Geçmişe kapı aralayan Gündelik Yaşamın Arkeolojisi sergisi sanatseverlerle buluştu

Geçmişe kapı aralayan Gündelik Yaşamın Arkeolojisi sergisi sanatseverlerle buluştu
Anadolu ve çevre uygarlıklarında gündelik yaşamı ele alarak, 9 bin yıllık geçmişe kapı aralayan "Gündelik Yaşamın Arkeolojisi" sergisi açıldı. Rezan Has Müzesi'ndeki sergide, milattan önce 6500 ve milattan sonra 1300 yıllarını kapsayan günlük hayata dair yaklaşık 400 parça yer alıyor.

Anadolu ve çevre uygarlıklarında gündelik yaşamı ele alarak, 9 bin yıllık geçmişe kapı aralayan "Gündelik Yaşamın Arkeolojisi" sergisi açıldı.

400 PARÇA ESER VAR

Rezan Has Müzesi'ndeki sergide, milattan önce 6500 ve milattan sonra 1300 yıllarını kapsayan günlük hayata dair yaklaşık 400 parça yer alıyor.

Anadolu'yu oluşturan, Türk kültürü ve geleneğinde de iz bırakan uygarlıkların sıradan günlerine de bir bakış atan sergi, aynı zamanda neolitik dönemden Selçuklu'ya dek uzanan "Toprağın Mirası" sergisinin devamı niteliğinde olan bir çalışma olarak ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Sergiye ilişkin açıklamalarda bulunan Rezan Has Müzesi Koordinatörü Zeynep Çulha, serginin 3 bin parçalık müze koleksiyonun içinden gündelik yaşama ait parçaların seçkisiyle hazırlandığını belirterek, sergide yer alan eserlerin Anadolu uygarlıklarının gündelik yaşamına ışık tuttuğunu söyledi.

20201021-2-44943752-59073071-web-1-003.jpg

SELÇUKLULAR'A KADAR UZANIYOR

Çulha, "Gündelik Yaşamın Arkeolojisi" sergisinin neolitik dönemden Selçuklu'ya dek uzanan yaklaşık dokuz bin yıllık bir yaşam öyküsünü ele aldığına dikkati çekerek, "Bu sergi aslında bir önceki 'Toprağın Mirası' sergisinin devamı niteliğinde. Hem de geçen sene açmayı planladığımız fakat pandemi nedeniyle fiziksel olarak açamadığımız 'Kayıp Dillerin Fısıldadıkları" sergisine de göz kırparak o sergiyi de buna dahil etmek istedik. O sergimiz de online olarak internet sitemizde yayınlanıyor. Sergimizin ismine Gündelik Yaşamın Arkeolojisi dedik. Çünkü kesintisiz bir arkeolojiye sahibiz ve teşhiri de aynı üslupla yaptık." dedi.

Neolitik dönemden başlayarak Selçuklu'nun sonuna kadar geldik diyen Çulha, "Sergiye başlarken ilk eser olarak bir adakla başlamak istedik ki sağlık ve iyi niyetle olsun. Bu hiçbir zaman değişmedi, 9 bin yıl önce de böyleydi, bugün de öyle. Koleksiyonumuzun içeriği genelde Anadolu coğrafyasını kapsıyor ama tabii ki Anadolu'ya paralel yakın uygarlıklardan da eserler görebiliyoruz. Değişimlerin fark edilebilmesi ve anlaşılabilmesi açısından farklı dönemlerde kullanılmış aynı araç ve gereçleri özellikle sergiledik. Her döneme ait kandiller, buhurdanlar ve kaseler koymaya çalıştık. Bu da sergiyi izleyen sanatseverlerin dönemler arasındaki estetik anlayışın değişimini görmesi açısından önemsediğimiz bir durumdu." diye konuştu.

Sergi, yemek pişirilen, su, şarap, zeytinyağı konulan, içinden yemek yenilip, içeceklerin servis edildiği kaplara, mezarlara armağan olarak bırakılan eşyalara ve sunulan adaklara kadar olan eserlerle, bu coğrafyada oluşan hafızanın gündelik yaşama etkisine de ışık tutmayı amaçlıyor.

GÜNDE 3 KEZ AÇIK

Günde 3 kez, 11.00, 13.00 ve 15.00'te düzenlenecek sergi turları, sınırlı sayıda katılımcıyla yeni tip korona virüs (Covid-19) tedbirlerine uygun olarak yapılıyor.