'Hayat Hikâyem'

Kur'ân-ı Kerîm meâllerinin okunmasını çok önemsiyorum. Prof. Dr. İsmail Yakıt'ın Ötüken Neşriyat'tan çıkan "Kur'ân-ı Hakîm Meâli-Semantik Analizli Açıklamalı ve Yorumlu" eseri uzun zamandır önümde. Gerektiğinde bakıyorum.

Prof. Dr. Abdülkadir Şener, Prof. Dr. Cemal Sofuoğlu, Prof. Dr. Mustafa Yıldırım Hocaların "Yüce Kur'ân ve Açıklamalı Yorumlu Meâli"nin altıncı baskısı yeni geldi.

Diyanet'in hâfız yetiştirmek için özel gayretini anlamıyorum. Yazılı metinler, dijital metinler var. Hâfızlıktaki maksat Kur'ân metinlerinin kaybolmaması idi. Modern çağda, ezberleyerek muhafaza etmenin bin manası kalmadı. İlk yazıya geçiren de sahabe. İnsan biraz düşünmeli.

Kur'ân niçin gönderilmiştir? Anlamak ve doğru yolu bulmak için değil mi? Hâfız yetiştirileceğine, Arapça öğretilsin. Derin mesele... Gerektiğinde konuya döneriz.

Prof. Dr. Abdülkadir Şener İslâm hukuku alanında söz sahibidir. "Hayat Hikâyem"i 2013'te yayınladı.

Önceki dönemlerde eğitim için nasıl zorlu yollardan geçildiğini hayretler içinde okuyorsunuz. Büyük boy lüks baskı. Hatıraları yanında, şiirleri, belgeler, fotoğraflar yer alıyor.

Hocamızın kitabın ön sözünde "Bu satırları yazarken Türk Milletinin ve İslam aleminin bugünkü haline bakıp söyleyecek söz bulamıyorum. Son derece üzgün olduğumu ifade etmekle yetiniyorum." diyor.

Prof. Dr. Abdülkadir Şener, Yozgat- Boğazlıyan'ın Devecipınar köyünde doğmuş. Önce ilkokulları varmış. Sonra yıkılınca yenisi yapılmamış ve 250 hanelik köy okulsuz kalmış. Hocamız da ilkokulu okuyamamış. Köyünde ve Kayseri'de Kur'ân kursuna devam etmiş. Ardından ver elini Kahire. Camiu'l-Ezher'in orta kısmına yazılıyor. Yurtta kaldığı sırada, Yozgatlı İhsan Efendi'den mantık dersi alıyor. İhsan Efendi, Mehmet Âkif'in, Kur'ân tefsirini "yakması" için teslim ettiği zat. Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu'nun babası.                                                                                                                          Türkiye'de denkliğin kabul edilmeyeceğini öğrenince, denkliği kabul edilen Bağdat'ta bir dinî liseye geçiyor. Yıl 1954. Arapça kayıt dilekçesini yazan da o sıra Bağdat İlâhiyat Fakültesi'ni bitiren Hüseyin Atay. (Sonra Prof. Dr.)

Zorlu bir hayat mücadelesi... Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne asistan oluyor.

Hocamız, Seyyid Kutub'un "El-Mustakbelü li Hâze'd-din" kitabını çevirisine yardım ediyor. Çeviren olarak onun adı yazılıyor. Kitap, "İstikbal İslâmdadır" adıyla 1967'de Hilâl Yayınevi'den çıkıyor. Yayınevinin sahibi, sonra ismi çok duyulacak olan Salih Özcan. Salih Özcan çevirenden habersiz öyle bir önsöz yazıyor ki... "Seyyid Kutub'a inanmayanlar Müslüman değildir." diyor. Yayınevi ve mütercim olarak Abdülkadir Şener Hocamız hakkında, Turgut Özal zamanında, 1991'de yürürlükten kaldırılacak olan ünlü 163. maddeden "laikliği aykırı propaganda" davası açılıyor.

Sonunda kitap Ahmet Şükrü Esmer, Kemal Balkan ve Bahriye Üçok'tan kurulu bilirkişi heyetine gidiyor. Rapor aleyhlerinde çıkıyor ve ceza alıyorlar.

Hoca ibret için mahkeme kararını kitabına almış. Dönemin hassasiyetini anlamak için okumalı.

Hoca'nın 1954'te Kahire'de öğrenciyken yazdığı "Ülkümüz" şiiriyle yazıyı bitirelim:

"Şu acunda kardeşim, Türk Ulusu'nun / İlerleyip yükselmesini istemek, / Bu uğurda çalışmak ve ölmek, / Varlığını, öz benliğini bu Ulusun / Korumak ve yaşatmak, / Türkçülük işte bu demek. / Bu ülküyü gönlünde yaşatan, / Canla başla gönül vererek / Bu yolda çalışıp sevdalanan, / Bu yolda her şeyi göze alan, / Türkçü işte bu er demek..."

Yazarın Diğer Yazıları