Hayat sen böyle değildin

Haberler hiç açıcı değil. Kaza, kaçırılma, masum bebeklere yapılan işkenceler, kavga, şiddet olaylarını izlemek morallerimizi, sıfıra indirdi.

Hayat bu kadar can yakmamalı.

Nasıl vicdan ve ruh halidir ki, bu canavarlıkları yaptırıyor.

Yaşamın içinde daha çok yalnızlaşmaya başladık.

***

Vakit geçirmeden çocuklarımıza öğreteceğimiz ne varsa bütün bilgileri yazılı ve görsel medyada, eğitim seminerlerinde sık sık paylaşmak gerekiyor.

Bedeni tanıma ve cinsellik konuları yaşa uygun bir şekilde çocuklarımıza anlatılmalı.

Tanımadığı kişilerle mesafeli konuşma ve davranışları öğretmeliyiz.

Bilgisayarlarını, cep telefonlarını eğiterek kesinlikle takip etmeliyiz.

***

Bu yetmez...

Çevremize de dikkat etmek zorundayız.

Herkes kapı komşusundan başlayarak, tüm apartman sakinleriyle bir araya gelmeli.

Apartman yöneticisi, mahalledeki diğer apartman yöneticileriyle buluşmalı.

Meseleye sahip çıkmalıyız. "Bana ne", "Adam sen de" dememeliyiz.

***

İş yerinden ablamız anlatırken gözyaşını tutamıyor;

"Altmışlı yaşlara geldim. Böyle şeylere alışık değiliz. Torunlarımız var. Ödümüz kopuyor. Onların kılına zarar gelecek diye..."

Ardından devam ediyor;

Bizim zamanımızda "vahşet" kanser gibi her yeri sarmamıştı.

Tek tük olaylar vardı ancak bunlara karşı bütün mahalle birlik olurdu...

Çocuklarımızı emanet ederdik.

Şimdi bunları artık yok.

Apartmanda kimse kimseyi tanımıyor.

Selamlaşma bile yok...

Akraba bağları bile zayıfladı.

Ne diyeyim...

Allah yardımcımız olsun.

Umarım geleceğimiz evlatlarımız, meleklerimiz kazasız, belasız büyürler.

Sorunsuz, iyi insanlarla, dostluklar kurarlar.

Hayatı paylaşırlar.

***

Aynı umutla mutlu pazarlar diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları