Hangi dindarlık?

Rusya, 1990 yılında imzalanan ve silahlanma yarışına son vermeyi hedefleyen Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’ndan çekildi. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, çekilme kararının  “üzücü”  olduğunu söyledi.
Putin, ABD’nin Doğu Avrupa’ya füze kalkanı kurması kararına karşı bu yola başvuracağını daha önce açıklamış, hatta, “Füze kalkanını Türkiye’nin Güneydoğu sınırına kur” diyerek ABD ile İran arasında gerginlik bulunduğunu, Rusya’nın tehdit oluşturmadığını anlatmak istemişti.
Rusya, ABD’ye karşı AKKA’dan çekilme kartını kullanırken İngiltere’ye karşı da kimsenin beklemediği bir karar verdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, “British Council” ın St.Petersburg ve Yekaterinburg şehirlerindeki faaliyetlerinin Viyana Konvansiyonunun konsolosluk ilişkisi maddesini ihlal ettiğini açıklayıp yılbaşından itibaren faaliyetlerini askıya aldı. 
İngiltere Başbakanı Gordon Brown, kararın “kabul edilemez” olduğunu söyledi.
Rusya, bu kararla British Council’ın istihbarat için kullanıldığını, buna izin verilmeyeceğini gösteriyor.

* * *

Bir başka haber de Kazakistan’dan. Kazak Din İşleri Kurulu, ülkede faaliyet gösteren misyoner grupların çalışmalarının kısıtlanmasına ve özel timler kurularak maddi kaynaklarının araştırılmasına karar verdi.
Oysa Kazak devletinin bu kaynakları çok iyi bilmesi gerekiyor. Öyle ki ünlü Kazak şairi ve düşünürü Muhtar Şahanov, son görüşmemizde durumu şöyle anlatmıştı:
“Din konusunda Kazak Parlamentosu’nda iki defa açıklama yaptım ve dedim ki, son yıllarda 500 bin Kazak, başka dinlere geçti. Bir ihtiyarın dört çocuğu vardı. Bunlardan biri Müslüman kaldı. Diğer üçü başka dinlere geçti. Adam öldüğü zaman dört kardeşin her biri babaları için kendi dinlerine göre bir cenaze töreni düzenlemek istedi. Kırgızistan’da büyükelçi olduğum zaman orada benim Rusça’ya çevrilmiş şiirlerimi ezbere bilen bir Kazak kızı vardı. Beni arayıp arkadaşları ile birlikte ziyaret etmek istediğini söyledi. İkisi Kırgız beş bayan geldi. Bunlar beni kendi dinlerine davet etti. O sırada odama Cengiz Aytmatov girdi. Meğer bunlar çok ünlü birini kendi dinlerine kazandırabilirse büyük ödüller alıyormuş. Misyonerler, bu bölgede çok yoğun çalışıyor. Kazakistan’da misyonerler tarafından kapısı çalınmadık, kitap, broşür ve hediye verilmedik tek bir ev dahi bırakmadılar. ABD, bu iş için yılda 11 milyar dolar harcıyor. Bu rakamı Amerikan resmi  belgelerinden aldım, bütçeye bile koymuşlar, gizleme gereğini dahi duymuyorlar. Orta Asya’da her geçen gün mesafe alıyorlar. Ben bu sebeple ve ısrarla ruh egemenliği diyorum.
Almatı’da İrgeli köyü var. İrgeli, temeli sağlam demektir. Bakın orada nasıl bir temel atıldı? Bu köyde 15 bin kişi yaşıyor. Köyde 500-600 kişilik bir kültür merkezi var. Bu kültür merkezinin sahibi Evangelistlerdir. Köyde bir çocuk yuvası vardı. Evangelistler satın aldı. İşi temelden ele alıyorlar. Kültür merkezinde ayin yapıyorlar. Ayine katılan herkese 50 dolar ve bedava yemek veriyorlar. Bunun gibi birçok örnek verebilirim. Ülke yasaları misyonerlere kapıları ardına kadar açmış, buna imkan veriyor. Biz eğer bu gidişe dur demezsek, çok yakın bir zamanda her cumhuriyette ülke içinde dinlerarası çatışmalar başlayacak. İnsanlarımız birbirini kıracak. Biz dinin elden gitmesine izin vermemeliyiz. Karşı koymalıyız. Bunları Kazak Parlamentosu’nda anlattım. Bu saldırıya karşı koymalıyız.” 

* * *

Türkiye’nin Rusya gibi Kazakistan gibi kararlar alması mümkün mü? Öyle ya ülkeyi Evangelistlerin Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanı yönetiyor! 22 İslâm ülkesinin haritasını değiştirecek projenin eş başkanı  “Dindarlık” sloganları ile yüzde 47 oranında halk desteği buluyor!
Hangi dindarlık? Kimin dindarlığı?

Yazarın Diğer Yazıları