Gün doğmadan neler doğar? (3)

Gün doğmadan neler doğar? (3)

Bu günkü siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar, tek eksenlidir. Bu sorunlar ve bunları yaratan AKP iktidarı devam etsin mi? etmesin mi? Bu ekseni muhalefet değil, bizzat AKP hazırladı ve her alanda hayatın akışına, insanların yaşamına, geçimine, refahına dokundu.

Muhalefetin yapması gereken, siyasi tuzaklara düşmemek olmalıdır. Söz gelimi Diyanet işleri başkanının şeriat çağrıları, AKP''nin son kozudur. Ama telaş ve panik içinde ne kadar yanlış olduğunu anlayamıyor. Zira halk din istismarının ülkeyi nereye getirdiğini gördü - yaşadı… Din popülizminin dine ne kadar zarar verdiğini de şahit oldu. Bu nedenle muhalefet bu tartışmalardan uzak durmalı ve halkın sorunlarını öne çıkararak ülke gündeminin kendisi belirlemelidir.

Bu paralelde, CHP geçmişi ve geçmiş yönetimlerle uğraşmak tuzağından kurtulmalıdır. Halkın morali bu kadar bozuk iken, siyasi iktidarın bu kadar yanlışı varken, siyaset tek eksene inmişken, parti geçmişi ile hesaplaşmak açıkça iktidarın değirmenine su taşımaktır.

Herkesin kafasına takılan bir soru; İktidar değişirse, demokrasi, hukuk ve ekonomide tahribatın onarılması ne kadar zaman alır?

Demokrasi ve Hukuk''ta Anayasa dahil, mevzuat altyapısının değişmesi gerekir. Bu zaman alabilir. Ancak yeni iktidarın niyeti önemlidir. Bu niyetini açıklar ve uygulamada da bu niyetine göre hareket ederse, demokrasi ve hukuk alanında en az yara alarak kurtulabiliriz.

Ekonomik istikrara gelince; istikrar sorunu herkesin doğrudan yaşamını, geçimini, refahını etkiledi. Ekonomik istikrar için temel sorun güven sorunudur. Yeni iktidar önce mevcut sorunları, önyargısız, doğru tespit ve teşhis ederek, tutarlı bir iktisat politikası açıklamalıdır. Bu kapsamda Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirme planını da açıklamalıdır. AB yabancı doğrudan yatırım sermayesi girişi için her zaman çıpa olmuştur. Bu durumda;

* Ekonominin iç dinamikleri harekete geçer;

* Ertelenen yatırımlar devreye girer,

* Yurt dışına maddi ve beşeri sermaye çıkışı durur, İstikrar tez zamanda gelir.

Gelecek iktidar, Kısa dönemde ekonomi alanında;

Bir geçiş dönemi içinde, dalgalı kur politikasını değiştirerek, daha istikrarlı söz gelimi kontrollü bir kur sistemine geçmelidir.

Merkez Bankasına yeniden bağımsızlık verilmeli ve reel faiz uygulamasına geçilmelidir.

Kambiyo rejiminde doğrudan yabancı yatırım sermayesi teşvik edilmedir.

Kamu - özel işbirliği yöntemini kaldırmalı, yatırımlar bütçeden yapılmalı ve kamu özel işbirliği yolu ile yapılan yatırımlarda usulsüzlük varsa bunlar devletleştirilmelidir. Et balık kurumu gibi stokçuluğun yolunu kesen, Telekom gibi tekeller devletleştirilmelidir. Paralı yollar ve köprüler, dünya standardına fiyatlara geri çekilmelidir.

Üretimi ithal girdi bağımlığından kurtarmak için, ithal girdi hammadde ve aramalı ikame iç üretimine teşvik getirmelidir.

Ucuz ve sorgusuz - sualsız vatandaşlık şartları kaldırılmalı, Suriye hükümeti anlaşarak Suriyelilerin geri dönmesi sağlanmalıdır.

Bütçeden popülist harcamalara giden kaynaklarla, hükümetler her ilde yatırım yapmalı ve poşet yerine istihdam yaratma yolunu seçmelidir.

İşçi ve memur için geçinme endeksi hazırlanmalı, enflasyon düzeltmeleri bu endekse göre yapılmalıdır.

Orta ve uzun dönemde;

Devleti yeniden yapılandırıp, parti devleti olmaktan çıkarmak, liyakat esasına göre çalışan kurumsal devlet düzenine sokmak gerekir.

Kronik enflasyon nedenleri olan yapısal sorunları çözülmelidir. Bu kapsamda; Kaynak kullanımda etkinlik sağlanmalı, toplam faktör verimliliği ve kapasite kullanım oranlarını artıracak teşvik sistemi getirilmeli, piyasada oligopol yapılar, kartelleşme devletin gerekli sektörlerde piyasaya bizzat girmesi ile kırılmalı ve Rekabet sağlanmalıdır.

Ekonomik ve sosyal istikrar için, İktisat ve sosyal politikaları bir planlama içinde koordineli bir şekilde düzenlenmelidir.

Eğitimde işgücü planlaması yapılmalı, ihtiyaç fazlası imam - hatip liseleri kapatılmalıdır.

Kim gelirse gelsin, manevi ve maddi popülizm yapmazsa, partizanlaşmayı kaldırırsa, şeffaf ve denetlenebilir bir hükümet kurarsa ve daha önemlisi güven yaratırsa, Türkiye yeniden istikrarlı kalkınma yoluna girer. Refah toplumu olur.

Özetle; Moralimizi bozmayalım. Türkiye olarak çok badire atlattık. Bunu da atlatacağız.

Yazarın Diğer Yazıları