'ın favori generali neden işini kaybetti?" başlıklı yazısında "Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Türkiye'nin Amerikalılarla birlikte hareket etme seçeneğini açık tutmak istiyor, büro görevine atanan orgeneral Metin Temel ise buna şiddetle karşı çıkıyor. Temel, ABD Başkanı Donald Trump'ın isteğiyle Suriye'nin derinliklerinde IŞİD'e karşı riskli bir operasyon yürütmesinin doğru olmadığını savunuyor. Metin Temel, ABD'ye güvenerek kış ortasında bir operasyon başlatmanın riskli olacağını düşünüyor." diyor.

Yavuz Oğhan, RS FM'de Gürcan'ı konuk etti. Gürcan, bu röportajda "Görüş ayrılıkları var. Temel'in anti Amerikancı bir tavrı var" ifadelerini kullandı. Gürcan, "ABD güvenilmez bir aktör. Türkiye, İran, Irak ve Suriye'yi yanına alıp yeni bir vizyon oluşturmalı. Yeni bir oyun kurmak lâzım" dedi.

***

Emekli general Nejat Eslen ise generaller arasındaki bu tablo ile ilgili endişeli olduğunu söyledi. Eslen, "Balkan savaşını, 'onun paşası, bunun paşası' yapılanması yüzünden kaybettik." dedi.

Erdoğan, "Hiç kimse bizim güncel meseleler için bekâ mücadelemizden vazgeçmemizi beklemesin" dedi ama grup konuşmasının sonunda, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın şiirindeki "Kalbin ona berk eyle! Tedbirini terk eyle! Takdirini derk eyle! Mevlâ görelim neyler. Neylerse güzel eyler" kıtasını da okuduğuna göre durumun belirsizliğini itiraf etmiş oluyor.

Gerçi bu ifadenin "Aldığın tedbire güvenme" anlamında kullanıldığı söylenir ama "öngörü hatası yapmamak" ve tedbir almak da şarttır.

Erdoğan, son dakikada "Bolton görüşmesinin ardından harekât her an başlayabilir" dediğine göre bize de "Mevlâ görelim neyler" demek düşüyor!

 

Yazarın Diğer Yazıları