Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar'dan kritik uyarı

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar'dan kritik uyarı
Türkiye ve Rusya, Suriye'nin üniter yapısının devamlılığından yana. Şu andaki temel fotoğraf bu. Bununla ilgili ortaya konacak tutum, Suriye'nin akıbetini de belirleyecek.

Bünyamin Öztürk / ANKARA

Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Kazakistan'ın başkenti Astana'da anlaşmaya varılan Suriye'deki çatışmasızlık bölgeleri ile ilgili tespitlerde bulundu. Ağar, "Çatışmasızlıkla ilgili bölgeler kalıcı olursa, sivil insanların Suriye'de yaşamış oldukları durumun önüne geçmesi açısından önemli. Ama sorun çözmeye yeterli değil" dedi.

Çatışmasızlık bölgelerinde sadece Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) olmadığına ve radikal grupların da bulunduğuna dikkat çeken Ağar, bu tür grupların bulunması nedeniyle kararın uygulanmasında sorunlar yaşanabileceğini belirtti. Ağar şöyle şunları söyledi:

"Nusra'yı hem Türkiye hem Rusya, terör örgütü olarak tanımlıyor. Karar uygulanırken Nusra gibi veya Nusra'ya angaje olmuş örgütlerle ilgili problem nasıl çözülecek? Bu da aslında Türkiye'nin sorunu. Bir diğer tarafı da çatışmasızlıkla ilgili bölgeleri sahadaki diğer grupların nasıl karşılayacağıdır. Sahadaki gruplar, Astana görüşmelerine iki temel saikle katıldı. Birisi insani değerler nedeniyle, diğeri Türkiye'nin motivasyonu nedeniyle. Ama onların çok ciddi anlamda kafalarında soru işaretleri var. "

Astana görüşmelerine katılan muhaliflerin akıllarında soru işareti olduğunun altını çizen Ağar, muhaliflerin İran'ın garantörlüğünü istemediğini söyledi. Ağar şöyle devam etti:

"İran'ın Suriye savaşında rejimi ayakta tutan en temel güç olması sebebiyle yargılanmasını istiyorlar. Ve insanlık suçları işlediklerini ifade ediyorlar. Diğer bir konu, 'Rusya bütün bombardımanı durdurması gerekiyor, bizim sürüldüğümüz ama bize ait olan topraklara geri dönmemiz gerekiyor, kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere hapiste yatan tutukluların serbest kalması gerekiyor ve bir şekilde Suriye rejimiyle beraber hareket etmek istemiyoruz' diyorlar. "

Sahadaki belli başlı grupların konuya yaklaşımının önemine vurgu yapan Ağar, "Çatışmasızlıkla ilgili bölgeler bir şekilde Suriye'nin üniter yapısının devamlılığına mı hizmet edecek yoksa parçalanmasına mı hizmet edecek?" diye sordu. Ağar sözlerini şöyle sürdürdü:

"Etnik, mezhebi ve siyasi anlamdaki alanların oluşması Suriye halklarının bir araya gelmesindeki en büyük engellerden birini oluşturma potansiyeli taşıyor. Yugoslavya'da da benzer bir fotoğraf ortaya çıkmıştı. Şimdi Türkiye ve Rusya, Suriye'nin üniter yapısının devamlılığından yana. Şu andaki temel fotoğraf bu. Bununla ilgili ortaya konacak tutum, Suriye'nin akıbetini de belirleyecek. Çünkü model oluşturuyor. "

Türkiye ve Rusya arasında bu varılan mutabakatın önündeki en büyük engelin terör örgütü YPG/PKK olduğuna işaret eden Ağar, şunları kaydetti: "Bundan sonra YPG-PKK'ya Rusya'nın yaklaşımı nasıl olacak? Bunu zaman içerisinde göreceğiz. Ekonomik anlamda yapılan nükleer enerji ve S-400'lerin alınması gibi ivmelerle de ilgili olacak bu. Çünkü Rusya böyle bir fırsatı kaçırmak istemeyecektir. Batı ve Amerika ile arasında yaşamış olduğu kırılganlık aslında dünya jeopolitiği açısından çok büyük anlam taşıyor. Onların olaya sadece sahadaki bir denklem olarak bakacaklarını sanmıyorum. Çok daha büyük fotoğraflar üzerine yaklaşımları olacaktır."

Türkiye'nin, batı ve Rusya arasındaki en temel problemin YPG/PKK olduğunu dile getiren Ağar, sözlerini şöyle tamamladı: "Onların ve bizim yaklaşımlarımız farklı. Bakalım Türkiye bu noktada nasıl bir denge izleyecek? Bunu, zaman içerisinde gelişen saiklerle beraber göreceğiz. Bir diğer tarafıyla da Trump ile yapılacak olan görüşme de çok önemli. Sadece Astana ile fotoğrafı okumak da yeterli olmayacaktır. Oralardan ne çıkacak ve bütünüyle beraber nasıl bir denge üretmeye çalışacağız? Fotoğrafı sadece Suriye üzerinden okumak da doğru değil. Irak üzerinden de okumak gerekir. Çünkü ikisi ortak bir bileşen. Konu çok hassas bir noktaya geldi. Batı Avrupa ve Amerika'nın şu ana kadar YPG/PKK'ya verdiği destek dünya jeopolitiği üstünde bir kırılma üretiyor."