Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

HAKİMİYET BİLA KAYDÜ ŞART MİLLETİNDİR

TEŞKİLÂTI ESASİYE KANUNU

Kanun Numarası : 85

Kabul Tarihi : 20/1/1337 (1921)

+++++

Madde 1- Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.

Madde 2- İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.

Madde 3- Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükümeti “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” unvanını taşır.

Yukarıda 1921 tarihli Teşkilatı esasiye kanununun ilk üç maddesini paylaştım, bu ilk üç madde büyük Türk devriminin temel karakteristiğini ve milli mücadelenin ana hedefini net bir şekilde göstermektedir.

Türk halkı tarih boyunca var olmuş ve çok büyük uygarlıklar yaratabilmiş kadim bir halktır. Bu halk tarihte ilk defa Mustafa kemal Atatürk önderliğinde iç ve dış düşmanlara karşı savaşarak egemenlik hak ve özgürlüklerini kazanmış, sonuçta “Türk Halkı” “Türk Milletine” dönüşmüştür.

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da atılan ilk adım ile başlayan, kongreler süreci ile devam eden ve en nihayet 23 Nisan 1923’de Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi ile resmi altyapısı tamamlanan Milli Mücadelenin iki temel unsuru vardır:

1- Tüm Milli Mücadele Meclis çatısı altında

2- Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı anayasal düzende

yürütülmüştür.

Bugün 23 Nisan, Büyük Millet Meclisimizin Ankara’da ilk defa toplanmasının üzerinden tam 105 yıl geçmiş bulunuyor fakat ne yazık ki halkımızın önemli bir kısmı egemenlik hak ve özgürlükleri, anayasal düzen ve meclisin önemi hakkında yeterince bilgi sahibi değil.

Daha da ilginç ve kötü olan ise; bir kısım halkımız Cumhuriyet’in getirdiği hak ve özgürlükleri küçümseyip, arkaik feodal düzenlerin özlemi ile yanıp tutuşuyor.

Meclisimizin açılışı ve anayasal düzenimizin kuruluşundan 105 yıl sonra bile saltanat, hilafet ve şeriat güzellemesi yaparak eski arkaik feodal düzene övgü düzen, övgü düzmekle de kalmayarak ihya etmeye heveslenen marjinal bir azınlık olduğu kesin.

Bu marjinal taife azınlık olsa da siyasetteki etkisi kendi güçlerinin çok üstünde bulunmaktadır.

Peki, neden aklı başında bilgili ve makul bir insan eğer hanedan üyesi değilse cumhuriyet yerine saltanatı tercih eder?

Hangi aklı başında insan milli egemenlik hak ve özgürlüklerini savunmak yerine bir sülalenin ve din adamlarının egemenliğini savunur?

Açıkça söylemek gerekirse ülkemizde “saltanat” ve “hilafet” gibi feodal düzenleri savunan insanların bulunmasını anlamak mümkün değildir! Bu eğilimi anlayabilmek için çok ciddi bir sosyo-psikolojik araştırma yapmak gerekmektedir.

Tamam, insan psikolojisinin zaafıdır geçmişi daha ziyade olumlu hatırlar çünkü geçmiş tehlikeler bertaraf edilmiş ve artık tehdit olmaktan çıkılmıştır. İnsan hafızası çekilen acıları da hızla unutur, küllendirir çünkü acı ile yaşamak mümkün değildir. Bu yüzden daima geçmiş insanlara daha hoş ve çekici gelir.

Bu gün ve gelecek ise tehditler ile doludur endişe vericidir bu yüzden insanların geçmişe meyletmesi, geçmişi daha hoşmuş gibi hayal etmesi normaldir.

Zaten insanların böyle bir psikolojik zaafları varken birde eğitim sistemi ve medya ile geçmişin güzellemesi yapılınca bu gün yaşadığı sorunların çözümünü geçmiş düzende arayan insanlar artmaktadır.

Oysa şöyle bir düşünün lütfen; geçmişte de bir çok sorun vardı ve geçmiş düzen zaten o sorunları çözemediği için yıkılmıştı değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları