HDP yolun sonunda (mı?)

"Terör örgütü" vasfını taşıyan yapılanmalarla bağlantılı partiler ya çok dar alanda tutulmuşlar ya da kapatılmışlardır. Bunun en açık örneği İspanya'dır.

Birkaç defa yazdım. Zamanında İspanya'nın Bask bölgesine gittim, araştırdım.

Bask bölgesinin bağımsızlığı için silah kullanan ETA'nın siyasî kanadı Batasuna kapatıldı ve AİHM de bunu tasdik etti. ETA (veya Batasuna) sokakları, geçitleri nasıl sloganlarla, "kahramanlarının" fotoğraflarıyla donattığını gördüm. Ve çatışmaya da şahit oldum. Şahit oldum dediysem şöyle: Yayın organları Egin gazetesine gidecek kimi bulursam konuşacaktım. Egin, San Sebastian'ın banliyosu diyebileceğimiz Hernani'de. Hernani'ye vardık. Yemyeşil dağın dibinde. Dağdan silah sesleri geliyordu. Etrafa sorduk... Kimseden ses yok. İnsanlar suskun. Suskunluk her şeyi anlatıyordu. Sonra öğrendik tabiî... Çatışma çıkmış.

Bu ayrıntıyı yazmamın bir sebebi var. Gittiğimiz gün İspanya'da millî bayrammış. Gazetenin dış haberler müdürü Teresa Toda'yı evinden çağırdılar. Biraz ketumdu ama konuştuk. Çok sonra bu hanım nerelerde diye araştırdım. Meğer 2007'de hapse atmışlar, 2013'te çıkmış. Hücreye tıkmışlar, epey eziyet çekmiş.  Diyeceğim o ki, İspanya da gazetecileri hapse tıkıyor. 

HDP, PKK'nın askerlik şubesi gibi... Devletin "terör örgütü" dediği PKK'ya HDP'liler bir kere olsun "terör örgütü" diyebildiler mi? Bir kere olsun "Türkiye'yi parçalamak istiyorlar." lafını ettiler mi?

HDP, PKK'nın "meşru" beslenme alanıdır. HDP'liler vasıtasıyla para toplayabilirler, kenevir yetiştirebilirler, uyuşturucu imal edebilirler... Kara para aklayabilirler. Her şeyi yapabilirler.

HDP'nin 5,5 milyon oyundan bahsediliyor. Bu oyun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Sihrî ve ideolojik "asabiyet" bağı önem kazanıyor.

HDP'nin belediye başkanları bir bir uzaklaştırdı. Üç büyükşehir yok, diğer şehirler yok, birçok ilçe yok... 65 belediyeden neredeyse 60'ı "kayyım"a teslim. Daha açık ifadeyle, Ak Parti teslim aldı.

Ak Parti'nin 18 yıllık iktidarı bir gazeteci olarak bende şu kanaati perçinledi: Önce parti sonra devlet... Ne tür icraat olursa olsun, devlete ne getireceği değil, partiye ne getireceği hesabıyla yapılıyor. (Maddî kayırmalara ben girmeyeyim. Bu mesele attı ay hapis yatırdıkları Murat Ağırel arkadaşımızın "uzmanlık" alanıdır!)

Parti dediysem, iki genel merkezi var. Bir Balgat'taki "Ak Parti Genel Merkezi" tabelası asılı bina, diğeri Beştepe'de Atatürk Orman Çiftliği'ne dikilen Saray.(Israrla "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi" diye inandırmaya çalışsalar da, asıl Ak Parti Genel Merkezi orasıdır.) Genel merkez şimdi bir hesap içinde... Ne mi hesap?

Kanunlara bakarsak HDP kapatılmalıdır. Hâlâ soruşturma açılmaması suçtur. Devir değiştiğinde bu "suç" da masaya yatırılacaktır!

Çocukları dağa kaçırılan aileler HDP'nin önünde günlerdir, aylardır, çocuklarının gelmesini bekliyorsa, bu bile bir fikir vermelidir. Kandırılan, kaçırılan çocukların bir mesulü varsa o da HDP'dir.

Ak Parti şu anda, memleket için değil, kendisi için kâr-zarar hesabı yapıyor. Zemin yokluyor. Saray, HDP'ye giden oyların bir kısmını olsun alacak, iktidarı elinde tutacak seviyeye gelecekse, HDP/PKK'lıların yeni parti kurmalarına fırsat vermeden erken veya zamanında seçime göre bir ayarlama ile HDP'ye kilit vurduracaktır.

Göreceğiz.

 

Yazarın Diğer Yazıları