GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ

Önce şunu belirteyim. Ben Beşiktaşlıyım.
Ama yazı yazarken bunu rafa kaldırırım.
Galatasaray için iyi yapılırsa takdir ederim. Ali Koç''un iyi yaptıklarını alkışlarım.
Beşiktaş''ın iyi olmasnı istediğim kadar her kulübün iyi yönetilmesini isterim.
Çapsızlığa tahammül edemem ben.
Kahrolurum.
Kulüplerin Süleyman Seba gibi başkanlar tarafından yönetilmesini isterim.
Tekrar söylüyorum.
Kimseye karşı ön yargım yok benim.
Ama başkanların da kulüplerin ağırlığına uygun olmasını beklerim.
Kusura bakmasın kimse.
Bu benim işte.
Akşam TRT''de Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi''yi dinledim.
Tuhaftı, kulaklarıma inanamadım.
Görüntüleri tekrar tekrar geri aldım.
Bir daha bir daha dinledim.
Yazıklar olsun dedim.
Söyledikleri bir Beşiktaş Başkanı''na yakışır mı; bilemedim.
Tek örnek vereyim size.
"Medyanın ilk günden beri neden Valerien Ismael''e bu kadar hırçın davrandığını anlayamadım. Valerien Ismael medyada aşırı derecede yargılandı. Hakkında sürekli olumsuz yorumlar yapıldı. Hatayspor maçı sonrasında Valerien Ismael, ''Beşiktaş''a zarar vermek istemiyorum'' dedi bize. Valerien Ismael''e sabredilseydi daha farklı şeyler olabilirdi."
Allah Allah!
Enteresan.
Şenol Güneş''e bu lafları nasıl izah edecek acaba.
Devam edelim sözlerine:
"Bütün hocalara ve çalışan herkese desteğim. Abdullah Avcı''ya da sonuna kadar destek oldum. Sergen Yalçın ve Önder Karaveli''ye de. Valerien Ismael de benim hocamdı ve yanında, destek olmam gerekiyordu. Hiçbir hocayı ben göndermedim, hepsi kendi isteğiyle gitti."
Ne diyor?
Anlayabildiniz mi?
Ben anlamadım.
Söz çözebildiniz mi?
Süleyman Seba''dan nerelere geldi Beşiktaş.
Ahmet Nur Çebi''ye.
Üzülüyor insan haliyle.