Geleneksel kültürümüzde renkler

Doğada tüm canlılar korunmak, ilgi çekmek vb. amaçlarla renklendirilmişlerdir. Bu işlevi de önemli ölçüde güneş yerine getirmiştir. Güneş ışınlarının yardımıyla çiçeklerin açtığı, bitkilerin büyüdüğü, meyvelerin olgunlaştığı bilinmektedir. İnsanların da ırklarına ve yaşadıkları coğrafi yöreye göre beyaz, sarı, siyah, kahverengi gibi çeşitli ten renklerine sahip oldukları bir gerçektir. 

Güneş ışınları bilim dünyasınca kanıtlanmış yedi renge sahiptir. Bunlar mor, lacivert, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızıdır.

İnsan ruhsal ve bedensel sağlığını korumak amacıyla ışık ve renklerden yararlanma yollarını aramış, Türk kültür yapısında renkler, belirli anlamlar kazanmış, öz anlamının dışında çeşitli amaçlarda kullanılmıştır. Buradan hareketle her rengin ayrı bir rahatsızlığı tedavi etme özelliği olduğu kanısı yaygınlaşmıştır.

İnsan psikolojisi olarak turuncu, sarı, kırmızı gibi sıcak renklerin gözde ve ruhta tatlı ve sıcak etkiler bıraktığı, soğuk renklerin ise yorgunluk ve bitkinlik hali aşıladığı görüşü yaygındır.

Anadolu Türk kültüründe renkler yön anlamında kullanılmıştır.

Ege denizi aslında Akdeniz''dir. Bu denizin adı yüzyıllar boyu Akdeniz ya da Akdeniz''in uzantısı olarak Adalar Denizi biçiminde kullanılmıştır. Bu nedenle Akdeniz sözü burada batıdaki deniz anlamındadır.                

Orhun yazıtlarında kitabelerin bir yerinde Kök Türk sözüne rastlanır. Buradaki kök, gök olarak bilinen mavi rengin açık tonudur. Bu söz Türk kağanlığının doğu tarafını işaret için kullanılmıştır.  

Hun devletinin batıdaki bölümünün adı da Ak Hunlar biçiminde geçmektedir. Avrupa''ya yürüyen Hunlarsa Kuzey Hunlarının devamı oluşları nedeniyle  Kara Hunlar diye bilinir.

İnsanın renkler âlemine yönelmesi sarı-yeşil-mavi ve kırmızı olan dört temel mutlak ton sayesinde gerçekleşmiştir. Toprak yeşil, hava sarı, ateş kırmızı su da mavi olarak kabul edilmiştir.

İnsanları bir araya getiren, onların ortak değerlerde birleşip bir ulus olmalarına etki eden değerlerin başında renkler gelir. Bayrağımızdaki kırmızı ve beyaz Türk halkını bir bayrak altında toplayan renklerdir. Renklerin değişik anlamlar ifade etmesi ise mitolojiden de kaynaklanmakla birlikte uygarlıkla ilgilidir.

a - Beyaz (Ak)

Tüm renklerin toplamını ifade edip renklerin anası olarak bilinen beyazın, Türklerin şamanizm etkisi altında kaldığı dönemden kaynaklanan güçlülük, ululuk ve adalet kavramını içerdiği görülmektedir.

İnsan ruhu üzerinde mutlak bir sessizlik etkisi yapan, aynı zamanda  tarafsızlığın rengi olan beyazın giyimde kullanımı saflığın, temizliğin ve masumiyetin ifadesidir.

b - Kırmızı 

Halk arasında al ve kızıl adları ile de bilinen kırmızı renk genel kültürümüzde heyecan, kudret ve akıncılığın sembolüdür. Cesaret, hayatta kalma ve hayat verme unsuru olarak bilinen kırmızı, kan rengi olup yüzyıllar boyu tehlikenin simgesi olmuştur. Trafik ışıklarında  dur sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur.

Kırmızı, eski çağlarda yaşamın yenilenmesi olarak düşünülmüş, yontma taş ve cilalı taş dönemlerinde gömütlerde bulunan kemiklerin kırmızı renge boyanmış olmasının nedeni buna bağlanmaktadır. 

Kırmızı güneşin doğuşunda ve batışında büründüğü renk olduğu için Türkmenlerce kutsal sayılmıştır. Eski devirlerden beri Türk hakanlarının al bayrak kullanması ateş kültü ve koruyucu ruh inancına dayanmaktadır.

c - Mavi (Gök renk)

Renklerin en derini olup Türk kültüründe genellikle Gök olarak söylenen bu renk insanlık tarihinde kutsa sayılan göğün ve suyun simgesidir. Bilincin, gerçeğin, uyumun, sakinliğin ve umudun rengi olan mavi, sonsuzluğu, türeyişi ve rahatlığı belirleyen huzur veren bir renktir. Mavi rengin tedavi edebildiği bazı hastalıklar da bağırsak düzensizliği, katarakt, su çiçeği, ishal, baş ağrısı, kaşınma ve sarılık olarak sayılabilir.

d - Yeşil

Sarı rengin sıcaklığı, mavi rengin sakinlik ve huzurunu bünyesinde barındıran yeşil, doğa rengi olup doğada ağaçların, bitkilerin sembolüdür. İslâmiyetle kutsallık kazanan yeşil, Osmanlı sancaklarında uzun süre kullanılmıştır.

Yeşil, ilkbaharda çimenlerin açık yeşilinden ormanların koyu yeşiline her tonu yatıştırıcı, iyileştirici, huzurlu ve sakinleştiricidir. Yeşil renkle de tedavi edildiği söylenen bazı hastalıklar bulunmaktadır. Bunlar, başta sinirsel rahatsızlıklar olmak üzere ülser, tifo, karın ağrısı, sıtma ve astımdır.

e - Sarı

Temel olarak neşe ve keyif verici bir renk olan sarı, Türk kültüründe yön bildirme açısından dünyanın merkezinin sembolüdür.

Sarı, ruhsal kusursuzluğu, huzur ve dinlenmeyi temsil eder. Sarı tonlu meyve ve sebzelerin, bağırsaklar için iyileştirici etki yapan ve sinirleri sakinleştiren bir eğilim gösterir.

f - Kara (Siyah)

Işığın yokluğunu temsil eden kara sözcüğü, beyazın tersi olup cenazelerde kullanılan kumaşın rengidir.

Kara simgesel olarak suskunluğu, korkuyu, karanlığı, kaybı ve yaşamın yokluğunu temsil eder.

Türk kültür ve sosyal yaşamında kuzeyin işareti olmuş bir sözcüktür. Kara yel dendiği zaman kuzeyden esen rüzgâr, Kara Deniz dendiği zaman da kuzeydeki deniz anlamları ifade edilmektedir. Hacerül Esved taşının siyah oluşu nedeniyle, Kâbenin üstüne siyah örtü örtülür.

Anadolu halkının tavrı siyaha karşı sürekli olumsuz olmuştur. Halk inancında karayılan, kara kedi, kara köpek uğursuz olarak nitelendirilir. Kara ağaçtan beşik ve gelin sandığı yapılmaz. Atasözlerimizde: Kara haber tez duyulur. Karadan öte renk yoktur. biçiminde, deyimlerimizde de: Kara bela, kara bağlamak, kara cahil vb. ifadelerle kullanılmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları