Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Hainler Mezarlığı kurulmalı!

Sevgili okuyucum; hainler mezarlığı gerçekten kurulmalı. Şimdi bir düşünün; sonsuzluğa göçen yurttaşlarımızın huzur içinde yattığı topraklarda Mevlüt Mert Altıntaş haininin yeri olabilir mi?

Türkiye Cumhuriyetini sarsacak biçimde ihanet edenlerin cesetleri 'Hainler Mezarlığı'na konulmalı. Hainlerin cesedi, toprağa gömüldükten sonra üstü kapatılmalı, hiçbir yükselti ve işaret yerleştirmeden, sadece -devletin bileceği- yere çakılan plâket numarasıyla varlıkları tanınmalı.

Fransa'da bu gelenek vardı. Nitekim 1915 Çanakkale Deniz Savaşında Fransız Amiral -ertesi gün hareket edecek olan Donanma için Yüzbaşı oğluna şeref görevi olarak- Boğaz'da mayın taraması yaptırdı. Amiral'in oğlu Boğaz'ı taradı ve babasına 'deniz temiz' dedi. Deniz gerçekten temizdi. Ama Nusret'in mayınları henüz Karanlık Liman'a dizilmemişti! Ertesi sabah ilerleyen düşman gemilerinin çoğu Nusret'in mayınlarıyla yaralandı veya battı. Amiral -mayın taramasını yapamadığı için- oğlunu güvertede idam etti. Amiral'in oğlunun cesedi Fransa'ya gönderildi ve cesedi "Hainler Mezarlığı"na konuldu. Sanırım 1930 yılı olsa gerek; Türkiye savaş bilgilerini yayımlandı. Fransız gencinin mayın taramada bir suçu olmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine Amiral'in oğlunun cesedi Hainler Mezarlığı'ndan alınarak 'Kahramanlar Mezarlığı'na konuldu.

Evet! Hainler Mezarlığı konusu çok önemli.

Yavru vatan; Kıbrıs!

Biz ihanet ortamını yaşarken, Kıbrıs'ta gerçekten bir şeyler oluyor. Kimsenin de umurunda değil!

Ama bu ülkenin sevdalısı ABD'de yaşayan Sayın Vedat Batu bakınız ne diyor:

"Mevlüt Uluğtekin Bey,

Anastasiadis'ten bir açıklama!

"Kıbrıs toprağını, 1974'ten beri kirleten Türk Ordusu'ndan kurtarmaya çalışıyoruz."

Bu haber Kıbrıs Star Gazetesinde çıktı. Adamların kafası aynı. Bu kafadakilerle masaya nasıl oturulabilir? Artık yazı yazmaya da gerek kalmadı. Gazetelere sadece Anastasiadis'in bu cümlesini koymak yeter!

Selam ve saygılarımla, Vedat Batu- Chicago"

Ve Başkanlık sistemi...

Sevgili okuyucum; "Birlikte Türk Milletiyiz Hareketi" 13 Aralık 2016'da  "Başkanlık Sistemi ve Millî Egemenliğimiz" konulu bir panel düzenledi. Türkiye Barolar Birliği Salonu'nda gerçekleşen panele, çok yoğun bir dinleyici kitlesi katıldı. Vali, E. Anayasa Mahkemesi Üyesi Sayın Mustafa Yıldırım yönetimindeki Panelistler: Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Prof. Dr. Ümit Özdağ idi. Panel'in açılış konuşmasında Sayın Yıldırım şöyle dedi:

"Bahçeli'nin ortaya attığı fiili Başkanlık sistemiyle egemenlik tek kişiye terk ediliyor. Bunun adı egemenliği halktan alıp bir kişiye vermektir. Türkiye bir diktatörlüğe gidiyor".

Doç. Dr. Ümit Kocasakal: Bu siyasi iktidar müthiş bir illüzyon ustası. Millet diyor, adını koymuyor. Türk milleti diyemeyen bir adamdan bu ülkeye ne hayır gelir? Millî irade Jan Jack Russo'nun genel irade sözünün sonucudur. Yargı prangalarından kurtulduğunda bunun hesabı, hem de ağırlaştırılmış prangalı müebbetle hapistir.

 Prof. Dr. Birgül Ayman Güler: Askeri yargı ortadan kalkıyor. Bakanlar Kurulu Kararnamesi siliniyor. Hükümet ortadan kalkarsa Meclis kalkar. MHP'nin üniter devlete dokundurmadık sözü doğru değil. İdare kanunla düzenlenir denilen 123. Madde, Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle düzenlenir hâle geliyor.

Prof. Dr. Ümit Özdağ: Ben Başkanlığa karşı çıktığım için partiden ihraç edilmiş milletvekiliyim. Başbakan Binali Yıdırım, Başkanlık olmazsa Türkiye yıkılır dedi. Bu Başkanlık sistemi Kuzey Kore modelidir. Devletin bütün işleyişi Erdoğan'a verilecektir. Başkanlık sistemi Türk devlet geleneğine uygun değil. Bir tek kişinin eline bütün güçler veriliyor. Bu tehlikeli bir güç. Başkanlık sistemi Meclis'in onurunu zedeleyen bir teklif. (Bu sırada bir seyirci MHP ne yapıyor deyince, Sayın Özdağ bu soruya; 'MHP'nin Genel Başkanı yok' diye yanıt verdi).

Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları