Hastanesinde Sıra Gecesi Okulunda Dayak!

Hastanesinde sıra gecesi, okulunda dayak, adliyesinde hakimle sanık arasında hatıra fotoğrafı, kışlasından terör örgütü çıkan bir ülke…

Bu dört olay Türkiye'nin "Nasıl 3.Dünya ülkesi" haline getirildiği sorusuna cevaben verilebilecek dört fotoğrafı içinde barındırıyor.

***

Laikliğiyle bilinen askeriyenin içine "cemaat" adı altında terör örgütü yerleştirildi. Bunlar o kadar saldırgan ve düşman bir ekipti ki önce Milliyetçileri, Atatürkçüleri tasfiye ettiler sonra darbeye kalkıştılar.

Bu tabloya yol açanlar sorumluluktan çok hızlı bir şekilde sıyrıldı. Çünkü Türkiye'de "hesap verme" kültürü yoktu, sadece eylemi gerçekleştirenler cezalandırıldı. Onların yol arkadaşları, onları görmezden gelenler kaldıkları yerden devam ediyorlar.

***

Hükümet nezdinde ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun en çok eleştirildiği konu, hastanelerdeki kuyruklardı. Kılıçdaroğlu o dönem siyasi iktidar değildi, sadece bir bürokrattı ama siyasetin dili içinde kitlelere "sorumlu" olarak gösterildi.

"Hastanelerde sıra vardı" diyerek onu eleştirenler şu anda tek başına iktidarda ama şu hastanelerin haline bakın. Milyonlarca lira harcanarak yapılan bu büyük yapıların içleri bomboş.

Neden? Eğitim yetersiz, liyakat yok, sonuç; insanlar memnuniyetsiz.

Adana Şehir Hastanesi'nde yaşananlarla ilgili görüntüleri izleyince tabloyu anlıyorsunuz. Hastane yemekhanesinde öğle arası sıra gecesi düzenleyip hastane önlükleriyle halay çekiyorlar!

Şu rahatlığa bakın. Bilinç yok, düşünce yok, "Biz ne yapıyoruz burada" diyen yok.

***

Adliyeye gidiyorsunuz…

Erdoğan'a hakaret suçundan tam 13 bine yakın dava dosyası açılmış. İnanılması güç bir rakam.

Anlaşılan o ki, oldukça kalabalık bir ekip, işi gücü bırakmış sosyal medyada, sağda solda ne kadar suç olabilecek konu varsa, dosya yapıp mahkemeye taşımışlar.

Erdoğan'a hakaret konusunda gösterilen hassasiyet ne yazık ki kadına şiddet, gasp, dolandırıcılık, taciz, istismar ve işçi ölümleri gibi olaylarda rastlayamıyoruz.

Öte yandan 15 Temmuz sonrasında "FETÖ'cüleri temizleme" bahanesiyle yargıda başlayan değişim hakimlerin parti referansıyla atanması sürecini oluşturdu. Hatta işi o kadar amatörce yapıyorlar ki, avukatlıktan hakimliğe alınan kişilerin "torpil listesi" ortalığa saçıldı.

Ne oldu? Gerçekleri ortaya çıkarmanın suç olduğu bir ortamda, hızlıca erişim yasağı getirildi.

Yargı bu hale gelince adaleti vermesi gerekenler de disiplinden uzaklaştı.

Sanıkla hakimin, mahkeme salonunda fotoğraf çektirebildiği bir ülkeye dönüştük.

Peki bu skandalda ne oldu?

Göstermelik bir soruşturma sonrası, hakim izne çıktı ve yapılan haberlere jet hızıyla erişim yasağı getirildi.

***

Son olayımız ise İzmir'den…

2018 yılında bir ortaokulda çekildiği anlaşılan görüntülerde, bir öğrenci kıyafeti yüzünden müdür yardımcısı şahıs tarafından darp ediliyor.

Müdür yardımcısı bu gibi olayları çok sık yaptığı için, herkes şikayetçi, ama kanıtlanamıyor. En sonunda ya öğrencilerden ya da eğitimcilerden biri bu şahsı videoya çekiyor.

Ve 2 gündür konuştuğumuz o skandal görüntüler yayılıyor.

Dayakçı öğretmen hakkında ne yapıldı?

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü tek paragraflık açıklama yapıyor ve şunları söylüyor:

"2018 Yılı Kasım ayında ilimiz okulunda yaşanan ve bugün kamuoyuna yansıyan "şiddet görüntüleri" ile ilgili olarak, söz konusu Okul Müdür Yardımcısı, o süreçte soruşturma açılarak açığa alınmış olup, hakkında cezai işlemler uygulanmıştır. İlgili kişi hakkında olay adli mercilere intikal ettirilmiş olup, kamu davası devam etmektedir."

Açığa alındıktan sonra görevine döndü mü?

Şu anda öğretmenlik yapıyor mu?

Olay hangi okulda yaşandı?

Öğrencilerin psikolojileri ne durumda?

Bunların hiçbirine cevap yok, günü kurtarıyorlar!

Daha da acısı dayakçı öğretmen, polis ya da her kimse "açığa alınma" süreci çok kısa sürüyor. Soruşturma tamamlanana kadar 1-2 ay en fazla… Sonrasında başka bir okula gönderiliyor.

İzmir'deki durumu bilemiyoruz.

***

İşte Türkiye'nin nasıl 3.dünya ülkesi olduğunu anlatan, örnekten tümevarım yapabileceğimiz dört olay.

Hesap verme kültürünü geri getirmeme ısrarımız sürerse, ülke olarak daha da gerileşeceğimiz mutlak!

 

Yazarın Diğer Yazıları