Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri uzun süredir biliniyordu, ancak son yıllarda yapılan kapsamlı bilimsel çalışmalar, bu çevresel tehdidin göz sağlığı için de sinsi ve ciddi bir tehlike oluşturduğunu kanıtladı. Uzmanlar, özellikle şehirlerde yoğunlaşan ince partikül maddelerin (PM2.5) sadece anlık tahrişe değil, aynı zamanda kalıcı görme kaybına yol açabilecek kronik hastalıklara da zemin hazırladığını bildirdi.
Gözlerin gizli düşmanı ortaya çıktı! Uzmanlar anlattı
Küresel çaptaki son bilimsel araştırmalar, hava kirliliğinin göz sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisini net biçimde ortaya koydu. Özellikle ince partikül maddelere maruz kalmanın yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) ve glokom riskini ciddi ölçüde yükselttiği belirlendi. İngiltere'den Çin'e uzanan uzman görüşleri, havadaki zehirli maddelerin yalnızca göz kuruluğuna değil, kalıcı görme kaybına da yol açabileceğini ifade etti.
İngiltere'deki University College London (UCL) ve Moorfields Göz Hastanesi'nden araştırmacıların yürüttüğü büyük ölçekli bir çalışma, hava kirliliği ile körlüğün önde gelen nedenlerinden biri olan glokom arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu ortaya çıkardı. Çalışmanın başyazarı olan Profesör Paul Foster (UCL Göz Enstitüsü), kirliliğe en çok maruz kalan bölgelerde yaşayan kişilerin glokom geliştirme olasılığının daha düşük kirlilik seviyelerine sahip bölgelerde yaşayanlara göre yüzde 18 daha fazla olduğunu belirtti.
Profesör Foster, "Retinaya giden kan akışının olağanüstü yüksek olması nedeniyle, kirleticilerin göze diğer organlara göre daha fazla yayıldığını düşünüyoruz," sözleriyle bu artışın olası biyolojik mekanizmalarını açıkladı.
Benzer bir başka önemli bulgu ise yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) riskiyle ilgili geldi. British Journal of Ophthalmology'de yayımlanan bir bilimsel araştırma, yoğun kirliliğe maruz kalan sakinlerin AMD tanısı alma olasılığının daha az kirlilik olan yerlerdekilere göre en az yüzde 8 daha yüksek olduğunu gösterdi. Amerikan Oftalmoloji Akademisi klinik sözcüsü Dr. Raj Maturi, bu partiküllerin vücuttaki enflamatuar tepkileri artırdığını ve bu durumun kuru makula dejenerasyonu riskini yükseltebileceğini ifade etti.
Hava kirliliğinin en sık görülen etkisi ise kuru göz sendromunun şiddetlenmesi oldu. Denver'daki Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, havada yüksek konsantrasyonda partikül madde bulunduğu dönemlerde göz kliniği ziyaretlerinin iki katına çıktığını belirledi.
Araştırmanın kıdemli yazarı ve Oftalmoloji Profesörü Dr. Malik Kahook, kirleticilerin gözün yüzeyine yapışarak gözyaşı filminin stabilitesini bozduğunu ve enflamasyonu tetiklediğini dile getirdi. Özellikle PM10 ve PM2.5 gibi partiküllerin bu duruma yol açtığını vurguladı.
Taipei Veterans General Hastanesi'nden Dr. Tsai-Chu Yeh, partikül maddelerin retina ve optik sinir gibi doğrudan kirliliğe maruz kalmayan dokuları bile etkileyebileceğine işaret etti. Dr. Yeh, bu partiküllerin enflamatuar hücreleri aktive edebileceğini ve retinadaki kan akışını azaltarak otoimmün göz hastalıklarını şiddetlendirebileceğini kaydetti.
Bilim insanları, sigara dumanı ve yemek pişirme dumanları gibi iç mekan hava kirliliğinin bile uzun vadede katarakt ve glokom gibi ciddi göz hastalıklarının ortaya çıkmasında rol oynadığını ekledi.
Uzmanlar, halk sağlığı politikaları ile hava kalitesinin iyileştirilmesinin, gelecekteki görme kayıplarını önlemede kritik bir rol üstleneceğini bildirdi.