"Gazetecilik yan gelip yatma mesleği değildir"

Barış Pınarı Harekâtı'nın altıncı gününe girdik. Aklımda kalan laflar ve beynime yerleşen görüntüler karşısında ikilem yaşıyorum.

Önce tersten başlayayım. Filistin'in Arap Ligi'nde kullandığı kınama oyu canımı acıttı. Onun kadar KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın sözleri daha beterdi.

İçerideki kanı bozukları ise ciddiye almıyorum. Niyetleri belli. Her şeyleri bozuk.

Gururlarımız

Millî futbol takımının Fransa'da, varını yoğunu ortaya koyacağından şüphem yok. Bu ekibe bir ferdi sporcumuz katıldı; İbrahim Çolak. Jimnastik Dünya Şampiyonu oldu. Birincilik kürsüsünde İstiklal marşımız çalınırken verdiği asker selamı bir tık daha öndeydi.

Yatma meselesi

Erdoğan'ın vakti zamanında söylediği şu sözleri savaş muhabirleri için kullanmak istiyorum; "Gazetecilik, yan gelip yatma yeri değildir." Bunların arasında değerlendirme yaparken şu ana kadar öne çıkan ilk isim İsmail Umut Arabacı oldu.

İlk roketimizin ateşlendiği an kameraman arkadaşına öyle bir bağırışı ve havaya sıçrayışı vardı ki, asla unutulmayacak. Tam jeneriklikti.

Anılar

Davutpaşa'daki maytap imalathanesindeki patlama meydana geldiğinde Türk Medya Grubu'ndaydım. Tesislerimiz ile olay yeri arasındaki mesafe uzak değildi. SkyTÜRK (360 oldu) ekibi intikal edene kadar, biz çoktan fırlamıştık. Ölüler, yaralılar... CNNTURK taa Bağcılar'dan geldi. Bizimkiler neden sonra.

Kameramanı boş verdim. Adını vermek istemediğim bayan muhabir ful makyajlı. En çok da ayağındakiler dikkatimi çekti. Hanımefendi, itfaiyenin sıktığı sulara el kol hareketleriyle kızdığını belli etti. İtalyan olduğu belli çizmeleri ıslanmış diye seke seke yürüyordu.

Sinirlerim daha fazla bozulmasın diye çareyi geri dönmekte buldum. Bu hanımın şimdilerde program yapımcısı olduğunu söylemekle yetineceğim.

Fulya Öztürk

Hani adam olacak çocuk deriz ya, CNNTURK'te de bir bayan muhabir var. İlk izlediğimde mesleğin "atlet komple"si olduğunu anladım. Her yerde. Bir bakıyorsunuz deprem mahallinde. Bir bakıyorsunuz düşen havan mermileri arasında. İlk yorumumu tekrarlamak istiyorum; "Savaş Ay'ın dişisi."

Aferin Adanalıya. Boyu posu da pivot gibi. Hani bir laf vardır; "Kodu mu oturtur. Çok erkeği yere yapıştırır."

En iyisi

Körfez Savaşı başladığında Saddam mutluydu. Ordusunun ilerleme kaydettiğini Türk kamuoyuna göstermek istedi.

Medyamızın önemli yayın organlarından muhabirleri davet ettiler. Bunları götürecek uçak Ankara'ya indi. Biz de Kenan Akın başkanlığında bir ekip hazırladık. Ancak bunları başkente aktaracak THY uçağı rötar yaptı. Paniğe kapıldık. Kenan'ı yetiştirmek için geleneksel numaramızı çektik; "bomba ihbar."

Tanıdık biri

Kenan'ı uçağa yetiştirme öyküsünü, uzun yıllar İstanbul'da görev yapan arkadaşımız Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Mete Altan'ın ağzından aktarayım:

"İhbar var ya, ilk önce bagajları boşalttırdım. Uçağın her tarafını arıyoruz. Baktım ileriden biri koşarak geliyor; "Bizim Kenan." Arkadaşlara bagajları yerine koyun işareti çaktım. Kenan yüzünü kapatıp yanımdan geçti. Uçağa bindi.

Şeytan bir ara dedi ki uçağı kaldır onu dışarıda bırak. Tercüman ekibi geldi aklıma yapamadım. Tabii kulaklarını da az çınlatmadım." Bu çınlatmaların hangi manada olduğunu anlamışsınızdır.

Savaş devam ederken, çekilen film karelerini ilk önce Kenan Akın getirdi. Merhum Rafet Hüner daha sonra döndü. Açıkça belirtmeliyim ki Kenan birlikte çalıştığım en iş bitirici savaş muhabiridir. Hemen her konuda aynı başarıyı göstermiştir.

"Çek Tancan" -Baltalı- demeleriyle hep manşete çalışmıştır.

Boksta kadınlar geliyor

Rusya'nın Ulan Ude kentindeki Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda üç sıklette final yaptık. TRT Spor'da yayınlanan müsabakalar Serkan Yetkin'in anlatımıyla ekrana geldi. Son gün bir de yorumcu vardı; "Orhan Ayhan." Üstat boksun gelmişini geçmişini bilen tek isim. Yorum değil adeta resital yapıyor. Örneğin kaybedeceğimizi anladığı an herkesi bu sonuca alıştırıyor.

69 kiloda Busenaz Sürmeneli Çinli rakibini evire çevire dövüp altın madalyayı kazandı. 51 kilo Buse Naz Çakıroğlu ile 81 kiloda Elif Güneri gümüş madalyada kaldılar.

Ben olsam Orhan Ayhan ve Serkan Yetkin'i hemen olimpiyat kafilesine dahil ederim. Bir de yanlışlığı düzeltmek istiyorum. Boks müsabakalarının niçin tamamı verilmedi. Arada Erbatur Ergenekon ve Serkan Akkoyun'un sinema eleştirilerini dinlemek zorunda mıydık?

GÜNÜN SÖZÜ

Ehven-i şer, şerlerin en muzırıdır. ATATÜRK

 

Yazarın Diğer Yazıları