Gamze Akkuş İlgezdi: “Ailelerin suçu çocuklara yükleniyor”

Gamze Akkuş İlgezdi: “Ailelerin suçu çocuklara yükleniyor”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Cezaevinde anneleriyle kalan çocuklar için durumu karanlık olduğunu belirterek, "Cezaevleri içerisinde her çocuğun kendi akranlarıyla vakit geçirebileceği çocuk dostu alanlar yaratılmalı" dedi.

Mehmet AKGÜN / YENİÇAĞ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocuklar ve cezaevi koşullarıyla ilgili YENİÇAĞ'a açıklamalarda bulundu. "Çocuklar anneleriyle içerideyken örselendikleri gibi, dışarı çıktıklarında da toplumsal bir baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. Deyim yerindeyse suçlu muamelesi görüyorlar. Oysa bu çocuklar masum, ama bizim yargılama sistemimiz ailelerinin suçunu çocuklara yüklüyor ve onları da aynı koşullara mahkûm ediyor" diyen İlgezdi'nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

* 2015 yılı verilerine göre 510, 2018 yılı verilerine göre ise 743 çocuk cezaevinde annesiyle birlikte kalıyor. Elinizde güncel veriler var mı? Bu rakam 2019 yılında kaça çıktı?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesiyle birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve milletvekillerinin denetim fonksiyonu ortadan kaldırıldı. Bunu özellikle vurgulama gereği duyuyorum. Çünkü bilgi edinme taleplerimiz ve soru önergelerimiz artık ya yanıtlanmıyor ya da kes-yapıştır usulü baştan savma cevaplar veriliyor. Üstelik bu baştan savma cevaplara karşı itiraz edebileceğimiz bir üst makam da bulunmuyor. Cezaevlerinde bugün itibariyle kaç tutuklu ve hükümlü anne olduğu bilinmiyor. Tamamıyla Bakanlık ve bürokratların keyfiyetine kalmış bir durumla karşı karşıyayız. 3 farklı zamanda Bilgi Edinme Talebinde bulundum ama yanıt alamadım. Ne yazık ki anayasal bir hak olan bilgi edinme hakkı, yürütme tarafından hiçe sayılıyor.

 

* Bu çocuklar ve anneleri için gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirildi mi? Adalet Bakanlığı "Cezaevi koğuşu" yerine "Ev tipi hapishane'' uygulamasına geçmeyi planlıyordu. Bu uygulamada ki son durum nedir? Bu konuda ki önerileriniz neler?

Geçtiğimiz aylarda Adalet Bakanlığı kaynakları, "Ev tipi hapishaneler" modeli üzerinde çalışıldığını açıklamıştı. Bu çalışmalar bugün ne durumda, kimlerle görüşüldü, STK'ların hangi aşamada katkısı alındı, nasıl bir aşama kaydedildi, bilmiyoruz. Israrla bir noktanın altını çiziyoruz; bu konuda sadece yasal düzenleme yapmak yetmez. Önemli olan ceza içinde ceza uygulamasına yönelik mevcut uygulamaları ortadan kaldıracak adımların atılmasıdır. Yetişkinlere göre oluşturulan hapishanelerde, çocukların sosyal ve psikolojik gelişimine yönelik temel hak ve imkanlar göz ardı edilmektedir. Her şeyden önce cezaevleri 0-6 yaş grubu çocuklar için uygun yerler değildir.  

* 6 yaşına kadar annesi ile yan yana olan çocuğun 6 yaşından sonra üç kapalı, bir açık görüş sistemine tabii tutulması çocukta onarılması güç tahribatlar yaratmaktadır. Bu durum için önerileriniz nelerdir?

Çocuklar anneleriyle içerideyken örselendikleri gibi, dışarı çıktıklarında da toplumsal bir baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. Deyim yerindeyse suçlu muamelesi görüyorlar. Oysa bu çocuklar masum, ama bizim yargılama sistemimiz ailelerinin suçunu çocuklara yüklüyor ve onları da aynı koşullara mahkûm ediyor.

