Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Hapishane mektupları...

Seçimler, saldırılar derken "haksız-hukuksuz cezaevlerinde yatanlar"ı ihmal ettim. Öylesine mektuplar yazıyorlar ki üzüntüden uyuyamıyor, satır aralarındaki kahırlara karşı göz yaşlarıma hakim olamıyorum. "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" alan genç askerler kendi dertlerini unutmuşlar şahsıma yapılan saldırıya üzülüyorlar. Bayramda izin verilen açık görüş ve 15 günde bir 10 dakikalık telefon görüşmesinde aileleri ile "geçmiş olsun" mesajı yollayan "kumpas mağduru asker"lerin ve ailelerinin isimlerini tek tek yazmak mümkün değil. "Operasyon Wolkry"ı hatırlatan tankçı Yüzbaşıları hatırladınız mı? Son kitapta yazdım. Ahmet İyikılıç ve Adil Baykal'ın "onur abidesi" aileleri hastaneye kadar gelmişlerdi. Adil üşenmemiş Keskin T tipi Cezaevinden bir de mektup yollamış. Kız kardeşi Derya taa Almanya'dan defalarca aradı. Bir de Silivri'den gelen mektuplar var ki Av. Senem Hanıma teşekkür ediyorum. FETÖ'nün yıllarca mobing uyguladığı Üsteğmenler Mustafa Kemal Kütahya, Emrah Altunkalem, Mustafa Paycı ve Sinan Atmaca gibi madalya takılması gereken genç subaylar ağırlaştırılmış müebbet cezaları istinaf bile onayladı. Seslerini duyan yok!.. Her birinin öyküsüne roman yazılır. Sırası geldikçe okuyucularımızla paylaşacağım. Ayrıntılarını kitaplara aktaracağım. Yine Üsteğmen Burak Koç'un nikahı 16 Temmuz da kıyılacaktı. İzinliydi. Düğün fotoğrafları çektirmişti. Burak'tan FETÖ'cü çıkmaz. "At izi, it izine karışıyor." Yapılan yanlışlarla ilgili ne yazık ki kimse bir şey yapmıyor. Avukatların, ailelerin yapacağı bir şey yok. Zira bu davalar "hukuk davası" değil. Adliye vesayet altında olunca "adil karar"da çıkmıyor. Her an "gözaltına alınma, tutuklanma ve hatta müebbetle yargılanma" riski taşıyan yargı heyeti "dosya bizden çıksın" anlayışı ile "kes-kopyala-yapıştır" metodu ile yapıştırıyorlar cezayı... İstinafdan umut beklemek nafile... Bozulan dava sayısı çok az "Hukuk reformu" denilen "ucube"nin neler getireceği meçhul... Yüksek yargıda her şeye rağmen "titizlik" var. Yargıtay'ın aldığı kararlar en azından "umut verici." Örneğin Diyarbakır Kolordu Komutanı İbrahim Yılmaz'ın davasını bozup, tahliye kararı verildi. Isparta'da evlere şenlik davada ömrünü FETÖ ile mücadeleye adamış, Komondo subayı Ahmet Nafiz Şahinoğlu'nun cezasını da İstinaf onaylamış. Dava dosyası belli ki okunmamış. Şahinoğlu'nun Yargıtay tarafından tahliye edileceğine inanıyorum. Aynı şekilde Harb Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Nevzat Taşdeler dosyasının da ayrılarak tahliyesini bekliyorum. Geçtiğimiz ay Manisa'da Merkez Komutanı Murat Yılmaz'a da haksız müebbet verildi. Aynı davadan yargılanan Tuğgeneral Yavuz Ekrem Arslan kahırdan kanser olup kısa sürede toprağın altına girdi. Tabutu bayrağa sarılmadı. Aynı mahkeme "öldü kurtulduk" der gibi önce dosyayı ayırıp sonra "kovuşturmaya gerek yok" kararı verdi. Ama Tugay Komutanlığına vekalet eden sınıf arkadaşım Murat Yılmaz'a çaktı müebbeti... Murat'ı defalarca yazdım, yazmaya devam edeceğim. Hastanede olduğum için cezasını da yazamadım. Murat'ın da en kısa zamanda tahliye olacağını "pardon" deneceğini eşi Sibel'e söyledim. "Adaletiniz batsın" diyor sevgili arkadaşlarımın güzel oğulları, kızları... Hele de Hava Pilot Tümgeneral İdris Aksoy'un güzeller güzeli kızı... "Yavuz Amca, babam çok üzüldü" diye ağlıyor! Yüksel Acı'nın eşi Tuğba haber bekliyor. Saldırıya uğramasam ertesi günü İbrahim Yılmaz ile çay içecektim. Kızı Av. Nazlı ile sohbet edecektik. Aynı gün İlhan Talu'nun kızı ve damadı ile haksızlıklara "mim" koyacaktık!..

Yarın devam edeceğim. Yozgat, Bünyan, Silivri, Sincan, Gaziantep, Tarsus cezaevlerinden "subay, astsubaylar ile aynı WC'ye giremeyen Uzman Çavurların" dramını yazacağım. Boğazlıyan-Yozgat'tan yazan, Çanakkale'den Özge Üsteğmen'in mektubunu paylaşmak istiyorum.

Canlarım, kendi adıma rahatlıkla "ne istediniz de vermedik" demediğim için TSK İç Hizmet Kanununa göre siz değerli kardeşlerimin sorunlarını sonuna kadar savunacağıma söz veriyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları