Gizli hesaptaki paralar!..

CHP Adana Milletvekili ve Kit Komisyonu Üyesi Orhan Sümer, Sayıştay raporlarındaki çok çarpıcı bir bilgiye dikkat çekmiş...

Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde Avrupa Birliği Fonlarından birçok okul ve öğrencinin yararlandığını, bakanlığın Avrupa Birliği projelerinden alınan hibelerle büyük kaynaklar elde ettiğine dikkat çekmiş Sümer...

Peki ne kadarmış bu kaynak?.. Tam 1 Milyar 150 Milyon Euro...

Sümer diyor ki, 2019 yılı sonu itibarıyla bu kaynağın 510 Milyon Eurosu harcanmış... Peki ya gerisi?..

İşte bu sorunun yanıtı hem vahim hem de çok kuşkulu!..

Çünkü Orhan Sümer'in şu sözleri çok düşündürücü; "Bakanlık bütçesinden ayrı olarak elde edilen, milyonlarca Euro'luk gelirin bankalarda açılan özel hesaplarda tutulduğu ifade edilmektedir... Bu hesapların sayısına, türlerine ve büyüklüklerine ilişkin veri bulunmamaktadır."

CHP'li vekil, Tayyip Erdoğan'ın İbn Haldun Üniversitesi açılışında yaptığı, "18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı, ancak eğitim ve kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum" şeklindeki sözlerini boşuna anımsatmamış...

Hem AB'nin gizemli fonlarına hem de eğitimde kangrenleşmiş

sorunlara devlet yetkililerinin açıklamaları ve Sayıştay raporlarındaki bilgiler üzerinden dikkat çeken Sümer, meselenin kaynağına da şöyle işaret etmiş;

"18 yılda 7 kez Bakan, 17 kez sistem değiştiren, atanamadığı için intihar eden öğretmenleri olan, üniversiteli işsizler ordusu bulunan, öğretmenleri ek iş yapmak zorunda kalan ülkenin cumhurbaşkanı; eğitim ve öğretimde istediğimiz ilerlemeyi sağlamadık dedi.

Peki sorumlusu kim?..  Öncelikle bunun cevaplanması gerekir."

CHP'li Sümer yanıt bekliyor...

Evet; Türk eğitim sistemi, öğretmen, altyapı, strateji ve müfredat konusunda vahim sorunlar yaşarken, okul-öğretmen sıkıntısı bir türlü giderilemezken, Avrupa fonlarından gelen milyarlarca lira nerede?..

Nedir bu; sayısı, türü, içeriği açıklanmayan devasa para hesaplarının üzerindeki giz perdesi?..

Sözde "sivil toplum örgütleri"ni eğitim sistemi içinde daha aktif hale getirmek için, tarikatlara cemaatlara ya da başka alanlara mı gidiyor bu para?..

Sakın ola kimse, "olur mu hiç" demesin... Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıldan itibaren tarikat ve cemaatlerin, "sivil toplum çalışmaları" adı altında, eğitim camiasında daha aktif olması için genelgeler yayınlamadı mı?..

Milli Eğitim Bakanlığı, Sayıştay raporlarındaki gizli ya da özel hesaplara dikkat çeken Orhan Sümer'e bir an önce yanıt vermeli, yurt dışından eğitime destek için gelen paraların akıbetini açıklamalı...

Aksine; Sayıştay raporuna göre, çoğu henüz harcanmamış milyarlarca liralık AB fonlarından kimlerin fonlandığı gibi bir kuşku ortaya çıkar ki, sessizlik ve gizem bu kuşkuyu büyütmeye devam eder!!!

Sofradaki teröristler!..

Asayiş vakalarında gözaltı ve tutuklamaların bile sosyal medyadaki tepkilere dayanılarak gerçekleşebildiği bir ülkede, sadece hukukun uygulanması değil, toplum sağlığının korunması ve piyasa denetimi uygulamaları da göstermelik oldu artık...

