Hani israf haramdı?..

Türkiye'de tasarrufla israf ne yazık ki yer değiştirdi...

İki sözcük de birbirine öylesine ihanet ediyor ki, bu keşmekeş devleti de kemirmeye devam ediyor!!!

Üstelik bu ihanet AKP döneminde öyle zıvanadan çıktı ki, artık tasarruf yalanı, israf ise ihaneti temsil ediyor...

Peki; Cumhurbaşkanlığının "saray" diye nitelendirilen yönetim merkezinin 2017 yılında 362 milyon, 2018'de ise 943 milyon lirayı aşan yıllık giderleri toplumu şoke ederken, devletin diğer kurumlarında tasarrufun sözü edilebilir mi?..

İşte AKP'li belediyelerin CHP'ye geçmesi ile birlikte ortaya çıkan hortumlama faaliyetlerinde tasarrufun zerresine rastlanmazken, israfın boyutları medya beslenmesi, tarikat ve cemaatlere hortum uzatılması, araç-gereç savurganlığı ve kadro şişkinliği ile net biçimde ortaya çıkmış ve toplum, iktidarın belediyeleri yıllardır neden bırakmak istemediğini çok net biçimde anlamıştı...

Zavallıca propaganda!..

16 bakanlıktan 8'inin toplam bütçesini geride bırakarak, 2020-2022 yılları için, 3 yılda 37 milyar TL ödenek öngörülen ve devletin bütçesinin çok önemli bölümünü kullanan Diyanet İşleri Başkanlığı ise Hazreti Ömer'in tasaruflu-hakkaniyetli devlet anlayışını yerle bir eden uygulamalarla gazetelere haber olmaya devam ediyor...

Baksanıza; camilerin ve Kuran kurslarının terör örgütlerinin eline geçmesini önlemek, dinin hurafelerden arındırılması ve gerçek dinin öğretilmesi konusunda önlem alması gereken Diyanet, devletten aldığı bütçeyi boş işlere harcamayı ve tasarruf yapmak yerine, israfı körüklemeyi sürdürüyor...

Diyanet'in başındaki zatın zaman zaman medyaya yansıyan tuhaf açıklamaları ve Atatürk düşmanlarını ziyareti toplumun tepkisini zaten yeterince çekmişti...

Ancak dini bağnazlardan da koruması gereken kurum, açıklamaları-örgütlenmeleri ve hücrelerinde yaşayan yaşanan skandallarıyla infial yaratan tarikat-cemaat kılığındaki bağnaz yapılara karşı suskunluğuyla dikkat çekerken, propaganda uğruna zincirleme israftan da kaçınmıyor...

Velhasıl "israf haramdır" görüşünü yaygınlaştırarak örnek olması ve yetim hakkını savunması gereken Diyanet, maşallah israf konusunda da devletin diğer birimlerinden geri kalmıyor...

Diyanet medya şirketi mi?..

Baksanıza; dinle, dini yapılarla ilgilenmesi gereken kurum, "Diyanet Aylık Dergi" ve "Diyanet Çocuk Dergisi" için tam 3 milyon 877 bin 200 TL harcamış...

O da yetmemiş, "Diyanet Aile Dergisi"nin basım hizmeti alım işi için 1 milyon 116 bin TL paranın savrulması tercih edilmiş...

Devletin TRT'si, Diyanet'in görüşleri yansısın, gerçek din, doğru uygulamalar- kaynaklar ve isimler üzerinden anlatılabilsin diye bir televizyon kanalını bile Diyanet'e tahsis etmişken, yani kurum en etkili propaganda gücüne ulaşmışken, basılı propaganda malzemelerine milyonlarca lira harcanmasının anlamı nedir acaba?..

Diyanet'in; bir yayın şirketi gibi-medya holdingleriyle yarışırcasına, zaman zaman şehitliği özendirmek gibi skandal yayınlar yapan dergileri bastırması yetmemiş ki, son icraat da tasarruf-israf çelişkisi açısından gerçekten çok düşündürücü!..

Çünkü Diyanet'in, 2020 yılı için bastırdığı takvime yaklaşık 10 milyon TL harcadığı ortaya çıkmış... Ne yapacak Diyanet 10 milyon liraya bastırılan takvimleri, satıp para mı kazanacak, yoksa armağan mı edecek?.. Çok mu gerekliymiş yıllardır takvim bastırmak?..

Evet; kimsenin okumadığı, ofislerin masa ve sehpalarında atıl vaziyette olduğu bilinen dergilerle yüzbinlerce takvime bir yılda 15 milyon TL harcama yapan Diyanet'in diğer basın-yayın işlerine ne kadar para harcadığı bilinmiyor...

Ortada tek gerçek var; bütçesiyle en az 10 bakanlığı geride bırakan ve dinle ilgilenmesi gereken bir kurumun medya şirketi gibi faaliyette bulunarak israf konusunda diğer devlet kurumlarıyla yarışır hale gelmesi, "israf haramdır" görüşü ile büyük çelişki oluşturuyor...

Diyanet'in hakkını yemeyelim; zıvanadan çıkan dergi-takvim-broşür-gazete bastırma işi devletin neredeyse bütün kurumlarında da boş ve gereksiz bir israf geleneği haline gelmiş...

Devletin yoksula, işsize, hastalara, ihtiyaç sahiplerine harcaması gereken trilyonlarının, bir süre sonra çöpe atılan dergi vs. işlerine ayrılmasına ısrarla göz yumulurken, kimse şu soruya yanıt vermiyor;

Devletin TRT'sindeki en az 10 kanal, diğer medya gruplarındaki yüzlerce radyo, gazete, dergi ve televizyon bir furya halinde yayın yaparken, üstelik milyonlarca insan sosyal medya üzerinden her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşırken, devletin kurumları milyonlarca lira harcayarak içi boş dergi-gazete-broşürleri bastırarak israfı körüklemeye utanmıyor mu?.

Peki, şu bürokraside hiç mi akıllı adam yok acaba?..

Gazete ve kitap okunması konusunda dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasında olan Türkiye'de, devletin bütçesini bencil propaganda malzemelerine harcamak nasıl bir zavallılıktır?..

 

Yazarın Diğer Yazıları