* Güncel rakamlar içerisinde mülteci çocuklarda bulunuyor mu?

2018 yılında açıkladığım raporda 51 yabancı uyruklu çocuğun annesiyle birlikte cezaevlerinde olduğunu belirtmiştim. Bu tarihten sonra verdiğim Bilgi Edinme talepleri yanıtlanmadığı için güncel sayıyı bilmiyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu göç dalgası düşünüldüğünde, bu sayının artmış olması çok olası.

* Çocuklu annelerin haklara ulaşma noktasında mevcut iaşe bedelleri size göre yeterli mi?

Cezaevlerinde, beslenme her zaman ve herkes için en ciddi sorunların başında gelmektedir. Annelerinin yanında kalan çocuklar içinse durum daha katlanılmaz hale geliyor. Yaş grupları farklı yüzlerce çocuk için; fiziksel gelişimlerini, diyabet durumlarını, çölyak gibi hastalığı olup olmadığını araştırmadan ve alerjen testlerini yapmadan tek bir menü hazırlamak doğru değil. Biliyoruz ki, çocuklu anneler, kendileri için verilen günlük bir ekmek ile hem kendi karınlarını hem de çocuklarını doyurmak zorunda bırakılıyor. Ayrıca çocuklara uygun çatal kaşık verilmiyor. Büyükler için verilen keskin, ince, büyük metal kaşıklarla yemek yemeye çalışıyorlar.

* Cezaevinde bulunan kreşler yeteri kadar kullanılabiliyor mu?

İçinde çocuk barındıran her cezaevinde aynı standartta kreş olduğunu söylemek zor. Elbette iyi niyetle güzel işler yapılıyor. Örneğin Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi ve Sincan'daki kreşlerde incelemelerde bulundum. Fiziki şartları yeterliydi. Çocuk sesi ve gülüşü hapishane ortamını bile renklendiriyor. Ancak olaya sadece kreşlerin fiziksel olanaklarına odaklanarak bakmamak lazım. Bu kreşlerin sosyal donatılar olarak tasarlanması; pedagog, doktor ve sosyal hizmet uzmanlarının görevlendirilmesi gerekiyor. Cezaevleri içerisinde her çocuğun kendi akranlarıyla vakit geçirebileceği çocuk dostu alanlar yaratılmalıdır. Bu alanlar çocuğa "cezayı" değil, "çocukluğu" öğretmelidir.

ONLAR İÇİN MASUMİYET KARİNESİ GEÇERLİ DEĞİL

* Bu konudaki çözüm ve önerileriniz nelerdir?

Çocukların cezaevlerinde mahkûm değil, çocuk oldukları gerçeğinin kabul edilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde kadınların çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurarak annelik hakkını kullanabileceği, bebeğin fizyolojik ve zihinsel gelişimini sağlıklı şekilde tamamlayacağı bir ortam oluşturulabilir. Adalet sistemi, "suçların kişiselliği" üzerine inşa edilmiştir. Bir kişinin işlediği iddia edilen suç, diğer aile fertlerini suçlu kılmaz. Kılmamalı. Ancak annesiyle hapiste kalan çocuklar için bu masumiyet karinesi ne yazık ki tam anlamıyla geçerli değil. Bu çocuklar, bazen doğumdan önce, bazen de doğumdan kısa süre sonra cezaeviyle tanışıyorlar. Ceza infaz sisteminde karşılaştığımız en can yakıcı sorunların başında geliyor bu durum. Doğdukları andan itibaren annelerinin cezasına adeta ortak olan bu çocuklar, çocukluklarını yaşayamadan gelişim süreçlerini tamamlıyorlar. Ne yazık ki çocuklar sadece cezaevlerinde değil, yaşamın her alanında büyük mağduriyetlerle karşı karşıyalar. Tablo karanlık. Meclis çatısı altında daimi bir "Çocuk Hakları Komisyonu" kurulmalıdır. Hem düzenleyici hem de uygulayıcı olması bakımından "Çocuk Bakanlığı" da kurulmalıdır.