'Hainler!' retoriği

Ak Parti, su almaya başladı. Bunu kabul etmeliler.

Ayrı baş çekenler, nelerle suçlanacaklarını bilerek yola çıktılar.

Ak Parti Genel Başkanı'nın "Ümmeti bölüyorsunuz!", "Hainler!" retoriği bu sefer karşısındakileri durduramayacaktır.

Yeni parti kuracaklarını açıklayanlar, öyle elinden tutup partiye soktuk denilebilecek isimler değiller. Partinin "varlık" göstermesinde etkileri inkâr edilemez. Retoriği de, söz sanatının sınırını da, Eflatun'u da Aristoteles de bilebilecek politikacılardır. Hem yetişme şartları, hem devleti idare etme tecrübeleri, retoriği retorikle çürütecek kapasitelerine referanstır.

(Platon, Aristoteles deyince aman ha onlar "gâvur" diye burun kıvırmasınlar. Sonra günaha girerler. İslâmın zuhurundan çok önce yaşamışlardır. İslâm ulemâsı, zamanında, her ikisine de pek itibar etmiştir!)

Diyalektiğe girdiğin an, bir yerde "hamaset" kalakalır; "akıl" yürür.

Kimin "hamaset"le, kitleleri bir noktaya kadar etkilediğini/etkileyeceğini biliyorsunuz. Sonrasında "akıl" gerekir ki, işte o tartışılır! Kişi ideolojinin dar sınırlarına hapsolmuşsa, "akıl" dumura uğrar.

Ak Parti'de görülmemiş bir aksülamelle karşı karşıyayız; "Oh! Kurtulduk!" demeye getiriyorlar.

Hiçbir partide rastlanmayan bir istifa furyası... Mansıp alamayanlar, küskünler istifa ediyorlar; fazlayı, yaramazı biz atacağımıza kendileri gidiyorlar, denilemez.

Zamanında Ak Parti'ye üye yazmak için kapı kapı dolaşıp paket paket kahve dağıtmışlar, partinin zihniyetinde olsun olmasın, insanları üye yazmışlardır. Yoldan geçenleri çevirip "Gelin üye yapalım." demişlerdir. Politika açısından baktığınızda bu tavrın doğrusu da var yanlışı da. Eğer kitle istifaları gelmiyorsa, çoğu eringeçliğinden, zaman darlığından oralı olmamaktadır. Pek çok insan partiye üye yazıldıklarının bile farkında değildir.

Bir eski milletvekili adayı, parti yönetimi için "Sizi bitiren bu kibriniz olacak." diyor. Yönetimle birlikte yola çıkmış. Eski milletvekili çok ağır konuşarak istifasını veriyor:

"Her il FETÖ cemaatinde olduğu gibi sözde siyasi bir abiye teslim edilmiş ve o abinin izni olmadan hiçbir alanda kimsenin adım atmasına müsaade edilmemiştir. Bu abiler ahtapot gibi şehirlerin üzerine çökmüş ve o şehrin tüm değerlerini yok etmeye kendi hegemonyasını kurmaya, akrabalarını zenginleştirmeye çalışmaktadır.

KPSS'den ya da ilgili sınavlardan ilk onda derece yapanlar memur olamazken en son sırada en az puan alanlar siyasi dayıları aracılığı ile mülakatlar ile birer birer memur olmaktadırlar. Ak Parti il ve ilçe başkanlıkları ve buna ilişkin sözde kongreler ile Ankara'dan atamalar yapmış; çeşme başını işgal edenler kendi eş dostlarını, akrabaları ortaklarını, milletvekili, il-ilçe başkanı, il-ilçe müdürü, belediye başkanı, meclis üyesi başkan yardımcısı ve milletvekili yapmışlardır."

İstanbul'un bir ilçesinde Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri istifa ederken: "Bizler ismi bilinmeyenleriz. Bizler sayısal istatistiklerde sadece bir rakam olarak görünenleriz. Bizler her seçimde uyku yüzü bilmeyen yine de her seçimden sonra çalışmadı denilen metal yorgunu denilenleriz." diyor.

İçleri öyle dolmuş ki... İstifa edenlerin kitleleri etkileyemeyeceğini söylemek mümkün değil.

AKP'ye oy verenlerin zihinleri daha bulanık. Neyin ne olduğu anlaşılmaya çalışılıyor.

 "Lider kültü" çökerse, parti "hiç" olur.

 

Yazarın Diğer Yazıları