Görevi ABD vermişse harekâtın hedefi ne?

Deniz Zeyrek, Sözcü'de, 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel ile 4. Komando Tugay Komutamı Tuğgeneral Mustafa Barut'un, Fırat'ın doğusuna düzenleneceği konuşulan harekât konusunda siyasi iradeyle anlaşamadıkları için pasif göreve alındıkları ile ilgili duyumlarını yazdı.

Bu satırları yazmaya başladığım ana kadar konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı. Sükût, ikrardan gelir...

***

Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar'ın mesajları da haberi teyit ediyor.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde TSK'nın komuta kademesi ile yılın son gecesinde Süleyman Şah Türbesi ile Kilis'teki Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanlığı'nda denetleme ve incelemelerde bulundu. Akar'ın telefonla görüştüğü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sizler nasıl ki Cerablus'ta, Afrin'de bir tarih yazdınız, bundan sonraki süreçte de inşallah bu süreç aynı kararlılıkla devam edecektir. Birçok spekülasyonlar olmakta... Sakın bu spekülasyonları kulağınıza takmayın. Bizler inanıyoruz, inandığımız için üstünüz. Bundan hiçbir taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Sizlerin inancı, imanı inanıyorum ki birçok zaferi de arkasından getirecektir." dedi.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ise bölgedeki birliklerin komutanlarıyla yaptıkları toplantıda konuştu ve şöyle dedi:

"Bazı yerlerde çukurlar, hendekler, mevziler hazırlanıyor, kazılıyor. Yeri ve zamanı geldiğinde kazılan çukurlara da hendeklere de bu teröristlerin hepsini, Türk Silahlı Kuvvetleri gömmeye muktedirdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. DEAŞ ile mücadele devam ediyor. Bu konuda en son Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Trump ile yaptığı görüşmenin sonucu olarak bu DEAŞ mücadelesinde Türk Silahlı Kuvvetleri bir görev, sorumluluk almıştır, vazife üstlenmiştir. Bunu da hep birlikte çalışmak suretiyle etkili bir şekilde yerine getireceğiz önümüzdeki günlerde..." 

***

Bilindiği gibi IŞİD'in bulunduğu Deyrizor, PYD/YPG'nin hâkim olduğu 500 kilometre uzunluğundaki bölgenin altında kalıyor. Yani IŞİD'e karşı bir kara harekâtı yapmak, ancak PYD/YPG'yi bölgeden temizledikten sonra mümkün olabilir.

Deniz Zeyrek, ise askerî kulislerde harekât ile ilgili şu itirazlarla karşılaştığını ifade etti:

"Karşıdaki tehdit, Fırat Kalkanı bölgesi ve Afrin'deki tehditten farklı. ABD'den büyük destek alıyorlar, daha donanımlı ve eğitimliler.

İki harekâtta sağlanan uluslararası destek, burada tam olarak sağlanmadı. Hem ABD hem Rusya karışık mesajlar veriyor.

Mevsim ve coğrafi koşullar dezavantaj olarak karşımızda. Bu durum 'en az kayıpla harekât' hedefine zarar verebilir.

ABD, dar kapsamlı bir kontrollü bir harekât için Türkiye'ye IŞİD ile savaşını yüklemeye çalışıyor. Sınırımızdan çok uzakta bir bölgede IŞİD ile savaş, Türkiye'nin zorunluluğu değil."

***

Emekli tuğgeneral Nejat Eslen ise Odatv'deki yazısını, Carl von Clausewıtz'e ait "Savaşta neye ulaşmayı ve savaşı nasıl uygulamayı amaçladığını açıkça belirlemeden kimse savaşı başlatamaz, başlatmamalıdır. Bunlardan birincisi politik amaç, ikincisi ise harekâtın hedefidir." sözüyle bitirdi.

Harekâtı bilfiil yönetecek komutanlar, hangi hedefe ulaşacaklarını bilmek istiyor. IŞİD, zaten ABD'nin organize ettiği bir örgüt. PYD/YPG de Amerikan silâhlarıyla donatılmış ve Amerikan özel kuvvetleri tarafından eğitilmiş bir ordu haline geldi. Şimdi bu örgütleri, ABD'nin hâlâ desteklediğini bile bile, üstelik ABD'nin isteği ve zamanlamasıyla yapılacak harekâtla Türkiye hangi hedefe ulaşacak?

Türkiye, Suriye'de bir ABD tuzağına düşürülüyor olamaz mı? Üstelik Putin de Trump-Erdoğan görüşmesinden sonra Moskova'ya heyet gönderilmesine rağmen randevu vermedi! Rusya, Türk ordusunun harekâtı sırasında Suriye'nin hava sahasını açmasını sağlayacak mı bu da belli değil...

Bu durumda sırf ABD istiyor diye harekât yapılırsa sonuç alınabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları