Hatırlatırım: Bu ülkenin hâlâ bir anayasası var!

Bugün, yazıya şu alıntı ile başlamak istiyorum:

"Muhasebe, İslam dinini Farz-ı Kifaye olarak gerekli kıldığı mesleklerden biridir. Teknik tanımlarına ilaveten muhasebe; Fıkhî hükümlerin yerine getirilmesinde, hakların adil biçimde kaydedilmesi, ölçümü ve hak sahipleri arasında dağıtımı için kullanılan bir vasıtadır. Adil olma kavramı (adalet), Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette geçmektedir; {Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder…} ve {Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor…}."

İlgili paragrafın dip notları ise, Nahl Suresi ile Nisa Suresi.

Söz konusu paragrafın ve devamının bu yazıya temel oluşturmasının sebebi, bu alıntının bir ilmihalden değil, hukuk metninden yapılmış olması.

Eğer bu alıntıyı bir ilmihalden yapmış olsaydım pek tabii ilginç bir yanı olmazdı. Ancak alıntı, kamu tüzel kişiliği olan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nun 12.12.2019 tarihli kararının giriş cümleleri (Resmi Gazete, 14.12.2019- 30978). Karar, Faizsiz Finans Kuruluşlarının bağımsız denetimini yürütecek olan denetçilerin uyması gereken etik kuralları içeriyor ve denetçilerin Allah-u Teala'ya karşı sorumlu oldukları vurgulanıyor.

Şimdi bir alıntı da Anayasa'nın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan 2'nci maddesinden:

"Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir."

Anayasaya dahil olan başlangıç metninde ise "laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı" yönünde temel ilke yer alıyor.

Ve yine Anayasa'nın 24'üncü maddesi şöyle diyor:

"Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."

Hatırlatırım: Her ne kadar Anayasanın 2'nci maddesinde belirtilen Cumhuriyetin ilkelerinin hemen hemen hepsinde sıkıntıların yaşandığı bir dönemden geçsek de bu ülkenin hala hangi mevkide olursa olsun tüm vatandaşlarının uyması gereken ve yapılacak tüm hukuki düzenlemelerde dikkate alınması gereken bir anayasası var. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı da o anayasadaki usule göre seçildi ve o anayasada yazdığı üzere "laik Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağına" dair yemin etti.

Ezcümle, Anayasa, Türkiye'de bir kamu tüzel kişiliğinin din kurallarına dayanan karar almasını yasaklamaktadır.

Laik bir Cumhuriyet olan Türkiye'de tüm kuralların laikliğe uygun olması gerekir ve herhangi bir dinin kurallarının hukuk metinlerine referans olması kabul edilebilir değildir.

Hukuk metninde yapılan İslami referansları haklı göstermek için yapılan açıklamada bile bir mantık hatası var: Batının aydınlarını işaret ederek "Hegel'den olacak, Dostoyevski'den olacak, John Locke, Machiavelli, Shakespeare konuşacak, Allah'ın kitabı olunca 'hayır' diyeceğiz" deniyor. Machiavelli'nin Hükümdar'ını, John Locke'un Hükümet Üzerine'sini bir İslam filozofu olan Farabi'nin İdeal Devlet'i ile kıyaslayabilirsiniz belki ama bunları Kuran-ı Kerimle kıyaslamak… Bir hukuk metninde kutsal kitaptan alıntı yapılmasının mantıklı bir açıklaması bulunamayınca ne derece saçmalanabildiğini gözler önüne seriyor.

Ancak şunu üstüne basa basa belirtmek gerekir ki; hukuk, demokratik ve laik bir zeminde işlemelidir. Aksi yolu tercih eden tüm ülkeler, bugün, demokrasi eksikliğinin kaçınılmaz olumsuz sonuçlarını yaşamakta, halkları da en acı şekillerde bu değerlerin eksikliğinin sonuçlarını tecrübe etmektedir.

***

Okuma Önerisi:

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler, bir süredir Türkiye'deki laiklik karşıtı dönüşüme dikkat çeken yazılar kaleme alıyor ve uyarıyor. Kendi sitesi olan üzerinden yayınladığı yazılarına zaman ayırıp okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.

 

Yazarın Diğer Yazıları