Corona denen illet memleketi sarsmaya başlayınca, Türkiye'de eğitimden medyaya, ulaşımdan turizme kadar birçok sektör çökerken, bazı sektörler de, fırsat bu fırsat diyerek köşeyi döndü...

Bunların başında sağlık, temizlik ve gıda maddesi satanlar geliyordu...

Corona kaynaklı sokağa çıkma yasakları nedeniyle milletin gıda depolamak zorunda kaldığı dönemde, her üründe stokçuluk yapan vurguncular, piyasadaki denetimsizlikten de yararlanarak, temizlik ve gıda başta olmak üzere, yüzlerce kalem ürüne yüzde 50 ile yüzde 400 arasında zamlar yaparak milletin kanını emmeye başlamışlardı...

Şimdi bir de altın ve dövizdeki sarsıcı yükseliş piyasa vurguncuları için yeni bir bahane oldu...

İşte, hafta başında Türkiye'nin her köşesinde şubeleri bulunan yaygın 5 markette küçük çaplı bir piyasa araştırması yapınca gördüm ki, Türk halkı sistemli olarak soyuluyor, meydanı boş bulanlar insafsızca zam yağmuruna devam ediyor...

Bu ülkede, artık 10 çeşit ürünü bir hafta arayla aynı marketten alan yurttaşlar, yüzde yirmi oranında fahiş zamlarla karşılaşıyorlar...

Bu zamların nasıl sistematik hale geldiğini kanıtlamak için aynı ürünleri aynı marketlerden alan yurttaşlar, alışveriş fişlerini internetten yayımlayarak, devletin yerine hem denetim yapıyorlar hem de fırsatçıların yolaçtığı zam rezaletlerine dikkat çekiyorlar...

24-ekim-2020-mehmet-farac-001.jpg

Varank, Pekcan, Soylu...

Corona salgınını ve dolar çılgınlığını fırsat bilerek milleti soyan gıda toptancıları, marketler, tüccarlar ve aracılar devletin meydanı boş bırakmasının keyfini yaşıyorlar, vurgun üstüne vurgun yapıyorlar ve halkın sofrasından her gün bir parça ekmek daha eksilirken, devletin bu başıboşluğu seyretmesini de adeta alkışlıyorlar...

AKP iktidarının milletvekilleri ve bakanları çarşıya-pazara çıkıyorlar mı, marketleri dolaşıyorlar mı, fiyat anarşizminin nasıl utanç verici ve mide bulandırıcı bir hale geldiğini görebiliyorlar mı acaba?..

Bu köşede hangi ürüne ne kadar zam yapıldığını anlatmaya gerek yok, herkes farkında...

En az on milyon insanın açlık sınırında yaşadığı bu ülkede, toplumun her bireyi marketlerdeki fiyat terörünü iliklerine kadar hissediyor ve "devlet nerede" diye sormaya devam ediyor ama nafile...

Nasıl yani; Sanayi ve Ticaret bakanlıkları olayı seyrediyorsa, tıpkı çetelere olduğu gibi stokcu, fırsatçı ve karaborsacı ahlaksızlara yönelik operasyonu da İçişleri Bakanlığı mı yapmalı?..

Sanayi Bakanı Mustafa Varank ya da Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, kim müdahale edecekse bir an önce etsin piyasadaki rezaletlere...

Çünkü memur ve emekliye utanç verici zamlar yapmaya hazırlanan iktidar, milleti adeta açlığa sürükleyen bu zam çetelerine bir an önce el atmazsa, daha çok insan çöplüklerde yiyecek aramak zorunda kalacak...

Kim başını kuma gömerse gömsün ama; bilsinler ki, sofralara dadanan karaborsacı-kazıkçı zam teröristleri ve devletin duyarsızlığı yüzünden halk burnundan soluyor...

 

Yazarın Diğer Yazıları