Gebze- Halkalı hattı İstanbul'u rahatlattı

Gebze- Halkalı hattının açılmasıyla İstanbul yeniden banliyö trenine kavuştu. Yaklaşık 6 yıllık hasret sona erdi.

Trenin tarihi, ortaya çıkışı 1800 yıllarda İngiltere'dir. Tren ilk önceleri maden ocağında kullanılan maden çıkarma aracıymış. Sonraları yük taşıma ve teknolojik buluşlarla insan taşıma aracı özelliğine getirilmiştir. Sonra da tüm dünyaya yayılmıştır. Tren yolculuğu ayrıcalıktır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma ve Alt Yapı Başkanı Cahit Turhan, siyasetçiler, basın mensubu ve kalabalık vatandaş tarafından Gebze-Halkalı demir yolu banliyö hattı açılışı gerçekleşti.

Mesafeleri kısaltan, konforu ve rahatlığıyla İstanbullulara ilk günden trafiğe bir nebze çözümü kesin olacaktır, yükü alacaktır.

Hatta bu bile İstanbul nüfusuna yetmez diyenler de var.

Evime çok yakınlığından ilk yolculardan biri de bendim.

İlk günden Sirkeci-Halkalı hattında gidip geldim.

Kontrol ve güzergâh takibi incelenmekte. Bakışlar ve konuşmalardan anlıyorum. Vatandaş teftişte.

İnsanlar memnun. İnanın tren yolculuğunu özlemişiz.

Tüm yolcular gibi, ben de kısa mesafede trafiksiz yolculuktan çok keyif aldım. Rahat yolculuk yaptım.

Sirkeci garında kurulan yöresel gıda tanzim yerini gezdim.

Her memleketin yemek kültürü ve lezzetiyle karşılaştım. Küçük bir alışverişimi yaptım.

Geri dönüş için evimin yolunu tuttum.

Duraklar aynı yerlerinde. Güzergaha birkaç eklemeler ve çıkarmalar dışında tarihî tren yolcuğu kaldığı yerden devam ediyor. Mesafeler, merdiven iniş ve çıkışlar gayet başarılı. En önemlisi, çocuk, yaşlı ve engelli vatandaşlarımıza özel hizmet var.

Bir grup anılarını paylaşıyor. Bu yolların dili olsa da konuşsa diye başlayan yolcu "Bütün duygularımıza şahitlik etti. Bizlerle yaşlandı yollar. Eskidi raylar.

Acı, sevinç, keder, hüzün, ayrılık, kavuşma, hasret, aşk, mutluluk, askerlik, düğün dernek, gençlik yıllarımız, işe gidiş dönüş, hep buradandı. Tren bizim arkadaşım şahidimiz oldu." deyince arkadaşı ile karşılıklı sohbet başşlıyor:

-Haydarpaşa, Sirkeci garına az gitmedik. Ben jetonu atana kadar treni kaçırdığım çok oldu. Bazen geç kalırdım.

-Bilmez miyim. Hepimiz yaşadık. Bazen tren bozulmuş diğer durakta haberi gelirdi. Moralimiz sıfırlanırdı. Saatlerce beklediğimiz olurdu. Mecburduk. Başka vasıta yok. Ne yapacaksınız. Beklerdik.

-O zaman öyleydi. Ne günlerdi bee..

-Efsane geri döndü.

-Çoluk, çocuk, ailecek bayram, özel günlerde hep bu duraktaydık. İlk bayramlaşma burada başlardı. Bütün mahalle, semt burada buluşurdu. Herkesle göz aşinalığı olurdu.

-Boşuna İstanbul ve tren; şarkılara, türkülere, resimlere, kitaplara, şiirlere, hayatımıza, anılara konu olmadı. Yaşanmışlıklar çok

-Ah ah anılar, gençlik, geçen yıllar...

Yine bir grup...

-Keşke daha önceden açılsaydı.

-Geç açtılar. Seçime yakın her şey tamamlanmaya çalışılıyor. Hafta sonuna kalmadan açsana millet bıkmış trafikten, kuyruktan. Doldu bile.

-Keşke altı ay, bir sene önce açılsaydı. İsteselerdi açabilirlerdi.

-Zamanı varmış. Öyle dediler.

-Zaten bu Çorlu'daki kazadan sonra çok titiz sıkı takip işleri götürdüler. Hızı yüksek.

-Bizim komşu orada çalışıyor. Işıkları hep kontrol etmişler. Bilgisayar odaları yapmışlar. Hep işçi almışlar oralarda çalışıyormuş.

-Marmaray deniz bağlantılı yolda kontrol varmış. Hep kamera sistemiyle takip ediyorlarmış.

-Ee Allah muhafaza hepimiz yakın güzergâh diye kullanıyoruz. Hepimizin başına bir şey gelse sorumluluğu büyük o yüzden.

-Sıkı takip yapacaklar tabii. Yapmalılar da.

-Canımız emanet. Allah kolaylık versin...

Bu minval konuşmalar memnuniyetiyle, eleştirisiyle uzayıp gidiyor.

Evet büyük konforuyla geri gelen trenin artık hayatımızda büyük yeri var.Yolcular artık kısa sürelerde trafiğe takılmadan istedikleri güzergâha gidebilecekler.

Vagondaki eden bir başka grubun sohbet konusu da tren yolculuğu:

-Üsküdar-Sirkeci hattı yıllar öncesiyle kıyaslandığında akrabamıza yılda bir zor gidiyorduk. Yollarda perişan olurduk. Şimdi ziyaretçi sayısında teknolojinin gelişmesiyle birlikte büyük değişiklik yaşanıyor. Çok kalabalık olmasa iyi olacak. Tıkış tıkış olsa da... Sirkeci'den Üsküdar'a geçiş yapıp. Kızkulesi'nin keyfini çıkarabiliyoruz.

-Önceden nerdee. Ayrıca Avrupa'dan ve Anadolu yakasına geçişlerde büyük kolaylık.

-Ek seferler çoğaltılmalı.. 

-Bostancı'dan bir saat sürmeden Bakırköy'deki ofiste, işimde oluyorum. Ev değişiklik düşünmeden, trafiğe takılmadan tek vesait  işsizlikte, iş imkanımız da çoğaldı.. 

Konuşmaları uzayıp gidiyor. Özetle; İstanbul'a tren geldi hoş geldi... Mutlu pazarlar.

 

Yazarın Diğer Yazıları