Gelişmişlik büyük havaalanı yapmakla mı oluyor?!

Geçtiğimiz hafta, yeni havaalanını deneyimleme fırsatım oldu ve bunun üzerine birkaç düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim… Doğruya doğru, kapıdan girişte etkileyici bir mimariye sahip olduğu yadsınamaz bir yapı olmuş. İçeri doğru yürürken yüksek tavanı ve modern mimarisi gerçekten etkileyici…

İtiraf etmek lazım, havaalanına adım atıldığında ilk intiba insanı gururlandırmıyor değil. "Vay be" diyorsunuz… Aynı etkiyi dışardan gelene de yaptığını umarak bir göğüs kabarması yaşıyorsunuz…

Peki, bu bir gelişmişlik göstergesi mi? Acaba büyük havaalanımız var diye iftihar mı etmeliyiz?

Seyahatim sonucu vardığım, tüm gelişmişlik listelerinde en üst sıralarda yer alan, Kuzey Avrupa ülkelerinin hiçbirinde böyle şaşalı havaalanları yoktu.

Evet İstanbul kadar turist çeken yerler değil, dolayısıyla büyük havaalanlarına ihtiyaçları yok ama isteseler, sahip oldukları ekonomiyle en şaşalı havaalanlarını pek ala yapabilirler, değil mi?.. Ama yapmıyorlar.

Onun yerine kaynaklarını eğitime harcıyorlar…

Mesela, 98 milyon Euro'ya halk kütüphanesi yapmayı tercih ediyorlar…

Şaşalı, cafcaflı havaalanına sahip olmak umurlarında değil. İşlevselliğe bakıyorlar. Mantık basit: İş görüyor mu? Evet görüyor. O zaman yenisine gerek yok.

Bizde ise özellikle son 10 yıldır bitmek bilmeyen "yık yenisini yap sonra ben yaptım" de mantığı ön planda ve bu "ben yaptım" deme hırsı için de kaynaklar heba edilmekte.

Kaldı ki, Kuzey Avrupa ülkelerinin belki bizimki kadar büyük ve ihtişamlı havaalanları yoktu ama havaalanlarını, şehir merkezine bağlayan raylı sistemleri vardı. Hatta havaalanı ve merkez olmak üzere yalnızca iki durak arasında sefer yapan hızlı trenleri dahi mevcuttu.

Bizde ise şu an yolcu kullanımına açık bulunan iki havaalanı da şehir merkezinden oldukça uzak olmasına rağmen herhangi bir raylı sistem mevcut bile değil…

Neymiş, demek ki gelişmişlik ölçüsü havaalanı büyüklüğü ile olmuyormuş… Büyük havaalanı yapmak marifet değil... Gelişmişlik, başka kıstaslara tabi...

Ancak yine de böylesine büyük ve modern bir mimariye sahip yapıyı gördükten sonra akla şu soru gelmiyor da değil: Havaalanında bunu yapıyorsak, demek ki yüksek teknolojili okullar, halk kütüphaneleri, kültür merkezleri, yapay zekâlı ürünlerle donatılmış fabrikalar ve dahasını da yapabiliriz… Neden yapmıyoruz?

Mesele gerçekten halka hizmet etmek olduğunda, başka çıkarlar güdülmediğinde her şeyi yapmak mümkün... Yeter ki istenilsin...

***

İŞLEVSELLİK PROBLEMİ

Havalimanının yapılacağına dair ilk duyurudan açılışına kadar pek çok şey söylendi: Kuzey ormanlarının önemli bir kısmını yok edeceği, kuşların göç rotasının üzerinde bulunduğundan tehlike arz ettiği, rüzgâr yoğunluğu yüksek bir bölgede oluşu, göletlerin doldurulmasıyla yapıldığından çökmeler yaşanabileceği… Hepsi ve daha fazlası teker teker tartışıldı.

Ancak böylesine büyük bir kullanışlılık sorunu yaşanacağını zannedersem kimse beklemiyordu...

Uzmanlık alanım mimarlık değil; ancak havaalanındaki deneyimimden yola çıkarak neden dev gibi tek bir bina yerine, birkaç terminal yapılarak daha kolay bir kullanım sağlanmadığını oldukça merak ediyorum.

Uçağa binilecek kapıya gitmek uzun bir yol kat etmeyi gerektirse de bavullarınızı almak için yürümeniz gereken mesafeyi görünce, uçak kapısına giderken yürüdüğünüz mesafe kısa kalıyor. Bavulunuzu almak için adeta tüm havaalanını dolaşmanız gerekiyor. Engelliler ve yaşlılar yandı!

Yolcuların yaşadığı bu mesafe problemini uçaklar da yaşıyor. İnen uçakların körüğe yanaşması 20-25 dakikayı buluyor...

Evet havaalanı büyük ama bir yanlışlık var. Büyük olması, kapasiteyi arttırmak, böylece kalabalık nedeniyle yavaşlayan hizmeti hızlandırmak içindi; ama büyüklük yüzünden daha farklı bir açıdan hız problemi ortaya çıktı.

"Dünyanın EN büyük havaalanı" söylemi ile tanıtıldı; dünyanın 4. büyük havalimanı olduğu ortaya çıktı. "EN büyük kapasite" dendi; Dubai'deki havaalanı inşaatı sona erince en büyük kapasite hayali de çöp olacak. EN kullanışlı, EN hızlı desen; hiç değil. Sanırım yine "itibardan tasarruf olmaz" mantığıyla bu havaalanı da ancak "EN şaşalı" unvanını alacak!

 

Yazarın Diğer Yazıları