Hasta ve yakınları 852 sağlık tesisindeki birimlerde haklarını arayabiliyor

Hasta ve yakınları 852 sağlık tesisindeki birimlerde haklarını arayabiliyor
Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğüne bağlı 701'i hastane, 151'i ağız ve diş sağlığı merkezi olmak üzere 852 sağlık tesisinde hasta hakları birimlerinden hizmet alınabiliyor.

Hasta ve yakınları 852 sağlık tesisindeki birimlerde haklarını arayabiliyor

 

Anayasa ve diğer mevzuatlarda yer alan insan haysiyetine yakışır şekilde herkesin hasta haklarından faydalanabilmesine, hak ihlallerinden korunabilmesine ve gerektiğinde hukuki korunma yollarını fiilen kullanabilmesine ilişkin düzenlemeler, Hasta Hakları Yönetmeliği ile düzenlenen usul ve esaslar çerçevesinde yürütülüyor.

 

Bu kapsamda hasta hakları birimince yürütülen çalışmalarda, hasta ve hasta yakınlarının başvurularıyla değerlendirme, çözümleme, raporlama, Hasta Başvuru Bildirim Sistemi (HBBS) iş ve işlemleri takip ediliyor.

Hasta hakları, "sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı", "sağlık durumu ile ilgili bilgi alma hakkı", "hasta haklarının korunması", "tıbbi müdahalede hastanın rızası", "tıbbi araştırmalar" olarak sınıflandırılıyor.

Sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı; hizmetten adalet ve hakkaniyete uygun faydalanma, bilgi isteme, sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirme, personeli tanıma, seçme ve değiştirme, öncelik sırasının belirlenmesini isteme, tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım, tıbbi gereklilikler dışında müdahale yasağı, ötanazi yasağı ve tıbbi özen gösterilmesini kapsıyor. 

Kayıtları inceleme, bilgi vermenin usulü, bilgi verilmesi uygun olmayan ve tedbir alınması gereken haller ile bilgi verilmesini yasaklama ise "hastanın sağlık durumuyla ilgili bilgi alma hakkı"nın düzenlediği konu başlıkları arasında yer alıyor.

"Hasta haklarının korunması"nın içeriğini mahremiyete saygı gösterilmesi, rıza olmaksızın tıbbi ameliyata tabi tutulmama, bilgilerin gizli tutulması oluşturuyor. 

Tıbbi müdahaleye hastanın rızası ve izin, tedaviyi reddetme veya durdurma, rıza formu, alışılmış olmayan tedavi usullerinin uygulanması, rızanın şekli ve geçerliliği, organ ve doku alımında rıza, aile planlaması hizmetleri ve gebeliğin sona erdirilmesi ise "rızanın kapsamı ve aranmayacağı haller" konularını kapsıyor.

Rıza, gönüllünün korunması ve bilgilendirilmesi, rıza alınmasının usulü ve şekli, küçüklerin mümeyyiz olmayanların durumu, ilaç ve terkiplerin araştırma amacıyla kullanımı, "tıbbi müdahalede hastanın rızası hakkı"nın alt başlıkları arasında yer alıyor.

Hastanın, güvenliğin sağlanması, dini vecibeleri yerine getirebilme ve dini hizmetlerden faydalanma, insani değerlere saygı gösterilmesi ve ziyaret, refakatçi bulundurma, hizmetin sağlık kurum ve kuruluşu dışında verilmesi gibi hakları da bulunuyor. 

HASTA BAŞVURU BİLDİRİM SİSTEMİ'NDEN BAŞVURULABİLİYOR

Hasta ve yakınları, bu konudaki başvurularını toplam 852 sağlık tesisinde bulunan hasta hakları birimlerine yapabileceği gibi "https://hastahaklari.saglik.gov.tr/" internet adresi üzerinden HBBS aracılığıyla da başvuruda bulunabiliyor.

Dilekçeyle ve bilgi edinme mevzuatı kapsamında posta aracılığıyla Bakanlığın merkez teşkilatı ve taşra teşkilatına da müracaat edilebiliyor. 

Hasta hakları birimlerine yapılan şikayetler içinde hizmetten genel olarak faydalanamama, bilgi edinememe, rahatlık ve saygınlık görememe ile mahremiyet başlıkları öne çıkıyor.

EPİKRİZ RAPORU HER HASTAYA VERİLMELİDİR

Hasta haklarının hukuki boyutuna ilişkin AA muhabirine bilgi veren avukat Cemalettin Gürler, Türkiye'de bu hakların özel ve kamu hastanelerde yaşanabilecek hukuka aykırı durumlar olarak iki ayrı alanda incelendiğini söyledi.

Devlet hastanelerindeki sorunların idare hukukuna, özel hastanedekilerin sorunların ise özel hukuk kurallarına tabi olduğuna işaret eden Gürler, "Bu durum aslında bir çelişki ortaya çıkarıyor. Hasta haklarını bu kadar hukuki alanda kaybetmemek lazım." dedi.

Hastaların başvurdukları konularda net, açık ve kesin olarak bilgilendirilmeleri gerektiğini belirten Gürler, tedavi sürecinde hastanın ırk, dil, din, cinsiyet gibi temel belirleyici noktalarda hiçbir ayrıma tabi tutulmaması, ibadet dahil tüm manevi ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğine dikkati çekti.

Gürler, "Bu elde edilen bilgiler, gerekli yasal emirler olmadığı sürece 3'üncü kişilerle paylaşılmamalı. Hasta haklarının bir mahremiyeti var ve o mahremiyet korunmalıdır. Her hasta taburcu olduğunda epikriz denilen gördüğü tedavinin özeti olan o rapora sahip olmalıdır. Bu her hastaya verilmelidir. Kamu ve özel hastanelerde bu raporun verilmesi konusunda gönülsüz davranılıyor. En başta alınması gereken tedbir epikriz raporlarının kişilere ulaştırılmasıdır." diye konuştu.

Hastaların tedavi sırasında yaşayabilecekleri her türlü zarardan dolayı hukuki yollara başvurabileceklerini vurgulayan Gürler, şunları kaydetti:

"Hasta eylemin niteliğine göre ceza yargılaması isteyebilir. Ölüme sebebiyet verilmişse ya da yaralanmaya arızi durum oluşmuşsa cezai yargılanmayı gerektirir. Hukuki yargılama ise bu eğer tedavi ve iyileştirme sürecinde yapılan eylemler, kişinin manevi dünyasına acı, elem, ızdırap veriyor ya da bir zarar oluşturuyorsa manevi tazminat talebinde bulunabilir. Yapılan yanlış tedavi ve iyileştirme süreci, kişinin belli bir uzvunun kaybına ya da uzun süreli işsiz kalmasına bağlı maddi sonuçlar doğuruyorsa bunun da maddi boyutunda ödeme yapılması gerektiriyor."

Güler, hastaların genellikle tedaviden aradıkları sonuçları bulamadıkları gerekçesiyle kendilerine başvurduğunu belirterek, "Hastaneler özellikle epikriz raporlarını, bilgileri paylaşmakta çok cimri davranıyorlar. Hekimler, bu bilgi belge olmadan yeniden tedavi sürecine başladıklarında en çok diğer hekimin hatalarından bahsediyorlar. Bize gelen en çok bilgi, gidilen diğer sağlık kuruluşundaki hekimin yaptığı tespitlere dayanıyor." dedi.