Gara, kan "koridor"u ve kritik sorular!..

AKP ile muhalefet arasında yeni bir tartışma başlatan Gara operasyonunun 16 şehit verilen ağır sonuçları, Türkiye'nin 40 yıllık terör yarasını yeniden gündemin ana maddesi yaptı...
Tam da AKP ile cemaat arasındaki çatışmanın başladığı ve Fethullahçılar'ın da darbeye yeltendiği 2015-2016 döneminde, PKK'nın yol keserek kaçırdığı 13 güvenlik görevlisinin bir mağarada katledilmesi üç önemli konuyu bir kez daha gündeme getirdi;
- Sivillere yönelik saldırılar...
- Devletin operasyon kabiliyeti...
- Terörün yön değiştirerek, bir kan "koridor"u oluşturması!..
Muhalefetin "6 yıl neden beklendi" şeklinde, Gara'nın kahredici sonuçlarını eleştirmesinin yanısıra, medyaya konuşan emekli generaller hem zamanlamaya, hem uygunsuz mevsim koşullarına, hem de "istihbarat eksikliği"ne dikkat çekerek, Gara operasyonunun başarısız olduğu konusunda hükümete yüklendiler...
FETÖ, operasyon, istihbarat!..
O halde Gara konusunda "istihbarat sıkıntısı"na da vurgu yapılmışken, akıllara şu sorular da gelmiyor mu;
FETÖ, devletin içindeyken kaç terör uzmanını cemaat müridi olmadıkları gerekçesiyle bertaraf etti, devlet ise "darbe"den sonra cemaatle ilişkili olan kaç istihbarat uzmanını sistemden çıkartmak zorunda kaldı?..
Cemaatin devletten temizlenmesi iyi oldu ama, IŞİD, El Kaide ve özellikle de PKK konusunda uzmanlaşmış güvenlik ve istihbarat elemanlarının yerleri hızlıca doldurulabildi mi?..
Yani devlet, PKK'yı çok yakından takip eden ve her koşulda izleyip bilgi alabilen istihbarat ağını halen koruyabiliyor mu?..
Evet; istihbarat birimleri son dönemde başarılı "nokta operasyonları" ile çok sayıda FETÖ'cü ve PKK'lıyı sınır ötesinde yakalayıp Türkiye'ye getirse de, 13 askerin kurtarılması sırasında, iki yüzbaşı ve bir astsubayın şehit olması, 3 askerin yaralanması ve kurtulmayı bekleyen polis ve askerlerin cansız bedenlerine ulaşılması ister istemez, "iktidar, TSK ve emniyette FETÖ'yü temizlemeye odaklanırken, devletin istihbarat ve kurtarma gibi, özel operasyon kabiliyeti de aksadı mı" sorusunu akıllara getiriyor!..
Gara, siviller, tehlike!..
PKK, binlerce kez yaptığı gibi Gara'da da silahsız sivilleri hedef alarak asıl yüzünü göstermiş oldu...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu işte bu yüzden Meclis'te milletvekillerine Gara operasyonuyla ilgili bilgi verirken, ilk kez bir rakam açıkladı ve örgütün 1984'ten bu yana 6021 kez sivilleri hedef aldığına dikkat çekti...
Gelelim Gara operasyonuyla ortaya çıkan bir başka açmaza... Yani, hem sınır ötesinde yoğunlaşan, hem de yöntem değiştiren şiddetin taarruz alanlarına ve örgütlenme sahalarına...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet liderlerinin Gara operasyonunu eleştirmesinin ardından öfkeli konuşsa da, terörün yarattığı tahribatla ilgili çarpıcı bilgiler verdi...
Gara'nın da masaya yatırıldığı önceki günkü kabine toplantısının ardından açıklama yapan Erdoğan'a göre,
Temmuz 2015'ten bugüne kadar sınır içinde ve dışında yürütülen operasyonlarda 401 asker, 403 jandarma ve 116'sı korucu olmak üzere, toplam 1259 güvenlik görevlisi şehit olmuş...
Yine bu dönemdeki terör saldırılarında 770 vatandaş yaşamını kaybederken, 5 binin üzerinde vatandaş da yaralanmış...
2015'ten bu yana PKK da büyük darbe almış... 12 bini ölü olmak üzere, etkisiz hale getirilen terörist sayısı 17 bin 750'ye ulaşmış...
Evet; hiç kuşkusuz AKP'nin "açılım" gafleti Türkiye'ye çok büyük zararlar verdi....

"Açılım"ın yolaçtığı "hendek" çatışmalarında yüzlerce güvenlik görevlisinin şehit olması da işte bu gaflet politikasının sonucu olarak ülkeyi ağır yaraladı...
İktidar bu sıkıntının devlete ve ulusa nasıl büyük zarar verdiği konusunda uyanmış olmalı ki, son 5 yılda PKK'ya karşı yürütülen operasyonlar örgütün eyleme geçtiği 1984 yılından bu yana bir kez daha zirve yaptı...
Peki; PKK'nın yurt içindeki militan gücünü yüzde 70 oranında enterne eden operasyonlar ve örgütün hem milis hem de siyasi kanadının kuşatılması PKK'yı Türkiye'nin gündeminden çıkarabilecek mi?..
Terör devlet sorunu...
Erdoğan'ın önceki gün kabine toplantısından sonra dikkat çektiği bir nokta var ki, yukarıdaki soruya da yanıt veriyor... Dedi ki Erdoğan;

"Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan 'terör koridoru'nu kırmak için de çok sayıda harekat gerçekleştirdik."
Bu açıklamanın hangi gerçeklere dayandığı sorusunu Suriye içlerine son 3 yılda yapılan 4 büyük harekatın sonuçları biraz yanıtlıyor ama asıl çıkmaz halen cevap arıyor;
PKK'nın güney sınırındaki "terör koridoru" tamamen ortadan kaldırılmadığı sürece, kan ve şiddet bu ülkenin gündeminden çıkar mı, iktidarın Suriye ve Irak sınırındaki tehdide karşı yeni ve etkili planları var mı?..
PKK Irak'ta; Kandil ve Sincar'da üslenmişken, Suriye sınırında konuşlanmışken, üstelik Suriye'de, örgütün etkin olduğu bölgede, ABD'nin "yeni bir üs" kurduğu medyaya yansımışken, iktidar da muhalefet de, terör yangınını siyasi tartışma konusu olmaktan çıkartarak, bir devlet-millet meselesi olduğuna odaklanacak mı?..
Son söze gelince; "terörün Güney koridoru" halen aktifken, Gara ve benzeri vahim sonuçlar tekrarlanırsa, yalnız devlet değil, AKP de bunun altından kalkamaz ve millete hesap veremez!..

Yazarın Diğer Yazıları