Hakkımızı, el yardımıyla savunmak!

Mustafa Kemal, büyük devlet adamı idi. Milli davalarımızın savunulmasında, kalkınmamızda “el yardımımdan” kesinlikle medet ummazdı. Ona göre bu, “bağımsızlığın, milli egemenliğin” gereği idi. Düyun-u Umumiye’den, kapitülasyonlardan çok çekmiştik. Osmanlı döneminde dış politikanın baş ilkesi “Devlet-i Muazzama (Büyük Devletler) ne der” ilkesiydi. Ve dış sorunlarda,  Sadrazamların meşrebine göre; Rusya’dan, Fransa’dan, İngiltere’den,   Almanya’dan destek aramak esastı. Cumhuriyet’ten sonra, bu illetlerden kurtulmuştuk!
Atatürk bilirdi ki, yabancıların yardımlarının, desteklerinin, muhakkak bir faturası vardır ve sınırlıdır.  O “sınır” da, yabancı devletlerin kendi çıkarları ve değişmeyen “milli siyasetleridir!”
Yıllardır, hükümetler Atatürk’ün direktifini unuttular ve davalarımızı savunmayı, dış tehlikelerle mücadeleyi “el yardımıyla” yapmak yolunu seçtiler.
Bugün, özellikle AKP iktidarında, dış siyasetimizin esası; her konuda AB’den hayır beklemek, kriterlerine uymak ve PKK ile mücadele için ABD’den icazet ve destek beklemek!
 Bu en başta, kendimize güvensizliğimizden, kendi gücümüzü bilmemek, kendi ayak seslerimizden korkmaktan kaynaklanıyor... Ermeni soykırımı iddialarıyla mücadelede Parlamentolardan, ABD Kongresinden, “soykırımı” tasarılarına engel olmak için her Nisan, yabancılardan, yabancı lobilerden medet umuyoruz ve diplomatlarımızın bütün uğraşları bu!
Bu çabalar, arızi ve geçici olarak ve bir dereceye kadar, mahdut başarı sağlamıştır,
Ancak şimdi, daha da anlaşıldı ki; bu yabancıların, lobilerin, yabancı hükümetlerin “ellerin” yardımları, “desteği” geçicidir ve sonunda kendi çıkar ve emelleriyle sınırlıdır.
Son günlerde, ABD’deki Yahudi grupların en önemlilerinden, American Jewish Commitee (AJT) ve Anti-Defamation League (ADL) (İftira ve İnkârla Mücadele Birliği) 1915 Ermeni olaylarını “soykırımı” olarak tanımlayacaklarını açıklamalarıyla bir defa daha teyit edildi.. Güçlü Yahudi lobisi, artık Türk tezini desteklemeyecek... Ermeni tasarısının onaylanması neredeyse garantilendi.
Çünkü bu grupların, İsrail’in, AKP Hükümetinin Orta Doğu politikasından pek memnun olmamalarından, ABD iç politikasında “Ermeni Diasporasının” etkisine kadar, çeşitli sebepleri var,
Önümüzdeki aylarda, 2008’in ilk yarısında (ABD’deki Başkanlık seçimlerinde), her tarafın, Ermeni lobisinin desteğine ihtiyacı var!

Ya içerideki Ermeni lobisi

Biz, dış lobilerin yardımıyla “soykırımı olmamıştır” diye ve Nisan “tasarılarıyla” mücadele ederken, yabancılara ve tasarılara, neden kızıyoruz? Aynı iddiaları içimizdeki, “Ermeni Lobisi” yapıyor, sözde “aydınlar”, sempozyumlarda ve Pamuk gibi yazarlar demeçlerinde yazılarında alenen, pervasızca “bir milyon Ermeni’yi kestik” diye yırtınıyorlar ve alkışlar arasında, ödüller alıyorlar. Yabancı ülkelerdeki tasarıcılar, “tasarımcılar” bize dönüp, “soykırımı yapıldığını biz söylemiyoruz, sizin aydınlarınız söylüyorlar” ve “Hepimiz Ermeniyiz diye af ve şefaat dileniyorsunuz” deseler, yeri değil mi?
Ben hep yazarım; ne yaparsak yapalım, “biz ettik siz etmeyin” diye özür dileyelim, bu yerleşik, adeta evrensel bir “kaziye-ı muhkeme” haline gelmiş töhmetten kurtulamayız. Ama yalvardıkça, yabancılardan hâlâ yardım istedikçe, onurumuzdan harcıyoruz.

Ne yapmalıyız?
İçimizdeki malûm ve mahutlar, bu konuda da “verelim kurtulalım” , Ermenistan ile diplomatik ilişki kuralım, sınır kapılarını açalım derler. Ama bu tavizlerden sonra muhakkak yeni talepler gelecektir.
Haydi, olmayacak şey ama dünya, soykırımı yapmadığımızı bilimsel olarak anlasa ve “beraat” etsek veya aksine gene mahkûm edilsek, ne değişir, ne yazar?
Keşke Sayın Erdoğan o kabadayılığını burada gösterse de, “Yaptıksa yaptık” dese de, buraya kadar kaybettiğimiz onurumuzu kurtarsak...
Ama nerdee? ADL açıklamasından sonra İktidar bu kararı değiştirmek için, dünya âlemin önünde diplomatik sefer açtı ve şimdi de, İsrail’in tevillerini başarı addediyor. Milli onurumuz bir defa daha darbe yedi!

Yazarın Diğer Yazıları