Futbol fukaralarımız...

Son haftalarda bazı ileri zekâlılar türedi. Bunların eski okuyucum olduğunu sanmıyorum. Arada bir takılıp hakaret etmeyi meziyet sayıyorlar. Gerçek okurum olsalar, benim Beşiktaşlı olduğumu bilirlerdi. Elim kalem tuttuğu sürece, bunu binlerce kez yazdım.

Sayıları toplam dördü geçmeyen bu ukalaların ithamlarından sıkıntı geldi. Bir konuyu da açayım; İçlerinden biri bizim eski semt Balat'tan. Lakabı da Kocakafa. Sanki bilmiyormuş gibi davranıyorum.

Bununla aynı takımda futbol oynadık. Bir zamanlar Beden Terbiyesi kadrosunda yer aldı. Yaptığı da Aziz Yıldırım'ın korumalığıydı. Üstelik trajikomik durum var. Trabzon kökenli. Merhum babası da kıyı kaptanlığı yapardı.

Öteki...

Bir başkası da TRT'den emekli. Ara spiker imiş. "Orhan Ayhan'la da çalıştım" diyebiliyor ama üstat hatırlamıyor. Bu şahsın saplantısı bana "Amca" demek. Böylece bana hakaret ettiğini zannediyor. Aslında söylediği doğru. Hem amca hem dedeyim.

Şu anda onlarla ilgili yazdıklarım ilk ve son. Tam tabiriyle "görecekleri rahmet bu kadar."

Etki tepki

Bu pazar gününü geçmiş mavrasına ayırdım. Öyle bir ailenin mensubuyum ki, tamamı Fenerbahçeli. Ataninem futbol hastasıydı. Sorulduğunda "Biz Fenerliiz" derdi.

En hasta Fenerbahçelilik sıralamasında ikinci sırayı ağabeyime verdim. Sarı-Lacivertliler yensin ya da yenilsin fark etmezdi. Arkama tekme atardı. Bu iş yıllarca sürdü. İrileştiğim seneler gelince, karşılık vermeye başladım. Hatta bir pazar günü "babaaa" diye bağırarak yardım istemek durumunda kaldı. Beşiktaş'ı seçişimin sebeplerinden biri de budur.

Şarkı aranjörlüğüm

Kartal yıllar yılı şampiyon olmasa da takımımı terk etmeyi hiç düşünmedim. Hatta "Aldırma gönül aldırma""Aldırma Kartal aldırma"ya dönüştüren ekipte yer aldım. Şampiyon olamamalar beni yıldırmadı.

Burada alakasız gibi gözükse de bir başka protest tarafımı da yazacağım: Politik eğilimim. Bizimkiler "İsmet Paşacı" idi. Malum tamamı devlette çalışmışlardı. Ben yine inadına der gibi Demirelci oldum. Bu da Ataninemin bana daha fazla yüklenmesinin sebeplerinden oldu.

Bir garip maç

Eskiden sezon TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) maçlarıyla açılırdı. İçlerinde epey yer aldığım oyun var.

Bu turnuvalardan birinde kadroları merhum Yemen Ekşioğlu ayarladı. Rahmetli muzurdu. Takımları açıkladı. Baktım Fenerbahçe'deyim. Gülüşmeler arasında peki dedim.

Dolmabahçe'nin sahaya giriş çıkış tünelini hatırlayanlar vardır. Tam oyun alanına geldiğimde saçlarımı (o zaman vardı) bir şişe teğet geçti. Ayaklarımın dibinde patladı.

Sıkı durun fırlatılan yer Beşiktaşlıların tribünüydü. Az daha "dost kuruşunu" ile hastanelik olacaktım. Ben de onlara cevabımı sahada verdim. Fener formasıyla Beşiktaş'a bir gol attım. Faik Akın'a da basketbol benzetmesiyle gol asisti yaptım. O da çizginin tam üstünden vurup tabelaya katkıda bulundu. Kanıma dokunan Fenerbahçe taraftarlarının beni çılgınca alkışlaması, Beşiktaşlıların da yuhlamasıydı.

Diğer örnekler

Hayatımda izlemekten mutlu olduğum bir-iki Fenerbahçe maçından bahsetmek istiyorum. Biri Bordo ile yapılandı. Fransa'da Selçuk Yula'nın yıldızlaştığı oyunda galip gelmiştik. İstanbul'daki 0-0 bitince tur atladık. O gün de en ateşli taraftar bendim.

Unutamadığım diğer oyun, Rumen takımı Petrolul'u 4-1 mağlup edip bir üst tura geçtiğimiz maçtı.

Bu oyunu rahmetli bestekâr-şarkıcı Alaattin Şensoy ve oğlu ile birlikte seyretmiştik. Babası vefat etti ama o sarışın çocuk beni iyi hatırlar. Gazeteleri toplayıp, taş merdivenlerin üstünde ateşe vermiştim. Benim yaktığım "zafer ateşini" diğerleri takip etmişti.

Yabancılara karşı

Sanırım yazdıklarımdan gerekli dersi çıkardınız.

Neuchatel Xamax bir diğer başarıdır. Bu mücadeleyi Fenerbahçeli Faik Akın, Faik'in Cim-Bomlu amcası ve Beşiktaşlı ben birlikte seyretmiştik. Bugün de hangi yabancı takımla olursa olsun tavrım değişmez.

Beşiktaş'tan sonra sevdiğim diğer iki takımı da siz sormadan yazayım; "Trabzonspor ve Sivasspor." Onların olası şampiyonluklarına da sevinirim.

Bakın bazı ayküsü düşükler yüzünden mavramızın tamamını futbola ayırdım. Hani fena da olmadı sanırım...

GÜNÜN SÖZÜ:

Ver Lefter'e yazsın deftere! Türk sloganı

 

Yazarın Diğer Yazıları